Wanted
bu yazın en aksiyon ve adrenalin salgılatan filmlerinden biriydi.
Angelina Jolie'nin cesur sahneleriyle daha da ilgi çekmişti. Beğeneni
kadar sevmeyeni de bol olsa da Rusların Nightwatch ve Daywatch
filmleriyle gurur kaynağı olan yönetmen Timur Bekmambetov'u Hollywood'a
taşıdı. Ayrıca daha önce Children of Dune'da önemli bir rol oynayan
genç yetenek James McAvoy'un da tüm dünya tarafından fark edilmesini
sağladı. Film konusu arka planda kalmış saf bir aksiyondu. Hatta o
kadar fazla aksiyon vardı ki senaryonun kilit noktalarını asla
göremedik. Aksiyon sahnelerinin müthiş koreografisi sayesinde bir oyunu
hak ediyordu. Ancak ilginç şekilde Warner Bross. iki iddialı filmi
(Wanted, The Dark Knight) içinde oyun çıkartmadı. Tam böyle bir aksiyon
boşa gitti diyorduk bir baktık ki filmin DVD'sinin çıkacağı günlerde
Wanted: Weapons of Fate diye bir oyunun duyurusu yapıldı. Genelde
heyecanlı beklenen bir oyun değildi, ayrıca Murphy kanunlarına artık
eklenmesi gereken, güzel filmin oyunu kötü olur faktörü de vardı.
Bakalım Wanted: Weapons of Fate bu konuda ne kadar başarılı?
İyi aksiyon aranıyor, bulana bol eğlence ödül
Wanted
aslında bir çizgi roman uyarlaması. Ancak karakter isimleri dışında
film ile çizgi roman arasında bir benzerlik yok. Oyunun yapımcıları en
azından çizgi romandan bir şeyler kullanalım diye düşünmüşler ve
karakterin giydiği kostümü eklemişler. Oyunun kapağında gördüğünüz ve
çoğu kişinin bu filmde yoktu ne alaka diyeceği kostüm oradan geliyor.
Wanted: Weapons of Fate'de filmden gördüğümüz üç karakter var. Ne yazık
ki herkesin beklediği Fox yani Angelina Jolie bunlardan birisi değil.
Ana karakter Wesley Gibson diğer ana karakter Cross ve Sloan oyunda
varlar. Ayrıca o ünlü izi sürülemeyen kurşunları yapan Pekwarsky da
oyunda bulunuyor. Wanted'ın hikayesini özet geçmek gerekirse; Kaos
içind dünyaya barış getirmek için suikastçılar birleşip Fraternity
(Latince kardeşlik) adlı bir örgüt kurdular. Örgüt kendisine gelen ve
öldürülmesi gereken isimlere "Kader" adını verdi. Sorgulamadan bu
insanları öldürmeye başladı. Sorguladıkları zaman ise sonuçlarının
dünyayı nasıl etkilediğini gördüler. Oyunun ismi de bu inançtan geliyor
sadece katil ya da suikastçı değiller, onlar Weapons of Fate (Kaderin
silahları). Sıradan ve iğrenç bir hayat yaşayan Wesley Gibson bir gün
Fox adlı bir karakterle karşılaşır ve hayatı değişir. Fox ona babasının
dünyadaki en iyi suikastçılardan birisi olduğunu söyler, Wesley'de de
bu yetenek vardır ve eğitilmesi gerekmektedir. Fraternity Wesley'e iki
seçenek sunar ya hayatının rutinlerine geri dönecek. Para kazanmak için
patronuna yalnız kalmamak için, onu aldatan kız arkadaşına ve en iyi
arkadaşına katlanmak zorunda kalacak. Ya da hayatının tamamıyla
kontrolünü ele geçirip canının istediğini yapmaya başlayacaktır. Wesley
ikincisini seçer ve kendin özgür bırakır, dünyadaki en iyi katillerden
birisi olur. Babasının intikamını da alır.
