etroglyph
Games'i pek çok oyuncu 2006 yılının başında piyasaya sürdükleri RTS
oyunu Star Wars: Empire at War ile tanıdı. Bu oyun ile Star Wars
efsanesinin strateji oyunlarındaki başarısızlığı da son bulmuş oldu.
Ufak tefek hatalarına ve eksiklerine rağmen (Lucas Arts sağolsun)
Empire at War, Star Wars fanatikleri tarafından ve pek çok strateji
sever tarafından oldukça beğenildi ve uzun süre oynandı. 2006 yılının
sonlarında ise Star Wars: Empire at War'ın genişleme paketi Forces of
Corruption piyasaya sürüldü. Bu paket de oldukça beğenildi ve birçok
dergiden iyi eleştiriler aldı. Eski bir kısım Westwood çalışanlarının
kurduğu Petroglyph Games bu genişleme paketinin ardından hemen hemen yeni RTS oyunları Universe at War: Earth Assault'u geliştirmekte olduklarını duyurdular (oyun seri olarak düşünülüyor, Earth Assault serinin birinci oyunu. Zaten oyunun son sahnesinden devamının geleceğini rahatlıkla anlayabiliyorsunuz). Universe at War piyasaya sürülmeden yapılan hemen hemen tüm röportajlarda yapımcı firma oyunun en büyük özelliğinin birimlerimizi istediğimiz gibi modifiye etmemize yarayan bir sisteme sahip olacağını belirtiyordu. Ve sonunda beklenen gün geldi ve Universe at War: Earth Assault nihayet piyasaya sürüldü. Bakalım oyunumuz yapımcı firmanın belirttiği özelliklere sahip mi?
Dünya Nasıl Olsa İşgal Halinde, Bir Tekme De Biz Vuralım
Universe at War: Earth Assault, oldukça klişe bir senaryoya sahip. Oyunda dünyamızı Hierarchy ismine sahip uzaylılar işgal ediyorlar. Bu uzaylılara karşı dünyalılar tam yenilmek üzereyken Hierarchy'in eski ve azılı düşmanı olan Novus ırkı dünyalıları kurtarıyor ve Hierarchy'ye karşı savaşmaya başlıyorlar. Hierarchy ırkı tam yenilmek üzereyken yanlışlıkla eskiden ihanet ettikleri Masari isimli ırkı uyandırıyor. Masari ırkı Hierarchy (ne kadar zor yazılıyor bu, bir bilseniz) ırkını yok etmek ve dünyanın yeniden hakimi olmak için önüne gelen herşeyi yok etmeye başlıyor. Evet oyunun hikayesi tamamiyle böyle, Universe at War'un ne kadar klişe bir hikayeye sahip olduğunu sanırım anlamışsınızdır. Ancak tek kişilik senaryo bölümündeki muhteşem videolar (hemen hemen her bölümden sonra videolar çıkıyor) ve güzel oynanış sayesinde hikayeyle pek ilgilenecek vaktiniz olmuyor. Universe at War: Earth Assault oynanabilir 3 tane ırk bulunuyor. İnsanlarla oynamıyor muyuz diye sorabilirsiniz. Evet oyunun ilk alıştırma görevini insanlarla oynuyoruz ancak sonradan devreye Novus ırkının girmesiyle onları yönetmeye başlıyoruz (zaten insanların ne kadar aciz kaldığını görünce insanlarla oynamak da pek istemezsiniz). İnsanlarla oynayamamak bir bakıma iyi sonuçta pek çok oyunda hep insanlarla oynuyoruz (Skirmish ve çoklu oyuncu modlarında da insan ırkı seçilmiyor, sanırım genişleme paketleri veya 2. oyun ile insan ırkı oyuna eklenecek). Oyunda tek kişilik senaryo bölümünde her ırk için 3 tane senaryo bulunuyor. Sırasıyla bunları oynuyorsunuz. Eğer tüm görevleri yerine getirerek ve haritalarda basmadık yer bırakarak oynarsanız yaklaşık 15 saat gibi bir sürede oyunu bitirebiliyorsunuz. Universe at War'da her ırkın özelliklerini anlatan alıştırma videoları da bulunuyor. Oyuna başlamadan bu videoları izlemenizi şiddetle tavsiye ediyorum. Bu sayede oyuna kolaylıkla alışabilirsiniz (videolara ana menüde bulunan "Tutorials" kısmından ulaşabilirsiniz).
