Ubisoft, son zamanlarda peşpeşe piyasaya sürdüğü Splinter Cell: Pandora Tomorrow, CSI: Dark Motives, Prince of Presia: The Sands of Times gibi harika yapımlar ile oyun dünyasına bomba etkisi yapmayı ve dikkatleri üzerine çekmeyi başardı. Bu harika oyunlardan biri olan Beyond Good & Evil ile farklı bir dünyada ilginç karakterlerle tanışıp heyecan verici aksiyonlar yaşayacak ve maceranın sınırlarını zorlayacağız.
Jade kimsesiz bir genç kız ve kendisi gibi birkaç çocukla beraber Hillyan gezegeninde, Lighthouse adlı bir adada yaşamaktadır. Kendisi bir fotoğrafçıdır ve en yakın dostu sevimli domuz Pey’j, ona her konuda destek olmaktadır. Hillyan farklı canlıların ve insanların bir arada yaşadığı huzurlu bir gezegendir ancak Domz adlı yaratıklar tarafından belirli aralıklarla saldırıya uğramaktadır. Sözde bu saldırıları püskürtmek için çalışıp Hillyan’daki canlıları inandırmayı başaran Alpha Sections şirketi, gezegen üzerinde hakimiyetini kurmuştur. Alpha Sections aslında Domz’lerle işbirliği yapıp insanları kandırmaktadır. Gizli bir üs kurup araştırmalar yapan Irıs Network adlı şirket ise Alpha Sections’un yaptıklarını bilmektedir ancak elinde kanıtı olmadığı için bir şey yapamaz. Bu nokta Jade devreye girer. Domz saldırılarından dolayı çaresiz kalan Jade, Irıs Network’ün iş teklifini kabul edip gezegenin geleceği için fotoğraflar çekmeye başlar. Ancak bu hiç de kolay olmayacaktır, çünkü Alpha Sections güçlü bir askeri altyapıya ve Domz’lere sahiptir.
Temel amacımız gizli üslere sızıp fotoğraflar çekmek. Fakat elimizdeki fotoğraf makinesini sadece bunun için kullanmıyoruz. Ayrıca, etraftaki farklı hayvanların fotoğrafını çekip para ve inci (pearl) kazanabiliyoruz. Kazandığımız para ile satın alıp çantamızı zenginleştireceğimiz şeyler var. Bunlar güç, tamir kiti, hayvan arama makinesi gibi çeşitlilik gösteriyor. Hillyan gezegeni birkaç adadan oluştuğu için, bunlar arasında gidip geleceğimiz bir Howercraft’a sahibiz. Kazandığımız inciler ile Howercraft’ımız için yeni donanımlar satın alabiliyoruz. Ayrıca, incilerin büyük bölümü gezegenin çeşitli kısımlarına dağılmış durumda. Bazen öldürdüğümüz bir Domz’den, bazen de bir yarışı kazandığımızda elde ediyoruz.
Bu tarz oyunlarda kesin bir tür söylemek neredeyse olanaksız. Genelde etrafta dolaşırken bir macera gibi oynanıyor. Canlılarla konuşuyor, bir şeyler alıp veriyorsunuz. Kapıları açmaya çalışıp inci ve benzeri şeyleri bulmak için uğraşıyorken, bir yaratıkla karşılaştığınızda Jade, Dai-Jo sopasını çıkartıyor ve aksiyona başlıyoruz. Kısaca aksiyonla macerayı iç içe yaşıyorsunuz. Macera kısmı pek tatmin edici olmamasına rağmen eğlenceli geçiyor. Öyle çok karmaşık şeyler yapmıyoruz. Bir kapının anahtarını bulmak ya da doğru şifreyi kullanmak gibi basit şeyler. Aksiyon zamanları ise yeterince heyecanlı. Tuş kombinasyonlarını kullanarak Jade’e değişik hareketler yaptırabiliyoruz. Kameranın bazı anlarda farklı açıdan göstermesi ya da ağır çekime alması da o anki yaşanan heyecanı körüklüyor.
Grafikler çok iyi olmasa da standart bir oyundan beklenen seviyede. Patlama ve ışık efektleri oldukça iyi. Karakter çizimleri ve hareketleri de göze batmıyor, bir de oyunda atmıştan fazla değişik yaratık bulunduğu ve hepsinin ayrıntılı bir şekilde çizildiği düşünülürse çok iyi sayılır. Çevre düzeni ve mimari yapılar Hillyan dünyasına uyum sağlamış. Öyle ki, Lighthouse’da birkaç dakika etrafı seyrettiğinizde bu büyülü dünyada kendinizden geçiyorsunuz. Denizin dalgalanması, üstünde uçan martılar, ağaçlar, otlar, uçuşan böcekler sanki hep hayal ettiğiniz doğa kavramını önünüze sunuyor. Ara demolardaki buğulanma efektleri, Jade sopayı savururken yeşil ışıklar saçması gibi ayrıntılar unutulmamış. Hatta bu kadar ayrıntının yanı sıra gece gökteki yıldızları görebilmek ve bazılarının adlarını okuyabilmek bile mümkün. Daha ilk sahnede gökten düşen meteorların garaja verdiği hasarı daha sonradan fark edince insan şaşırıyor.