Kurşun bazen adres sorar
Oyun
senaryo olarak filmde eksik kalan şeyleri tamamlamayı hedefliyor. Aynı
zamanda filmdeki aksiyonu birebir yaşatma iddiası var. Filmde Cross
için kuralları bozdun deniliyordu. Ama bunu nasıl yaptığını asla
öğrenmedik. Wanted: Weapons of Fate Wesley'in sık sık gördüğü bir
rüyayla başlıyor. Annesi ona hamileyken bir adam tarafından vuruluyor.
Tam bu sırada Wesley evden gelen seslerle uyanıyor, artık gökyüzünde
gezen özgüveniyle, soymak için yanlış ev seçtiniz diyip silahına
sarılıyor ve macera başlıyor. Eve giren Swat ekibi Wesley'in annesinin
resmini çalmış. Bu adamları ortadan kaldırıp, hem oyuna alışıyoruz hem
de hareketleri öğrenmiş oluyoruz. Ancak Weapons of Fate direk
sinemaskop (geniş ekran) ekran olarak başlıyor. Yapımcılar direk bir PC
adaptasyonu yapmamışlar. Çok fazla çözünürlük ayarı var. Ancak oyun her
çözünürlükte stabil çalışmıyor. O yüzden tek tek deneyip
bilgisayarınıza en uygun çözünürlüğü bulun. Tam kare ekranı sakın
seçmeyin derim, çünkü bu sefer karakterin sırtı ve kalçası ekranın
büyük bir kısmını kaplıyor. Karakter kadın olmadığı için herhalde
hiçbir oyuncu bunu istemez. Çözünürlükleri ayarlarından kurtulduktan
sonra sıra geliyor ufak fare (mouse) sorununa. Oyun analog kollara göre
tasarlandığı için fare nişan alma sistemine çok hızlı geliyor. Ya
elinizi buna göre ayarlayın ya da farenin hassaslık ayarlarını tekrar
düzenleyin. Bu iki önemli detaydan sonra tekrar oyuna dönebiliriz.
Weapons of Fate'in oynanışı saklan ve öldür tarzında. Nişan almak için
farenin sağ tuşuna basmak lazım. Yoksa ortalığa ateş ediyor.
Karakterimiz ilk başta filmdeki özelliklere sahip değil. Bölümleri
geçtikçe bu özelliklere sahip oluyoruz. Filmdeki gibi cesetlere ateş
ederek bu yeteneklerin nasıl kullanacağını öğreniyoruz. Bu çok havalı
ve güzel bir detay olmuş.
Oyunda iki tane silah kullanabiliyoruz. Bunların ikisi de Cross'a yani
Wesley'in babasına ait. Birincisi tek tabanca, diğeri ise her
suikastçının hayali, susturuculu taramalı tabancalar. Dövüş sırasında
ila ki bir eşyanın ya da duvarın arkasına saklanmak lazım. Buradan
siper alıp düşmanları vuruyoruz. Tabii bütün oyun bu şekilde saklan
ateş et şeklinde olsaydı çok sıkıcı olurdu. Bu anda filmden bir özellik
devreye giriyor. Adrenalin bu oyundaki her özel hareketi kullanmamızı
sağlayan bir anahtar olmuş. İyi bir suikastçı gibi düşmanı şaşırıp onu
beklemediği yerden vurmamız lazım. O yüzden saklandığımız yerden
rastgele ateş açıyoruz. Bu da düşmanı orada olduğumuza ikna ediyor.
Daha sonra etrafın sağı solu bulanıklaşıyor ve adrenalin devreye
giriyor. Amacımız, çok hızlı şekilde hareket edip, düşmanın arkasına
dolaşıp onu gafil avlamak. Oyun bu konuda çok başarılı. Kimi film
oyunları vardır, en büyük artısı filmdeki aksiyonu yaşatmaktır. Ancak
kontrol ve kamera sorunları yüzünden bu özel hareketleri asla tam
anlamıyla yapamayız. Sonuçta cinnet geçirmek olur. Wanteda buna bir
çözüm bulmuşlar. Ekranın altında yapabileceğimiz hareketi gösteren ufak
bir gösterge var. Ona göre hareket ediyoruz. Düşmanın arkasına geçip
onu gafil avladığımız zaman iki seçeneğimiz var. Ya düşmanı bıçak
yoluyla öldüreceğiz ya da onu beklemediği bir açıdan vuracağız. Kişisel
tercihim bıçağı kullanmak. Wesley bıçak ile birkaç kombo yapabiliyor.