Universe at War: Assault'ta bulunan 3 ırk tamamiyle birbirinden farklı olarak hazırlanmış. Tüm ırkların oynanışları çok ama çok farklı, StarCraft'tan bu yana ırklar arasında bu kadar çeşitliliğe ve farklılığa ilk defa bu oyunda rastladığımı rahatlıkla söyleyebilirim. Ayrıca tüm ırkların kendine has özel güçleri de bulunmakta. Neyse lafı daha fazla uzatmadan üç ırkın özelliklerine kısaca bakalım isterseniz:
Novus: Bu ırk oyunun en yüksek teknolojiye ulaşmış olan ama birimleri en kırılgan robotik özellikteki ırkı. Ancak bu teknolojiyi kullanabilmeleri için haritaya birçok enerji kulesi dikmeleri gerekiyor. Bu kuleleri diktikten sonra bu ırkı kimsenin durdurabileceğini zannetmiyorum. Bu kuleler sayesinde birimlerinizi haritanın bir ucundan diğer bir ucuna çok hızlı bir şekilde transfer edebiliyorsunuz ve düşmanlarınıza beklemedikleri noktalardan saldırılar düzenleyebiliyorsunuz. Bu özellik sayesinde ucuz birimleri çok sayıda üretip düşman üssüne topluca gönderebilirsiniz. Novus kaynaklarını haritada bulunan inorganik maddelerden sağlıyor (binalar, sokak lambaları, telefon kulübeleri vs.)
Hierarchy: Bu ırk ise Novus'un tersine oldukça ağır hareket eden uzaylı (yaratığımsı) birimlere sahipler. Ancak birimlerinin boyutları ve güçleri oldukça yüksek. Ayrıca Hierarchyler bina inşaa etmiyorlar. Birimleri Carver'lar sayesinde çağırabiliyorsunuz. Eğer Hierarchy'nin Walker birimlerini tamamiyle geliştirebilirsiniz, karşınızda kimsenin duramayacağına emin olabilirsiniz. Az birimleri var ama hepsi de birbirinden güçlü bu birimlerin. Hierarchy kaynaklarını Novusun aksine hem organik hem de inorganik maddelerden sağlayabiliyor.
Masari: Oyunun son ırkı olan Masari'ler ise insanlara en çok benzeyen ırk olarak göze çarpıyor. Temel olarak Novus ve Hierarchy ırklarının özelliklerinin karışımı olarak gözüküyorlar ve oldukça dengeli bir yapıya sahipler. Masari ırkı güçlerini ışıktan alıyorlar. Tüm birimlerini ve binalarını aydınlık (Light) veya karanlık (Dark) olarak ayarlayabiliyorsunuz. Mesala eğer uçan bir birimi aydınlık olarak ayarlarsanız oldukça hızlanıyor ve ateş gücü artıyor. Karanlık olarak ayarlarsanız ise o birim yerde yürümeye başlıyor ve kalkana sahip oluyor. Bu tür özellikler oynanışa oldukça büyük katkı sağlıyor. Masari'ler kaynaklarını diğer ırklara nazaran yaptıkları özel enerji binalarından sağlıyorlar ve kaynakları tükenmiyor.
Hadi Gelin Irklarımızı Modifiye Edelim
Oyunun oynanışının
ise diğer RTS oyunlarından pek bir farkı bulunmuyor. Topladığımız
kaynaklarla giderek gelişiyoruz ve düşmanlarımıza saldırıyoruz. Kaynak
sistemi oynadığınız her ırka göre değişiyor, ancak mantık olarak aynı.
Oynanış diğer RTSlere göre farklı değil dedik, ama Universe at Warın
diğer RTSlerde olmayan bir özelliği var. O da oyunda bulunan
birimlerinizi modifiye edebiliyor olmanız. Bu özellik oyuna oldukça
fazla strateji katıyor. Bu modifiye sisteminin benzerini Relic
Entertainment, Impossible Creatures oyununda denemişti fakat sonuç
hüsran olmuştu. Çünkü oyun çok dengesizdi ve en büyük yaratıkları yapan
oyunu kesinlikle kazanıyordu. Universe at War ise bu özellik oldukça
dengeli bir şekilde kullanılmış. Her ırkın modifiye edebileceğiniz bir
tane kahramanı bulunuyor ve onu istediğiniz özelliklerle
donatabiliyorsunuz. Kahramanınızı bir savaş makinesine mi
çevireceksiniz yoksa defansta yardım etmesi için onu koruyucu
silahlarla mı donatacaksınız? Bu tür kararları vermek inanın oldukça
zevkli hale gelebiliyor. Oyuna dengeli dedik ama ufak tefek
dengesizlikler de yok değil, bunu oyunun çoklu oyuncu kısmında daha çok
fark edebiliyorsunuz. Bu sorunları Petroglyph oyun için çıkaracağı yeni
yamalarla düzeltecektir, bundan emin olabilirsiniz. Bunlara ilaveten
Petroglyph, bu modifiye olayını oyunun tek kişilik senaryo modunda tam
olarak kullanamamış. Senaryo modundaki görevler aşırı derecede kolay
olduğu için hiçbir strateji uygulamadan ve kahramanlarınızı modifiye
etmeye gerek duymadan geçebiliyorsunuz. Hatta oyunun senaryo modunda
tüm birimlerinizi kendi oynayış tarzınıza göre modifiye etmeye yarayan
teknoloji ağacı da bulunmuyor (Teknoloji ağacında üç alanda dört seviye
ilerleyebiliyorsunuz, ancak tüm seviyelerde ilerlemek mümkün olmuyor.
