2008 yılında çıkmış iyi denebilecek aksiyon filmlerinden biriydi Wanted. Kaliteli oyuncu kadrosu ve sağlam aksiyon sahneleriyle kendini izlettirmeyi başarmıştı. İncelemeye başlamadan şunu söyleyeyim, eğer Wanted’ı izlemeyen varsa, bu yazıyı okumasını tavsiye etmem; çünkü oyundan bahsederken filmden de bir hayli bahsetmiş olacağız.
Geçmişin İzinde
Genelde film oyunları, film ile aynı ana senaryoya sahip olurlar ve bu ana senaryo birkaç küçük yan senaryoyla desteklenir. Wanted: Weapons of Fate ise bu çizgide ilerlememiş ve bizlere yepyeni bir senaryo sunmuş. Oyunda filmin kaldığı yerden devam ediyoruz, yani bu senaryoyla Wanted 2 filmi de çıkabilirdi. Filmin sonunda hatırlarsınız Wesley, Sloan’ı öldürüyordu. Oyunda tam olarak bu olaydan beş saat sonrasında yaşanmaya başlanan olayları konu alıyor. Oyun boyunca, Pekwarsky’nin de yardımıyla, Wesley’in karanlık geçmişine ışık tutuyoruz ve bu geçmiş zamanları da Cross (Wesley’in babası) ile oynuyoruz. Neden kardeşlik Cross’u öldürmeye çalışmıştı, Wesley’in annesi kimdi ve dahası Wesley, nasıl bir geçmişe sahipti? Yani senaryo, filmin senaryosundan bağımsız; ama onu tamamlayıcı bir senaryo.
Hatırlarsanız filmde Wesley bin bir zahmetle mermilere falso vermek, adrenalin düzeyini kontrol ederek anlık olayları ağır çekimde yaşamak gibi sıradan insanların yapamayacağı özelliklerini keşfetmişti. Oyuna başladığımızda ise, tüm o öğrendiklerini unutmuş bir Wesley’le karşılaşıyoruz. Bölümlerde ilerledikçe bu güçler açılıyor ve her öğrenilen özellikten sonra kısa bir “tutorial” kısmı yer alıyor. Oyun boyunca kazanacağınız özellikler sınırlı: Mermi bükme ve siperden sipere ağır çekimde geçme. Tabii bunları sürekli yapamıyorsunuz. Oyunda “boss” sistemi mevcut. Yani bazı bölüm sonlarında teke tek kapışmalar yaşıyorsunuz ve her öldürdüğünüz bosstan sonra sağ üst köşede bir halka çıkıyor. Bu, sizin adrenalin düzeyiniz. Oyun sonuna doğru bu halkalardan dört tane oluyor. Öldürdüğünüz her bir düşman bu halkaları dolduruyor. Mermi bükmek (başlarda) bir, oyunun ilerleyen bölümlerinde iki, zamanı ağır çekime alıp siperler arası geçiş yapmak ise iki dolu halkanızı boşaltıyor. Hatırlarsanız bu sistem Prince of Persia serisinde de mevcuttu.
Yapımcıların oyuna film tadı vermeye çalışmış olması da gözlerden kaçmıyor. Bazı yerlerde kontrol sizden çıkıyor ve ara video izlermiş gibi oyunu izlerken bir anda kontrol size veriliyor. Belli bir süre içinde o anda karşınızda olan düşmanlarınızı öldürüyorsunuz ve aynı tarzda ilerleyerek birkaç kişi daha öldürdükten sonra kontrol size geri veriliyor.
Oyundaki müzikler de filmde kullanılan müziklerin aynıları. Karşınızda bir düşman belirdiğinde artan adrenalin müziği, düşmanlarınızı temizledikten sonra bitiyor. Yani müziğe göre hareketlerinizi yön verebilirsiniz. Oyunda karakterleri seslendiren kişilere baktığımızda sadece Cross ve Pekwarsky karakterlerini filmdeki oyuncuların seslendirdiğini görüyoruz. Wesley ve Sloan’ı ise başka ses sanatçıları seslendirmiş. Bu arada Sloan yaşıyor mu diye şaşırmayın, Cross’la oynadığımız geçmiş zaman bölümlerinde yer alıyor.
Oyun boyunca Cross’la üç, Wesley’le altı bölüm oynuyoruz. Bu açıdan baktığınızda oyun, film tadında, yani oldukça kısa olmuş. Oynayışınıza bağlı olarak 4-5 saat gibi bir sürede oyunu bitirebilirsiniz.
Film Gibi...
Oyunda siper alma sistemi mevcut, bu yüzden kolay kolay ölmüyorsunuz. Siper aldığınızda düşmanlarınız sizi bulunduğunuz yerde rahatsız etmiyor, sadece ilerleyen bölümlerde atılan bombalardan rahatsız olabilirsiniz. Düşmanlarınız oyunda ilerledikçe daha da zorlaşıyor. Örneğin ilk başlarda düşmanlarınızı kafadan tek vuruşta öldürürken, daha sonraları karşınıza çıkan elinde pompalı olan Terminator bozması adamları kafadan 3-4 vuruşta ancak öldürmeye başlıyorsunuz. Terminator bozması dedim; çünkü hiç siper alma gereği duymadan, civarda sağa sola doğru hareket ederek size ateş ediyorlar. Haliyle siz de onları keklik gibi avlıyorsunuz. Bir de Matrix fırlaması düşmanlarınız var. Bunlara da ateş ettiğinizde, genel olarak mermilerden sıyrılıyorlar. Bu düşmanlarınıza headshot yapmanız mümkün değil; o yüzden ya yanlarına kadar gidip bıçağınızla öldüreceksiniz ya da siperler arası geçişte yavaş çekimde işlerini bitireceksiniz.