Düşmana bıçağa sapladığı zaman tüm ekrana kan sıçrıyor. Tüm iyi
suikastçılar gibi yakın dövüşte de çaresiz değil. Ancak bıçak kullanmak
dışında bir numarası da yok. Üstelik bıçakla yapılan hareketler hep
aynı olduğu için oyun boyunca can sıkıcı bir hal alabiliyor. Weapons of
Fate'in en çok merak edilen özelliği ise filmdeki gibi kurşunlara falso
verip veremediğimizdi. Bu özelliği oyuna koymuşlar. Mesela bir duvar
arkasında sıkışıp kaldınız. Ya da düşman sipere yatmış ama çıkmıyor.
Onun yanına gidip vurulmak yerine, mermilere falso verip direk
vurabiliyoruz. Mermiye falso verme olayı ise tamamıyla açıyla ilgili.
Falso verdirecek tuşlara bastıktan sonra karşımıza ufak çapta bir açı
seçeneği çıkıyor. Doğru açıyı verince düşmanı vurabiliyoruz. Hatta
yeterince iyi bir açıyla aynı anda birkaç düşman bir den ölüyor.
Özellikle dik açılarda yavaş çekimli müthiş sinematikler izliyoruz.
Kurşun yavaş yavaş havada süzülüyor ve düşmana saplanıyor. Bunu kurşun
kamerasından izliyoruz. Kısacası Wanted dünyasında artık kurşun adres
soruyor
Silahla yaşayanlar
Birkaç
bölüm geçtikten sonra bu resim hırsızlığının aslı ortaya çıkıyor. Bu
aslında yıllar öncesine dayanan bir intikam hikayesi. Kardeşliğin
kuralları gereği, suikastçılar bir birlerinden çocuk yapamıyorlar.
Ancak Wesley'in annesi ve babası bu kuralı bozup bir çocuk sahibi
olmuşlar. Kurallar konusunda en fanatik olan kardeşliğin Fransa
ayağındakiler bu olayı öğrenince Cross ve eşinin peşine düşüyorlar.
Kısacası filmdeki kuralı bozmak olayı buradan geliyor. Geçmişi anlatan
bu bölümlerde yapımcılar bir sürpriz yapmışlar. Olayları Cross olarak
oynuyoruz. Cross'un karizmatik kıyafeti ve silahları dışında Wesley'den
hiçbir farkı yok. Sadece dış kaplamalar değişmiş o kadar. Dünyadaki en
iyi suikastçılardan birisinin daha fazla yeteneği olması gerekiyordu.
Cross'un peşine düşen grubun başında bizim başka bir sürpriz isim
bekliyoruz. Immortal adı bu karakter, en son Red Alert 3 kendisini
gördüğümüz, Prison Break ve Constantine'den de tanıdığımız, Peter
Stormare tarafından seslendiriliyor. Aynı zamanda, karakter onun
yüzüyle modellenmiş. Wesley ailesi hakkındaki gerçekleri öğrendikten
sonra annesinin intikamını almak için yola çıkıyor. Fransız Kardeşlik
üyeleriyle kıyasıya mücadeleye giriyoruz. Bir süre sonra oyundaki son
yeteneğimizde ortaya çıkıyor. Adrenalin sayesinde bir süreliğine zamanı
yavaşlatma. Bu aslında Max Payne'deki Bullet Time'ın biraz modifiye
edilmiş hali. Ancak ondan çok daha kısa ve o an etraf tamamıyla
donuyor. Düşmanları öldürdükçe ekranın üzerindeki adrenalin göstergesi
doluyor. Zamanı yavaşlatma ve kurşuna falso verme gibi özelliklerimiz
böyle çalışıyor. Oyunun ortalarına doğru Wesley suikastçı kıyafetini
giyiyor. Çizgi romanda kullandığı bu kıyafet çok iyi modellenmiş.