En fazla altı tane özelliği araştırma yapıp açabiliyorsunuz. Bu da
insanı stratejik düşünmeye zorluyor). Bu da insanı oyunu hemencecik
bitirip, Skirmish ve çoklu oyuncu modunda oynamaya zorluyor. Oyunun
gerçek eğlencesi her oyunda olduğu gibi çoklu oyuncu modunda çıkıyor
(oraya da Xbox Live sistemi damgasını vuruyor, yazının devamında
anlayacaksınız ne demek istediğimi).
Star
Wars: Empire at Warda bulunan birimlerin yön bulma sorunu aynen bu
oyunda da devam ediyor. Yapay zeka sorunları bunlarla da bitmiyor, çoğu
zaman birimler kendi kafalarına göre hareket ediyorlar ve verdiğiniz
komutlara uymuyorlar. Bu sorunları oyunu test eden insanlar nasıl
görmediler gerçekten de oldukça düşündürücü. Çünkü hemen hemen böyle
bir olayı her bölümde görüyorsunuz ve çoğu zaman da oldukça
sinirleniyorsunuz. Ancak oyunun Skirmish modunda düşman yapay zekası
oldukça iyi çalışıyor. Çoğu zaman değişik taktikler uyguluyorlar ve
sizi zayıf yerlerinizden yakalıyorlar. Bu da oyunun Skirmish modunu
oldukça zevkli hale getiriyor. Oynanış açısından bir başka sıkıntı ise
oyunun kamera açısı ile ilgili. Oyunun kamerası yere çok yakın olduğu
için haritanın çok küçük bir yerini görüyorsunuz. Kamerayı ne kadar
uzaklaştırırsanız uzaklaştırın bu değişmiyor. Star Wars: Empire at
Warda olan uydu kamerası bu oyunda yer almıyor. Neden bu güzel
özelliği oyundan çıkarttıkları oldukça düşündürücü. Oyunun senaryo
modunu oynarken yeni oyunlarda moda olan pek çok ödül (achievement) de
kazanabiliyorsunuz. Tabii bu ödülleri kazanabilmeniz için Xbox Live
sistemine giriş yapmanız ve internete bağlı olmanız gerekiyor. Tek
kişilik senaryoyu bitirdikten sonra oyunun bittiğini sanıyorsanız
yanılıyorsunuz. Bu sefer devreye senaryo modu giriyor. Senaryo modunda
Risk tarzı haritalarda 3 ırktan birini seçip dünyayı ele geçirmeye
çalışıyorsunuz. Bu modda rakiplerinizden casusluk yapıp teknoloji ve
para çalabiliyorsunuz. Empire at Warın Galaktik Senaryo moduna oldukça
benzeyen bu modda da oldukça zaman geçirebilirsiniz.
Xbox Live, PC'ye De El Atmış Gibi Gözüküyor
Çoklu oyuncu
kısmına gelirsek; daha önce de belirttiğim gibi oyunda Xbox Live
sistemi bulunuyor (Games for Windows ile evlerimize girdi bu güzel
özellik). Eğer çoklu oyuncu modunun tüm nimetlerinden faydalanmak
istiyorsanız ücretli olan Gold üyeliğinizin olması şart. Ücretsiz olan
Silver üyelik ile oyunu oynamak istiyorsanız pek çok ödülden
yararlanamıyorsunuz. Ayrıca istatistikleriniz ve dünya sıralamasındaki
yeriniz kayıt edilmiyor. Bana soracak olursanız şu anda Gold üyelik
almanıza gerek yok zira oyunu oynayan pek çok kişi bulunmuyor. Silver
üyelikle de idare edebiliyorsunuz, ancak ilerde yapımcı firma oyuna
Gold üyelik için pek çok eklenti ve özellik eklemeyi düşünüyor. İşte o
zaman Gold üyeliğe geçebilirsiniz (artık PC oyunlarında da çoklu oyuncu
modu paralı hale gelecek böyle giderse, gerçekten de üzücü bir durum).
Ama ne olursa olsun oyunun çoklu oyuncu modunu mutlaka deneyin oldukça
zevkli oluyor hem de dediğim gibi çok dengeli bir oynanışa sahip.
Bu Uzaylıların Grafikleri Günden Güne İyileşiyor Mu Ne?