Geçmişin İzinde
Genelde film oyunları, film ile aynı ana senaryoya sahip olurlar ve bu ana senaryo birkaç küçük yan senaryoyla desteklenir. Wanted: Weapons of Fate ise bu çizgide ilerlememiş ve bizlere yepyeni bir senaryo sunmuş. Oyunda filmin kaldığı yerden devam ediyoruz, yani bu senaryoyla Wanted 2 filmi de çıkabilirdi. Filmin sonunda hatırlarsınız Wesley, Sloan’ı öldürüyordu. Oyunda tam olarak bu olaydan beş saat sonrasında yaşanmaya başlanan olayları konu alıyor. Oyun boyunca, Pekwarsky’nin de yardımıyla, Wesley’in karanlık geçmişine ışık tutuyoruz ve bu geçmiş zamanları da Cross (Wesley’in babası) ile oynuyoruz. Neden kardeşlik Cross’u öldürmeye çalışmıştı, Wesley’in annesi kimdi ve dahası Wesley, nasıl bir geçmişe sahipti? Yani senaryo, filmin senaryosundan bağımsız; ama onu tamamlayıcı bir senaryo.
Hatırlarsanız filmde Wesley bin bir zahmetle mermilere falso vermek, adrenalin düzeyini kontrol ederek anlık olayları ağır çekimde yaşamak gibi sıradan insanların yapamayacağı özelliklerini keşfetmişti. Oyuna başladığımızda ise, tüm o öğrendiklerini unutmuş bir Wesley’le karşılaşıyoruz. Bölümlerde ilerledikçe bu güçler açılıyor ve her öğrenilen özellikten sonra kısa bir “tutorial” kısmı yer alıyor. Oyun boyunca kazanacağınız özellikler sınırlı: Mermi bükme ve siperden sipere ağır çekimde geçme. Tabii bunları sürekli yapamıyorsunuz. Oyunda “boss” sistemi mevcut. Yani bazı bölüm sonlarında teke tek kapışmalar yaşıyorsunuz ve her öldürdüğünüz bosstan sonra sağ üst köşede bir halka çıkıyor. Bu, sizin adrenalin düzeyiniz. Oyun sonuna doğru bu halkalardan dört tane oluyor. Öldürdüğünüz her bir düşman bu halkaları dolduruyor. Mermi bükmek (başlarda) bir, oyunun ilerleyen bölümlerinde iki, zamanı ağır çekime alıp siperler arası geçiş yapmak ise iki dolu halkanızı boşaltıyor. Hatırlarsanız bu sistem Prince of Persia serisinde de mevcuttu.
Yapımcıların oyuna film tadı vermeye çalışmış olması da gözlerden kaçmıyor. Bazı yerlerde kontrol sizden çıkıyor ve ara video izlermiş gibi oyunu izlerken bir anda kontrol size veriliyor. Belli bir süre içinde o anda karşınızda olan düşmanlarınızı öldürüyorsunuz ve aynı tarzda ilerleyerek birkaç kişi daha öldürdükten sonra kontrol size geri veriliyor.
Oyundaki müzikler de filmde kullanılan müziklerin aynıları. Karşınızda bir düşman belirdiğinde artan adrenalin müziği, düşmanlarınızı temizledikten sonra bitiyor. Yani müziğe göre hareketlerinizi yön verebilirsiniz. Oyunda karakterleri seslendiren kişilere baktığımızda sadece Cross ve Pekwarsky karakterlerini filmdeki oyuncuların seslendirdiğini görüyoruz. Wesley ve Sloan’ı ise başka ses sanatçıları seslendirmiş. Bu arada Sloan yaşıyor mu diye şaşırmayın, Cross’la oynadığımız geçmiş zaman bölümlerinde yer alıyor.
Oyun boyunca Cross’la üç, Wesley’le altı bölüm oynuyoruz. Bu açıdan baktığınızda oyun, film tadında, yani oldukça kısa olmuş. Oynayışınıza bağlı olarak 4-5 saat gibi bir sürede oyunu bitirebilirsiniz.
Film Gibi...
Oyunda siper alma sistemi mevcut, bu yüzden kolay kolay ölmüyorsunuz. Siper aldığınızda düşmanlarınız sizi bulunduğunuz yerde rahatsız etmiyor, sadece ilerleyen bölümlerde atılan bombalardan rahatsız olabilirsiniz. Düşmanlarınız oyunda ilerledikçe daha da zorlaşıyor. Örneğin ilk başlarda düşmanlarınızı kafadan tek vuruşta öldürürken, daha sonraları karşınıza çıkan elinde pompalı olan Terminator bozması adamları kafadan 3-4 vuruşta ancak öldürmeye başlıyorsunuz. Terminator bozması dedim; çünkü hiç siper alma gereği duymadan, civarda sağa sola doğru hareket ederek size ateş ediyorlar. Haliyle siz de onları keklik gibi avlıyorsunuz. Bir de Matrix fırlaması düşmanlarınız var. Bunlara da ateş ettiğinizde, genel olarak mermilerden sıyrılıyorlar. Bu düşmanlarınıza headshot yapmanız mümkün değil; o yüzden ya yanlarına kadar gidip bıçağınızla öldüreceksiniz ya da siperler arası geçişte yavaş çekimde işlerini bitireceksiniz.