Gözleri parlıyor ve bize mekanik bir ses tonu kazandırıyor. Bu karizma
giysi sayesinde insan kendini ortama daha fazla kaptırıyor.
Bölümlerin tasarımına gelince genelde her şey çok keyifli ve eğlenceli
olmuş. Özelliklerimiz sayesinde düşmanlara üstün gelip onları tek tek
öldürüyoruz. Filmdekini aratmayacak aksiyon sahnelerini yaşıyoruz. Bazı
bölümlerde ise aksiyon sinematik halinde hazırlanmış. Bir anda video
giriyor ve biz film gibi bu sahneleri izlerken, yerine geldi mi
aksiyona biz müdahale ediyoruz. Filmdeki kurşun çarpıştırma aksiyonları
da bu sahnelerde yaşanıyoruz. Düşmanlar bize ateş ederken, kurşunlarını
hedef alıp ateş edersek, kurşunlar havada çarpışıyor. Bu yarı sinematik
yarı kontrollü bölümler çok yaratıcı olmuş. Kurgu ve koreografileri de
çok etkileyici. Oyun sırasında, sağda sola gizlenmiş kumaş parçalarını
bulursanız videolar ve resimlerden oluşan ekstra özellikler açılıyor.
Bu sinematik bölümlerin nasıl tasarlandığını bu şekilde
izleyebiliyorsunuz
Bölümler
arasında herhangi bir menü ya da durak yok. Bir bölüm bitti mi aynı
film gibi diğerine geçiyor. Bu sayede kaptırıp bir solukta oyunun
sonuna kadar geliyorsunuz. Geliyorsunuz gelmesine de bu bir hayal
kırıklığı yaratıyor, çünkü oyun çok kısa. En kötü oyuncular bile 9-10
saate bitirebilir. Weapons of Fate'in diğer garip yanı ise son iki
bölümü. Her şey çok keyifli ve zevkli giderken son iki bölüm insanın
sinirlerini bozuyor. Çünkü son iki bölümde Wesley hiç olmadığı kadar
aciz düşmeye başlıyor. Sanki son iki bölümü başka bir yapımcı ekip
tasarlamış gibi bir hava var. Bu bölümler gereğinden fazla uzunlar ve
aynı aksiyonların tekrarlanmasından oluşuyor. Kısacası bu son iki bölüm
insanın canını sıkıyor. Grafiklere değinmek gerekirse, grafikler çok
iyi değil ama çok kötü de değiller. Yüz modellemeleri Morgan Freemen
dışında başarılı sayılır. Morgon Freemen daha çok Eminönü'nde saat
satan zencilere benzemiş. Müziklerin varlığı ve yokluğu pek kendini
hissettirmiyor. Müzikler daha yerinde ve fazla kullanılabilirdi.
Seslendirmeler başarılı olmuş, diyalog seçimleri ve yazılan replikler
filmin havasına uyuyor. Kısacası Wanted: Weapons of Fate filmdeki
atmosferi iyi şekilde yansıtmaya başarmış. Zaten onu sıradan bir
aksiyon oyunun ayıran özellikleri ise filmdeki özelliklerin en iyi
şekilde kullanılması olmuş. O özellikleri çıkartırsanız pek kayda değer
bir oyun olmazdı. Kısa oynanış süresi ve eksiklikleri oyunun hak ettiği
potansiyelin altında değerlendirilmesine neden oluyor. Ancak bunda
biraz, oyunu Warner Bross.'un verdiği tarihine yetiştirmek için verilen
uğraşında çabası var. Eğer daha uzun zamanda yapılan bir oyun olsaydı
çok daha iyi bir yerlerde olabilirdi. Yapımcılar yakaladıkları bu güzel
aksiyon tadını bir devam oyununda daha uzun ve sorunsuz bir oynanışla
toparlayabilirlerse, aksiyon oyunları tarihine geçebilirler. Wanted:
Weapons of Fate filmi seven ve aksiyon hasta olan herkesin denemesi
gereken bir oyun. Zaten kısa oynanışı sayesinde çok fazla şey de
kaybetmezsiniz.
bu yazın en aksiyon ve adrenalin salgılatan filmlerinden biriydi.