Universe
at Warın grafikleri fazlasıyla Petroglyphin bir önceki oyunu Star
Wars: Empire at Wara benziyor. Bunu eğer oyunu oynadıysanız zaten
rahatlıkla fark etmişsinizdir. Grafikler benziyor çünkü bu oyun da
Empire at Warda kullanılan Alamo grafik motoru kullanılarak
hazırlanmış. Benziyor dedim ancak firma bu oyunda grafik motorunu
oldukça geliştirmiş. Öncelikle oyun DirectX 10'a (tabii
oynayabilirseniz, çünkü oyun oldukça yavaş çalışıyor DirectX 10'da) tam
destek veriyor ve grafikleri oldukça güzel gözüküyor. Öncelikle
birimlerin animasyonları ve grafikleri oldukça detaylı olarak
hazırlanmış. Patlamalar, silahlardan çıkan lazerler ve haritaların
tasarımları da göze hoş geliyor (ancak bu lazer ve ısı yüzünden yamulma
efektini biraz abartmışlar, etrafta çok birim olduğu zaman ne olduğunu
bu efektler yüzünden anlamakta güçlük çekebiliyorsunuz). Ayrıca Empire
at Warda bulunan savaş kamerası bu oyunda da yer alıyor. Bu kamerayı
aktive ettiğiniz zaman savaşları sinematik olarak izleyebiliyorsunuz.
Kısacası Universe at War'ın grafikleri her ne kadar World in Conflict
ve Company of Heroes kadar iyi olmasa da, oyun bir RTSye göre oldukça
güzel grafiklere sahip. Tabii bu grafiklerin bu kadar güzel olması
oyunun performansına direkt olarak etki ediyor (bunda programcıların
başarısızlığı da var tabii ki). Intel P4 2.8 GHz, NVIDIA GeForce 7800
GS, 1 GB DDR Ram'e sahip kendi bilgisayarımda tüm grafik ayarları en
sondayken 1024 x 768 çözünürlükte oyunu rahatlıkla oynayabildim. Siz de
eğer Star Wars: Empire at War'ı çalıştırabilen bir bilgisayara
sahipseniz bu oyunu da rahatlıkla oynayabilirsiniz (eğer Universe at
War bilgisayarınızda yavaş çalışıyorsa ilk olarak gölgeleri düşürün ve
Anti-Aliasingi kapatın, böylelikle oyun hızlanacaktır). Ancak NVIDIA
GeForce 8800 GTS ekran kartına sahip arkadaşımın bilgisayarında oyunu
DirectX 10 modunda oynarken oyun anlaşılması güç bir şekilde
yavaşlamaya başladı. Grafiklerde de öyle çok bir farklılık göremedim.
Bu yavaşlık ekrandaki birimler çoğaldıkça daha da artıyor. Size önerim
eğer DirectX 10 destekli ekran kartınız varsa bile oyunu DirectX 9
modunda oynamanız yönünde olacaktır. En azından yapımcı firma bu sorunu
gideren bir yama çıkartana kadar.
Franck Klepacki'nin Yaptığı Müzikleri Sevenler El Kaldırsın
Universe
at War: Earth Assault grafikleri ile olduğu kadar sesleri ve müzikleri
ile de göz dolduruyor (yok yanlış söyledim kulak dolduruyor deseydim
daha doğru olurdu sanırım). Oyunda kullanılan ses efektleri oldukça
kaliteli ve atmosfere katkı sağlıyorlar. Robotların ve yaratıkların
sesi tam olması gerektiği gibi hazırlanmışlar, ayrıca haritanın bir
ucunda patlama olduğu zaman bunu rahatlıkla duyabiliyorsunuz.
Creativein EAX teknolojisini de destekleyen oyun sayesinde
kulaklarınıza bayram ettirebilirsiniz (tabii kaliteli bir 5.1 sisteme
sahipseniz). Sesler konusunda bir tek kusur buldum, o da karakterlerin
seslendirmeleri. Karakterlerin seslendirmeleri oldukça vasat olarak
hazırlanmış ve çoğu zaman karakterlerin ruh hallerini yansıtmaktan
uzaklar. En azından biraz daha duygu olsaydı keşke seslendirmelerde,
çoğu zaman üzülmeniz gereken konuşmalarda bu seslendirmeler yüzünden
gülesiniz geliyor.
Oyunun müziklerini ise Star Wars: Empire at
War Forces of Corruptionun da müziklerini hazırlayan Franck Klepacki
hazırlamış. Eğer Forces of Corruptiondaki müzikleri sevdiyseniz bu
oyundaki müzikleri de oldukça seversiniz. Müzikler atmosfere oldukça
katkı yapıyorlar ve oyunun heyecanlı atmosferinde sizi biraz olsun
dinlendirebiliyorlar. Müziklerin oldukça çeşitli olduklarını da
söylemek istiyorum, durmadan aynı müzik çalmıyor ve sıkılmıyorsunuz
(oyunun müzikleri bedava olarak yayımlandı, resmi web sitesinden
indirebilirsiniz).