Jade kimsesiz bir genç kız ve kendisi gibi birkaç çocukla beraber Hillyan gezegeninde, Lighthouse adlı bir adada yaşamaktadır. Kendisi bir fotoğrafçıdır ve en yakın dostu sevimli domuz Pey’j, ona her konuda destek olmaktadır. Hillyan farklı canlıların ve insanların bir arada yaşadığı huzurlu bir gezegendir ancak Domz adlı yaratıklar tarafından belirli aralıklarla saldırıya uğramaktadır. Sözde bu saldırıları püskürtmek için çalışıp Hillyan’daki canlıları inandırmayı başaran Alpha Sections şirketi, gezegen üzerinde hakimiyetini kurmuştur. Alpha Sections aslında Domz’lerle işbirliği yapıp insanları kandırmaktadır. Gizli bir üs kurup araştırmalar yapan Irıs Network adlı şirket ise Alpha Sections’un yaptıklarını bilmektedir ancak elinde kanıtı olmadığı için bir şey yapamaz. Bu nokta Jade devreye girer. Domz saldırılarından dolayı çaresiz kalan Jade, Irıs Network’ün iş teklifini kabul edip gezegenin geleceği için fotoğraflar çekmeye başlar. Ancak bu hiç de kolay olmayacaktır, çünkü Alpha Sections güçlü bir askeri altyapıya ve Domz’lere sahiptir.
Temel amacımız gizli üslere sızıp fotoğraflar çekmek. Fakat elimizdeki fotoğraf makinesini sadece bunun için kullanmıyoruz. Ayrıca, etraftaki farklı hayvanların fotoğrafını çekip para ve inci (pearl) kazanabiliyoruz. Kazandığımız para ile satın alıp çantamızı zenginleştireceğimiz şeyler var. Bunlar güç, tamir kiti, hayvan arama makinesi gibi çeşitlilik gösteriyor. Hillyan gezegeni birkaç adadan oluştuğu için, bunlar arasında gidip geleceğimiz bir Howercraft’a sahibiz. Kazandığımız inciler ile Howercraft’ımız için yeni donanımlar satın alabiliyoruz. Ayrıca, incilerin büyük bölümü gezegenin çeşitli kısımlarına dağılmış durumda. Bazen öldürdüğümüz bir Domz’den, bazen de bir yarışı kazandığımızda elde ediyoruz.
Bu tarz oyunlarda kesin bir tür söylemek neredeyse olanaksız. Genelde etrafta dolaşırken bir macera gibi oynanıyor. Canlılarla konuşuyor, bir şeyler alıp veriyorsunuz. Kapıları açmaya çalışıp inci ve benzeri şeyleri bulmak için uğraşıyorken, bir yaratıkla karşılaştığınızda Jade, Dai-Jo sopasını çıkartıyor ve aksiyona başlıyoruz. Kısaca aksiyonla macerayı iç içe yaşıyorsunuz. Macera kısmı pek tatmin edici olmamasına rağmen eğlenceli geçiyor. Öyle çok karmaşık şeyler yapmıyoruz. Bir kapının anahtarını bulmak ya da doğru şifreyi kullanmak gibi basit şeyler. Aksiyon zamanları ise yeterince heyecanlı. Tuş kombinasyonlarını kullanarak Jade’e değişik hareketler yaptırabiliyoruz. Kameranın bazı anlarda farklı açıdan göstermesi ya da ağır çekime alması da o anki yaşanan heyecanı körüklüyor.
Grafikler çok iyi olmasa da standart bir oyundan beklenen seviyede. Patlama ve ışık efektleri oldukça iyi. Karakter çizimleri ve hareketleri de göze batmıyor, bir de oyunda atmıştan fazla değişik yaratık bulunduğu ve hepsinin ayrıntılı bir şekilde çizildiği düşünülürse çok iyi sayılır. Çevre düzeni ve mimari yapılar Hillyan dünyasına uyum sağlamış. Öyle ki, Lighthouse’da birkaç dakika etrafı seyrettiğinizde bu büyülü dünyada kendinizden geçiyorsunuz. Denizin dalgalanması, üstünde uçan martılar, ağaçlar, otlar, uçuşan böcekler sanki hep hayal ettiğiniz doğa kavramını önünüze sunuyor. Ara demolardaki buğulanma efektleri, Jade sopayı savururken yeşil ışıklar saçması gibi ayrıntılar unutulmamış. Hatta bu kadar ayrıntının yanı sıra gece gökteki yıldızları görebilmek ve bazılarının adlarını okuyabilmek bile mümkün. Daha ilk sahnede gökten düşen meteorların garaja verdiği hasarı daha sonradan fark edince insan şaşırıyor.