Angelina Jolie'nin cesur sahneleriyle daha da ilgi çekmişti. Beğeneni
kadar sevmeyeni de bol olsa da Rusların Nightwatch ve Daywatch
filmleriyle gurur kaynağı olan yönetmen Timur Bekmambetov'u Hollywood'a
taşıdı. Ayrıca daha önce Children of Dune'da önemli bir rol oynayan
genç yetenek James McAvoy'un da tüm dünya tarafından fark edilmesini
sağladı. Film konusu arka planda kalmış saf bir aksiyondu. Hatta o
kadar fazla aksiyon vardı ki senaryonun kilit noktalarını asla
göremedik. Aksiyon sahnelerinin müthiş koreografisi sayesinde bir oyunu
hak ediyordu. Ancak ilginç şekilde Warner Bross. iki iddialı filmi
(Wanted, The Dark Knight) içinde oyun çıkartmadı. Tam böyle bir aksiyon
boşa gitti diyorduk bir baktık ki filmin DVD'sinin çıkacağı günlerde
Wanted: Weapons of Fate diye bir oyunun duyurusu yapıldı. Genelde
heyecanlı beklenen bir oyun değildi, ayrıca Murphy kanunlarına artık
eklenmesi gereken, güzel filmin oyunu kötü olur faktörü de vardı.
Bakalım Wanted: Weapons of Fate bu konuda ne kadar başarılı?
İyi aksiyon aranıyor, bulana bol eğlence ödül
Wanted
aslında bir çizgi roman uyarlaması. Ancak karakter isimleri dışında
film ile çizgi roman arasında bir benzerlik yok. Oyunun yapımcıları en
azından çizgi romandan bir şeyler kullanalım diye düşünmüşler ve
karakterin giydiği kostümü eklemişler. Oyunun kapağında gördüğünüz ve
çoğu kişinin bu filmde yoktu ne alaka diyeceği kostüm oradan geliyor.
Wanted: Weapons of Fate'de filmden gördüğümüz üç karakter var. Ne yazık
ki herkesin beklediği Fox yani Angelina Jolie bunlardan birisi değil.
Ana karakter Wesley Gibson diğer ana karakter Cross ve Sloan oyunda
varlar. Ayrıca o ünlü izi sürülemeyen kurşunları yapan Pekwarsky da
oyunda bulunuyor. Wanted'ın hikayesini özet geçmek gerekirse; Kaos
içind dünyaya barış getirmek için suikastçılar birleşip Fraternity
(Latince kardeşlik) adlı bir örgüt kurdular. Örgüt kendisine gelen ve
öldürülmesi gereken isimlere "Kader" adını verdi. Sorgulamadan bu
insanları öldürmeye başladı. Sorguladıkları zaman ise sonuçlarının
dünyayı nasıl etkilediğini gördüler. Oyunun ismi de bu inançtan geliyor
sadece katil ya da suikastçı değiller, onlar Weapons of Fate (Kaderin
silahları). Sıradan ve iğrenç bir hayat yaşayan Wesley Gibson bir gün
Fox adlı bir karakterle karşılaşır ve hayatı değişir. Fox ona babasının
dünyadaki en iyi suikastçılardan birisi olduğunu söyler, Wesley'de de
bu yetenek vardır ve eğitilmesi gerekmektedir. Fraternity Wesley'e iki
seçenek sunar ya hayatının rutinlerine geri dönecek. Para kazanmak için
patronuna yalnız kalmamak için, onu aldatan kız arkadaşına ve en iyi
arkadaşına katlanmak zorunda kalacak. Ya da hayatının tamamıyla
kontrolünü ele geçirip canının istediğini yapmaya başlayacaktır. Wesley
ikincisini seçer ve kendin özgür bırakır, dünyadaki en iyi katillerden
birisi olur. Babasının intikamını da alır.