Games'i pek çok oyuncu 2006 yılının başında piyasaya sürdükleri RTS
oyunu Star Wars: Empire at War ile tanıdı. Bu oyun ile Star Wars
efsanesinin strateji oyunlarındaki başarısızlığı da son bulmuş oldu.
Ufak tefek hatalarına ve eksiklerine rağmen (Lucas Arts sağolsun)
Empire at War, Star Wars fanatikleri tarafından ve pek çok strateji
sever tarafından oldukça beğenildi ve uzun süre oynandı. 2006 yılının
sonlarında ise Star Wars: Empire at War'ın genişleme paketi Forces of
Corruption piyasaya sürüldü. Bu paket de oldukça beğenildi ve birçok
dergiden iyi eleştiriler aldı. Eski bir kısım Westwood çalışanlarının
kurduğu Petroglyph Games bu genişleme paketinin ardından hemen hemen yeni RTS oyunları Universe at War: Earth Assault'u geliştirmekte olduklarını duyurdular (oyun seri olarak düşünülüyor, Earth Assault serinin birinci oyunu. Zaten oyunun son sahnesinden devamının geleceğini rahatlıkla anlayabiliyorsunuz). Universe at War piyasaya sürülmeden yapılan hemen hemen tüm röportajlarda yapımcı firma oyunun en büyük özelliğinin birimlerimizi istediğimiz gibi modifiye etmemize yarayan bir sisteme sahip olacağını belirtiyordu. Ve sonunda beklenen gün geldi ve Universe at War: Earth Assault nihayet piyasaya sürüldü. Bakalım oyunumuz yapımcı firmanın belirttiği özelliklere sahip mi?
Dünya Nasıl Olsa İşgal Halinde, Bir Tekme De Biz Vuralım
Universe at War: Earth Assault, oldukça klişe bir senaryoya sahip. Oyunda dünyamızı Hierarchy ismine sahip uzaylılar işgal ediyorlar. Bu uzaylılara karşı dünyalılar tam yenilmek üzereyken Hierarchy'in eski ve azılı düşmanı olan Novus ırkı dünyalıları kurtarıyor ve Hierarchy'ye karşı savaşmaya başlıyorlar. Hierarchy ırkı tam yenilmek üzereyken yanlışlıkla eskiden ihanet ettikleri Masari isimli ırkı uyandırıyor. Masari ırkı Hierarchy (ne kadar zor yazılıyor bu, bir bilseniz) ırkını yok etmek ve dünyanın yeniden hakimi olmak için önüne gelen herşeyi yok etmeye başlıyor. Evet oyunun hikayesi tamamiyle böyle, Universe at War'un ne kadar klişe bir hikayeye sahip olduğunu sanırım anlamışsınızdır. Ancak tek kişilik senaryo bölümündeki muhteşem videolar (hemen hemen her bölümden sonra videolar çıkıyor) ve güzel oynanış sayesinde hikayeyle pek ilgilenecek vaktiniz olmuyor. Universe at War: Earth Assault oynanabilir 3 tane ırk bulunuyor. İnsanlarla oynamıyor muyuz diye sorabilirsiniz. Evet oyunun ilk alıştırma görevini insanlarla oynuyoruz ancak sonradan devreye Novus ırkının girmesiyle onları yönetmeye başlıyoruz (zaten insanların ne kadar aciz kaldığını görünce insanlarla oynamak da pek istemezsiniz). İnsanlarla oynayamamak bir bakıma iyi sonuçta pek çok oyunda hep insanlarla oynuyoruz (Skirmish ve çoklu oyuncu modlarında da insan ırkı seçilmiyor, sanırım genişleme paketleri veya 2. oyun ile insan ırkı oyuna eklenecek). Oyunda tek kişilik senaryo bölümünde her ırk için 3 tane senaryo bulunuyor. Sırasıyla bunları oynuyorsunuz. Eğer tüm görevleri yerine getirerek ve haritalarda basmadık yer bırakarak oynarsanız yaklaşık 15 saat gibi bir sürede oyunu bitirebiliyorsunuz. Universe at War'da her ırkın özelliklerini anlatan alıştırma videoları da bulunuyor. Oyuna başlamadan bu videoları izlemenizi şiddetle tavsiye ediyorum. Bu sayede oyuna kolaylıkla alışabilirsiniz (videolara ana menüde bulunan "Tutorials" kısmından ulaşabilirsiniz).