Kurşun bazen adres sorar
Oyun
senaryo olarak filmde eksik kalan şeyleri tamamlamayı hedefliyor. Aynı
zamanda filmdeki aksiyonu birebir yaşatma iddiası var. Filmde Cross
için kuralları bozdun deniliyordu. Ama bunu nasıl yaptığını asla
öğrenmedik. Wanted: Weapons of Fate Wesley'in sık sık gördüğü bir
rüyayla başlıyor. Annesi ona hamileyken bir adam tarafından vuruluyor.
Tam bu sırada Wesley evden gelen seslerle uyanıyor, artık gökyüzünde
gezen özgüveniyle, soymak için yanlış ev seçtiniz diyip silahına
sarılıyor ve macera başlıyor. Eve giren Swat ekibi Wesley'in annesinin
resmini çalmış. Bu adamları ortadan kaldırıp, hem oyuna alışıyoruz hem
de hareketleri öğrenmiş oluyoruz. Ancak Weapons of Fate direk
sinemaskop (geniş ekran) ekran olarak başlıyor. Yapımcılar direk bir PC
adaptasyonu yapmamışlar. Çok fazla çözünürlük ayarı var. Ancak oyun her
çözünürlükte stabil çalışmıyor. O yüzden tek tek deneyip
bilgisayarınıza en uygun çözünürlüğü bulun. Tam kare ekranı sakın
seçmeyin derim, çünkü bu sefer karakterin sırtı ve kalçası ekranın
büyük bir kısmını kaplıyor. Karakter kadın olmadığı için herhalde
hiçbir oyuncu bunu istemez. Çözünürlükleri ayarlarından kurtulduktan
sonra sıra geliyor ufak fare (mouse) sorununa. Oyun analog kollara göre
tasarlandığı için fare nişan alma sistemine çok hızlı geliyor. Ya
elinizi buna göre ayarlayın ya da farenin hassaslık ayarlarını tekrar
düzenleyin. Bu iki önemli detaydan sonra tekrar oyuna dönebiliriz.
Weapons of Fate'in oynanışı saklan ve öldür tarzında. Nişan almak için
farenin sağ tuşuna basmak lazım. Yoksa ortalığa ateş ediyor.
Karakterimiz ilk başta filmdeki özelliklere sahip değil. Bölümleri
geçtikçe bu özelliklere sahip oluyoruz. Filmdeki gibi cesetlere ateş
ederek bu yeteneklerin nasıl kullanacağını öğreniyoruz. Bu çok havalı
ve güzel bir detay olmuş.
Oyunda iki tane silah kullanabiliyoruz. Bunların ikisi de Cross'a yani
Wesley'in babasına ait. Birincisi tek tabanca, diğeri ise her
suikastçının hayali, susturuculu taramalı tabancalar. Dövüş sırasında
ila ki bir eşyanın ya da duvarın arkasına saklanmak lazım. Buradan
siper alıp düşmanları vuruyoruz. Tabii bütün oyun bu şekilde saklan
ateş et şeklinde olsaydı çok sıkıcı olurdu. Bu anda filmden bir özellik
devreye giriyor. Adrenalin bu oyundaki her özel hareketi kullanmamızı
sağlayan bir anahtar olmuş. İyi bir suikastçı gibi düşmanı şaşırıp onu
beklemediği yerden vurmamız lazım. O yüzden saklandığımız yerden
rastgele ateş açıyoruz. Bu da düşmanı orada olduğumuza ikna ediyor.
Daha sonra etrafın sağı solu bulanıklaşıyor ve adrenalin devreye
giriyor. Amacımız, çok hızlı şekilde hareket edip, düşmanın arkasına
dolaşıp onu gafil avlamak. Oyun bu konuda çok başarılı. Kimi film
oyunları vardır, en büyük artısı filmdeki aksiyonu yaşatmaktır. Ancak
kontrol ve kamera sorunları yüzünden bu özel hareketleri asla tam
anlamıyla yapamayız. Sonuçta cinnet geçirmek olur. Wanteda buna bir
çözüm bulmuşlar. Ekranın altında yapabileceğimiz hareketi gösteren ufak
bir gösterge var. Ona göre hareket ediyoruz. Düşmanın arkasına geçip
onu gafil avladığımız zaman iki seçeneğimiz var. Ya düşmanı bıçak
yoluyla öldüreceğiz ya da onu beklemediği bir açıdan vuracağız. Kişisel
tercihim bıçağı kullanmak. Wesley bıçak ile birkaç kombo yapabiliyor.
Düşmana bıçağa sapladığı zaman tüm ekrana kan sıçrıyor. Tüm iyi
suikastçılar gibi yakın dövüşte de çaresiz değil. Ancak bıçak kullanmak
dışında bir numarası da yok. Üstelik bıçakla yapılan hareketler hep
aynı olduğu için oyun boyunca can sıkıcı bir hal alabiliyor. Weapons of
Fate'in en çok merak edilen özelliği ise filmdeki gibi kurşunlara falso
verip veremediğimizdi. Bu özelliği oyuna koymuşlar. Mesela bir duvar
arkasında sıkışıp kaldınız. Ya da düşman sipere yatmış ama çıkmıyor.
Onun yanına gidip vurulmak yerine, mermilere falso verip direk
vurabiliyoruz. Mermiye falso verme olayı ise tamamıyla açıyla ilgili.
Falso verdirecek tuşlara bastıktan sonra karşımıza ufak çapta bir açı
seçeneği çıkıyor. Doğru açıyı verince düşmanı vurabiliyoruz. Hatta
yeterince iyi bir açıyla aynı anda birkaç düşman bir den ölüyor.
Özellikle dik açılarda yavaş çekimli müthiş sinematikler izliyoruz.
Kurşun yavaş yavaş havada süzülüyor ve düşmana saplanıyor. Bunu kurşun
kamerasından izliyoruz. Kısacası Wanted dünyasında artık kurşun adres
soruyor
Silahla yaşayanlar
Birkaç
bölüm geçtikten sonra bu resim hırsızlığının aslı ortaya çıkıyor. Bu
aslında yıllar öncesine dayanan bir intikam hikayesi. Kardeşliğin
kuralları gereği, suikastçılar bir birlerinden çocuk yapamıyorlar.
Ancak Wesley'in annesi ve babası bu kuralı bozup bir çocuk sahibi
olmuşlar. Kurallar konusunda en fanatik olan kardeşliğin Fransa
ayağındakiler bu olayı öğrenince Cross ve eşinin peşine düşüyorlar.
Kısacası filmdeki kuralı bozmak olayı buradan geliyor. Geçmişi anlatan
bu bölümlerde yapımcılar bir sürpriz yapmışlar. Olayları Cross olarak
oynuyoruz. Cross'un karizmatik kıyafeti ve silahları dışında Wesley'den
hiçbir farkı yok. Sadece dış kaplamalar değişmiş o kadar. Dünyadaki en
iyi suikastçılardan birisinin daha fazla yeteneği olması gerekiyordu.
Cross'un peşine düşen grubun başında bizim başka bir sürpriz isim
bekliyoruz. Immortal adı bu karakter, en son Red Alert 3 kendisini
gördüğümüz, Prison Break ve Constantine'den de tanıdığımız, Peter
Stormare tarafından seslendiriliyor. Aynı zamanda, karakter onun
yüzüyle modellenmiş. Wesley ailesi hakkındaki gerçekleri öğrendikten
sonra annesinin intikamını almak için yola çıkıyor. Fransız Kardeşlik
üyeleriyle kıyasıya mücadeleye giriyoruz. Bir süre sonra oyundaki son
yeteneğimizde ortaya çıkıyor. Adrenalin sayesinde bir süreliğine zamanı
yavaşlatma. Bu aslında Max Payne'deki Bullet Time'ın biraz modifiye
edilmiş hali. Ancak ondan çok daha kısa ve o an etraf tamamıyla
donuyor. Düşmanları öldürdükçe ekranın üzerindeki adrenalin göstergesi
doluyor. Zamanı yavaşlatma ve kurşuna falso verme gibi özelliklerimiz
böyle çalışıyor. Oyunun ortalarına doğru Wesley suikastçı kıyafetini
giyiyor. Çizgi romanda kullandığı bu kıyafet çok iyi modellenmiş.