Universe at War: Assault'ta bulunan 3 ırk tamamiyle birbirinden farklı olarak hazırlanmış. Tüm ırkların oynanışları çok ama çok farklı, StarCraft'tan bu yana ırklar arasında bu kadar çeşitliliğe ve farklılığa ilk defa bu oyunda rastladığımı rahatlıkla söyleyebilirim. Ayrıca tüm ırkların kendine has özel güçleri de bulunmakta. Neyse lafı daha fazla uzatmadan üç ırkın özelliklerine kısaca bakalım isterseniz:
Novus: Bu ırk oyunun en yüksek teknolojiye ulaşmış olan ama birimleri en kırılgan robotik özellikteki ırkı. Ancak bu teknolojiyi kullanabilmeleri için haritaya birçok enerji kulesi dikmeleri gerekiyor. Bu kuleleri diktikten sonra bu ırkı kimsenin durdurabileceğini zannetmiyorum. Bu kuleler sayesinde birimlerinizi haritanın bir ucundan diğer bir ucuna çok hızlı bir şekilde transfer edebiliyorsunuz ve düşmanlarınıza beklemedikleri noktalardan saldırılar düzenleyebiliyorsunuz. Bu özellik sayesinde ucuz birimleri çok sayıda üretip düşman üssüne topluca gönderebilirsiniz. Novus kaynaklarını haritada bulunan inorganik maddelerden sağlıyor (binalar, sokak lambaları, telefon kulübeleri vs.)
Hierarchy: Bu ırk ise Novus'un tersine oldukça ağır hareket eden uzaylı (yaratığımsı) birimlere sahipler. Ancak birimlerinin boyutları ve güçleri oldukça yüksek. Ayrıca Hierarchyler bina inşaa etmiyorlar. Birimleri Carver'lar sayesinde çağırabiliyorsunuz. Eğer Hierarchy'nin Walker birimlerini tamamiyle geliştirebilirsiniz, karşınızda kimsenin duramayacağına emin olabilirsiniz. Az birimleri var ama hepsi de birbirinden güçlü bu birimlerin. Hierarchy kaynaklarını Novusun aksine hem organik hem de inorganik maddelerden sağlayabiliyor.
Masari: Oyunun son ırkı olan Masari'ler ise insanlara en çok benzeyen ırk olarak göze çarpıyor. Temel olarak Novus ve Hierarchy ırklarının özelliklerinin karışımı olarak gözüküyorlar ve oldukça dengeli bir yapıya sahipler. Masari ırkı güçlerini ışıktan alıyorlar. Tüm birimlerini ve binalarını aydınlık (Light) veya karanlık (Dark) olarak ayarlayabiliyorsunuz. Mesala eğer uçan bir birimi aydınlık olarak ayarlarsanız oldukça hızlanıyor ve ateş gücü artıyor. Karanlık olarak ayarlarsanız ise o birim yerde yürümeye başlıyor ve kalkana sahip oluyor. Bu tür özellikler oynanışa oldukça büyük katkı sağlıyor. Masari'ler kaynaklarını diğer ırklara nazaran yaptıkları özel enerji binalarından sağlıyorlar ve kaynakları tükenmiyor.
Hadi Gelin Irklarımızı Modifiye Edelim
Oyunun oynanışının
ise diğer RTS oyunlarından pek bir farkı bulunmuyor. Topladığımız
kaynaklarla giderek gelişiyoruz ve düşmanlarımıza saldırıyoruz. Kaynak
sistemi oynadığınız her ırka göre değişiyor, ancak mantık olarak aynı.
Oynanış diğer RTSlere göre farklı değil dedik, ama Universe at Warın
diğer RTSlerde olmayan bir özelliği var. O da oyunda bulunan
birimlerinizi modifiye edebiliyor olmanız. Bu özellik oyuna oldukça
fazla strateji katıyor. Bu modifiye sisteminin benzerini Relic
Entertainment, Impossible Creatures oyununda denemişti fakat sonuç
hüsran olmuştu. Çünkü oyun çok dengesizdi ve en büyük yaratıkları yapan
oyunu kesinlikle kazanıyordu. Universe at War ise bu özellik oldukça
dengeli bir şekilde kullanılmış. Her ırkın modifiye edebileceğiniz bir
tane kahramanı bulunuyor ve onu istediğiniz özelliklerle
donatabiliyorsunuz. Kahramanınızı bir savaş makinesine mi
çevireceksiniz yoksa defansta yardım etmesi için onu koruyucu
silahlarla mı donatacaksınız? Bu tür kararları vermek inanın oldukça
zevkli hale gelebiliyor. Oyuna dengeli dedik ama ufak tefek
dengesizlikler de yok değil, bunu oyunun çoklu oyuncu kısmında daha çok
fark edebiliyorsunuz. Bu sorunları Petroglyph oyun için çıkaracağı yeni
yamalarla düzeltecektir, bundan emin olabilirsiniz. Bunlara ilaveten
Petroglyph, bu modifiye olayını oyunun tek kişilik senaryo modunda tam
olarak kullanamamış. Senaryo modundaki görevler aşırı derecede kolay
olduğu için hiçbir strateji uygulamadan ve kahramanlarınızı modifiye
etmeye gerek duymadan geçebiliyorsunuz. Hatta oyunun senaryo modunda
tüm birimlerinizi kendi oynayış tarzınıza göre modifiye etmeye yarayan
teknoloji ağacı da bulunmuyor (Teknoloji ağacında üç alanda dört seviye
ilerleyebiliyorsunuz, ancak tüm seviyelerde ilerlemek mümkün olmuyor.