Gözleri parlıyor ve bize mekanik bir ses tonu kazandırıyor. Bu karizma
giysi sayesinde insan kendini ortama daha fazla kaptırıyor.
Bölümlerin tasarımına gelince genelde her şey çok keyifli ve eğlenceli
olmuş. Özelliklerimiz sayesinde düşmanlara üstün gelip onları tek tek
öldürüyoruz. Filmdekini aratmayacak aksiyon sahnelerini yaşıyoruz. Bazı
bölümlerde ise aksiyon sinematik halinde hazırlanmış. Bir anda video
giriyor ve biz film gibi bu sahneleri izlerken, yerine geldi mi
aksiyona biz müdahale ediyoruz. Filmdeki kurşun çarpıştırma aksiyonları
da bu sahnelerde yaşanıyoruz. Düşmanlar bize ateş ederken, kurşunlarını
hedef alıp ateş edersek, kurşunlar havada çarpışıyor. Bu yarı sinematik
yarı kontrollü bölümler çok yaratıcı olmuş. Kurgu ve koreografileri de
çok etkileyici. Oyun sırasında, sağda sola gizlenmiş kumaş parçalarını
bulursanız videolar ve resimlerden oluşan ekstra özellikler açılıyor.
Bu sinematik bölümlerin nasıl tasarlandığını bu şekilde
izleyebiliyorsunuz
Bölümler
arasında herhangi bir menü ya da durak yok. Bir bölüm bitti mi aynı
film gibi diğerine geçiyor. Bu sayede kaptırıp bir solukta oyunun
sonuna kadar geliyorsunuz. Geliyorsunuz gelmesine de bu bir hayal
kırıklığı yaratıyor, çünkü oyun çok kısa. En kötü oyuncular bile 9-10
saate bitirebilir. Weapons of Fate'in diğer garip yanı ise son iki
bölümü. Her şey çok keyifli ve zevkli giderken son iki bölüm insanın
sinirlerini bozuyor. Çünkü son iki bölümde Wesley hiç olmadığı kadar
aciz düşmeye başlıyor. Sanki son iki bölümü başka bir yapımcı ekip
tasarlamış gibi bir hava var. Bu bölümler gereğinden fazla uzunlar ve
aynı aksiyonların tekrarlanmasından oluşuyor. Kısacası bu son iki bölüm
insanın canını sıkıyor. Grafiklere değinmek gerekirse, grafikler çok
iyi değil ama çok kötü de değiller. Yüz modellemeleri Morgan Freemen
dışında başarılı sayılır. Morgon Freemen daha çok Eminönü'nde saat
satan zencilere benzemiş. Müziklerin varlığı ve yokluğu pek kendini
hissettirmiyor. Müzikler daha yerinde ve fazla kullanılabilirdi.
Seslendirmeler başarılı olmuş, diyalog seçimleri ve yazılan replikler
filmin havasına uyuyor. Kısacası Wanted: Weapons of Fate filmdeki
atmosferi iyi şekilde yansıtmaya başarmış. Zaten onu sıradan bir
aksiyon oyunun ayıran özellikleri ise filmdeki özelliklerin en iyi
şekilde kullanılması olmuş. O özellikleri çıkartırsanız pek kayda değer
bir oyun olmazdı. Kısa oynanış süresi ve eksiklikleri oyunun hak ettiği
potansiyelin altında değerlendirilmesine neden oluyor. Ancak bunda
biraz, oyunu Warner Bross.'un verdiği tarihine yetiştirmek için verilen
uğraşında çabası var. Eğer daha uzun zamanda yapılan bir oyun olsaydı
çok daha iyi bir yerlerde olabilirdi. Yapımcılar yakaladıkları bu güzel
aksiyon tadını bir devam oyununda daha uzun ve sorunsuz bir oynanışla
toparlayabilirlerse, aksiyon oyunları tarihine geçebilirler. Wanted:
Weapons of Fate filmi seven ve aksiyon hasta olan herkesin denemesi
gereken bir oyun. Zaten kısa oynanışı sayesinde çok fazla şey de
kaybetmezsiniz.