En fazla altı tane özelliği araştırma yapıp açabiliyorsunuz. Bu da
insanı stratejik düşünmeye zorluyor). Bu da insanı oyunu hemencecik
bitirip, Skirmish ve çoklu oyuncu modunda oynamaya zorluyor. Oyunun
gerçek eğlencesi her oyunda olduğu gibi çoklu oyuncu modunda çıkıyor
(oraya da Xbox Live sistemi damgasını vuruyor, yazının devamında
anlayacaksınız ne demek istediğimi).
Star
Wars: Empire at Warda bulunan birimlerin yön bulma sorunu aynen bu
oyunda da devam ediyor. Yapay zeka sorunları bunlarla da bitmiyor, çoğu
zaman birimler kendi kafalarına göre hareket ediyorlar ve verdiğiniz
komutlara uymuyorlar. Bu sorunları oyunu test eden insanlar nasıl
görmediler gerçekten de oldukça düşündürücü. Çünkü hemen hemen böyle
bir olayı her bölümde görüyorsunuz ve çoğu zaman da oldukça
sinirleniyorsunuz. Ancak oyunun Skirmish modunda düşman yapay zekası
oldukça iyi çalışıyor. Çoğu zaman değişik taktikler uyguluyorlar ve
sizi zayıf yerlerinizden yakalıyorlar. Bu da oyunun Skirmish modunu
oldukça zevkli hale getiriyor. Oynanış açısından bir başka sıkıntı ise
oyunun kamera açısı ile ilgili. Oyunun kamerası yere çok yakın olduğu
için haritanın çok küçük bir yerini görüyorsunuz. Kamerayı ne kadar
uzaklaştırırsanız uzaklaştırın bu değişmiyor. Star Wars: Empire at
Warda olan uydu kamerası bu oyunda yer almıyor. Neden bu güzel
özelliği oyundan çıkarttıkları oldukça düşündürücü. Oyunun senaryo
modunu oynarken yeni oyunlarda moda olan pek çok ödül (achievement) de
kazanabiliyorsunuz. Tabii bu ödülleri kazanabilmeniz için Xbox Live
sistemine giriş yapmanız ve internete bağlı olmanız gerekiyor. Tek
kişilik senaryoyu bitirdikten sonra oyunun bittiğini sanıyorsanız
yanılıyorsunuz. Bu sefer devreye senaryo modu giriyor. Senaryo modunda
Risk tarzı haritalarda 3 ırktan birini seçip dünyayı ele geçirmeye
çalışıyorsunuz. Bu modda rakiplerinizden casusluk yapıp teknoloji ve
para çalabiliyorsunuz. Empire at Warın Galaktik Senaryo moduna oldukça
benzeyen bu modda da oldukça zaman geçirebilirsiniz.
Xbox Live, PC'ye De El Atmış Gibi Gözüküyor
Çoklu oyuncu
kısmına gelirsek; daha önce de belirttiğim gibi oyunda Xbox Live
sistemi bulunuyor (Games for Windows ile evlerimize girdi bu güzel
özellik). Eğer çoklu oyuncu modunun tüm nimetlerinden faydalanmak
istiyorsanız ücretli olan Gold üyeliğinizin olması şart. Ücretsiz olan
Silver üyelik ile oyunu oynamak istiyorsanız pek çok ödülden
yararlanamıyorsunuz. Ayrıca istatistikleriniz ve dünya sıralamasındaki
yeriniz kayıt edilmiyor. Bana soracak olursanız şu anda Gold üyelik
almanıza gerek yok zira oyunu oynayan pek çok kişi bulunmuyor. Silver
üyelikle de idare edebiliyorsunuz, ancak ilerde yapımcı firma oyuna
Gold üyelik için pek çok eklenti ve özellik eklemeyi düşünüyor. İşte o
zaman Gold üyeliğe geçebilirsiniz (artık PC oyunlarında da çoklu oyuncu
modu paralı hale gelecek böyle giderse, gerçekten de üzücü bir durum).
Ama ne olursa olsun oyunun çoklu oyuncu modunu mutlaka deneyin oldukça
zevkli oluyor hem de dediğim gibi çok dengeli bir oynanışa sahip.
Bu Uzaylıların Grafikleri Günden Güne İyileşiyor Mu Ne?
Universe
at Warın grafikleri fazlasıyla Petroglyphin bir önceki oyunu Star
Wars: Empire at Wara benziyor. Bunu eğer oyunu oynadıysanız zaten
rahatlıkla fark etmişsinizdir. Grafikler benziyor çünkü bu oyun da
Empire at Warda kullanılan Alamo grafik motoru kullanılarak
hazırlanmış. Benziyor dedim ancak firma bu oyunda grafik motorunu
oldukça geliştirmiş. Öncelikle oyun DirectX 10'a (tabii
oynayabilirseniz, çünkü oyun oldukça yavaş çalışıyor DirectX 10'da) tam
destek veriyor ve grafikleri oldukça güzel gözüküyor. Öncelikle
birimlerin animasyonları ve grafikleri oldukça detaylı olarak
hazırlanmış. Patlamalar, silahlardan çıkan lazerler ve haritaların
tasarımları da göze hoş geliyor (ancak bu lazer ve ısı yüzünden yamulma
efektini biraz abartmışlar, etrafta çok birim olduğu zaman ne olduğunu
bu efektler yüzünden anlamakta güçlük çekebiliyorsunuz). Ayrıca Empire
at Warda bulunan savaş kamerası bu oyunda da yer alıyor. Bu kamerayı
aktive ettiğiniz zaman savaşları sinematik olarak izleyebiliyorsunuz.
Kısacası Universe at War'ın grafikleri her ne kadar World in Conflict
ve Company of Heroes kadar iyi olmasa da, oyun bir RTSye göre oldukça
güzel grafiklere sahip. Tabii bu grafiklerin bu kadar güzel olması
oyunun performansına direkt olarak etki ediyor (bunda programcıların
başarısızlığı da var tabii ki). Intel P4 2.8 GHz, NVIDIA GeForce 7800
GS, 1 GB DDR Ram'e sahip kendi bilgisayarımda tüm grafik ayarları en
sondayken 1024 x 768 çözünürlükte oyunu rahatlıkla oynayabildim. Siz de
eğer Star Wars: Empire at War'ı çalıştırabilen bir bilgisayara
sahipseniz bu oyunu da rahatlıkla oynayabilirsiniz (eğer Universe at
War bilgisayarınızda yavaş çalışıyorsa ilk olarak gölgeleri düşürün ve
Anti-Aliasingi kapatın, böylelikle oyun hızlanacaktır). Ancak NVIDIA
GeForce 8800 GTS ekran kartına sahip arkadaşımın bilgisayarında oyunu
DirectX 10 modunda oynarken oyun anlaşılması güç bir şekilde
yavaşlamaya başladı. Grafiklerde de öyle çok bir farklılık göremedim.
Bu yavaşlık ekrandaki birimler çoğaldıkça daha da artıyor. Size önerim
eğer DirectX 10 destekli ekran kartınız varsa bile oyunu DirectX 9
modunda oynamanız yönünde olacaktır. En azından yapımcı firma bu sorunu
gideren bir yama çıkartana kadar.
Franck Klepacki'nin Yaptığı Müzikleri Sevenler El Kaldırsın
Universe
at War: Earth Assault grafikleri ile olduğu kadar sesleri ve müzikleri
ile de göz dolduruyor (yok yanlış söyledim kulak dolduruyor deseydim
daha doğru olurdu sanırım). Oyunda kullanılan ses efektleri oldukça
kaliteli ve atmosfere katkı sağlıyorlar. Robotların ve yaratıkların
sesi tam olması gerektiği gibi hazırlanmışlar, ayrıca haritanın bir
ucunda patlama olduğu zaman bunu rahatlıkla duyabiliyorsunuz.
Creativein EAX teknolojisini de destekleyen oyun sayesinde
kulaklarınıza bayram ettirebilirsiniz (tabii kaliteli bir 5.1 sisteme
sahipseniz). Sesler konusunda bir tek kusur buldum, o da karakterlerin
seslendirmeleri. Karakterlerin seslendirmeleri oldukça vasat olarak
hazırlanmış ve çoğu zaman karakterlerin ruh hallerini yansıtmaktan
uzaklar. En azından biraz daha duygu olsaydı keşke seslendirmelerde,
çoğu zaman üzülmeniz gereken konuşmalarda bu seslendirmeler yüzünden
gülesiniz geliyor.
Oyunun müziklerini ise Star Wars: Empire at
War Forces of Corruptionun da müziklerini hazırlayan Franck Klepacki
hazırlamış. Eğer Forces of Corruptiondaki müzikleri sevdiyseniz bu
oyundaki müzikleri de oldukça seversiniz. Müzikler atmosfere oldukça
katkı yapıyorlar ve oyunun heyecanlı atmosferinde sizi biraz olsun
dinlendirebiliyorlar. Müziklerin oldukça çeşitli olduklarını da
söylemek istiyorum, durmadan aynı müzik çalmıyor ve sıkılmıyorsunuz
(oyunun müzikleri bedava olarak yayımlandı, resmi web sitesinden
indirebilirsiniz).