Clive Barker’s Jericho

Oyunun senaryosu dini ve efsanevi bir kökene sahip; Tanrı’nın yarattığı ilk varlık olan (ilk hata) Firstborn (ilkdoğan) ona bahşedilen güçlerin de etkisiyle zaman içinde efendisinden yaratıcısından uzaklaşmaya başladı. Firstborn kadın ya da erkek değildi. Ne karanlıktı ne de aydınlık, ne güzeldi ne de iğrenç. Tanrı yarattığı bu şey için bir süre kaygılandı ve onu Al-Khali çölündeki cehennem zindanlarına kapattı. Sonsuza dek terk edilmişlik içinde unutulmaya … Tanrı yeniden başladı yaratmaya, insanoğlunu yarattı. Ona cinsiyet, akıl, his ve ruhu verdi. Bunu gören Firstborn’un içini öfke ve nefret bir alev gibi sardı. Jericho’nun altında 7 plan yaptı zindanların soğuk gölgesinden kurtulmak için. Dünyanın kendinden esirgenen her bir parçasını geri alıyordu, zindanına göndermek için. Zamanın kırıntıları ve boş tabakalar işte bu alanın üstünde şekillendi, dünyaya bağlandı Jericho şehrinde. Bu tabakalar duvarlarıyla tarihin parçalarını yakaladı, Sümerliler’den yeni dünya medeniyetlerine. Fatihler ve uygarlıklar hep şehrin peşindeydiler lakin zamanla unutuldu ve zamanın kumlarıyla yandı.


Oyundaki ekip liderimiz başlangıçta bir kabus görür. Kabusunda Al-khali çölünde siyah, cinsiyetsiz ve beyaz gözlü bir çocuk suretine bürünmüş Firstborn ile yürümektedir. Çocuk ileride cereyan eden kum fırtınasını göstererek kendisine yardım etmesini ister. Tam bu anda Ross kabusundan uyanır ve telefon çalar, bahsi geçen bölgeden ilginç bazı sinyaller alınmıştır. Bunu incelemek üzere süper donanımlı ve -paranormal- normal ötesi güçlere sahip olarak yetiştirilmiş Jericho (The Department of Occult Warfare) ekibi bölgeye yollanır. Oyun içinde bir İngiliz komando birliği bize bu hapsedilişten bahsediyor: Kabın içinde başka bir kap ve daha başka bir kap, giderek daralan bir çember ve merkezdeki kötülük…


Jericho Ekibi
Kaptan Devin Ross
Jericho ekibinin lideri Ross, bütün doğa üste ve ruhsal olaya karşı şüpheci yaklaşır. Oyunun ilk bölümlerinde kontrol ettiğimiz Ross’a, Arnold Leech tarafından bir tuzak kurulur (daha doğrusu keklik gibi avlanır) ve öldürülür. Ekip üyeleri ölümünün şokunu henüz üzerlerinden atamamışken Delgado’nun içinden konuşur ve onu şeytani bir ruh sanırlar. Ross’un bedeni gitmiştir ancak ruhu takım arkadaşlarının içindedir. Bundan böyle oyun içi liderliğimizi bu ruh ile dilediğimiz takım arkadaşımızın içine girerek sürdüreceğiz ancak ilk zamanlarda ekip için kabul edilmesi zor olmuştur.
Kaptan Xavier Jones
Telekinesis ve telepati gibi paranormal beceriler gösteren Jones aslında 2. lider olmasına rağmen pek sessizdir ve geçmişi hakkında pek bilgimiz yoktur. XM26 yarı-otomatiği ile bir HKG36C saldırı tüfeği taşır. Özel güçlerinden telekinesis özellikle bir ruh ile iletişim kurmak ve açılması gereken bir kapıyı açmak gibi durumlarda kullanılır. Onun dışında oyun içerisinde pek farklılık yarattığını düşünmüyorum.
Abigail Black
Ekibin keskin nişancısı ve oyun boyunca en çok işimize yarayacak karakterlerden biridir Black. Keskin nişancı tüfeğine yapılmış bir eklentiyle büyük tahribata yol açabilecek bir bomba atar. İsabet ettiğinde en büyük yaratıkları bile tek atışta yok edebilir. 2 temel güce sahiptir. Birincisi nesne yığınlarını geriye savurmak, ikincisi ise hayalet mermidir. Hayalet mermi oyunda hayat kurtarıcı özelliklerden biridir. Atış yapıldığı andan itibaren merminin bakış açısından yönlendirebiliriz ve 3 düşmana kadar etki gücüne sahiptir.
Çavuş Frank Delgado
Açık sözlü ve çabuk alev alan Delgado tam bir yokedicidir. 7.62-mmlik bir mini-gun ve bir .50-calibre yarı-otomatik özel tabancaya sahip. Özel güçleri arasında sağ koluna hapsedilmiş ejderha başı şeklinde bir alev ruhu vardır, bununda düşmanın canını büyük ölçüde emebilir, ikinci özelliği ise ateşten korunabilmesidir. Ancak oyunun sadece bir kısmında işimize yaradığından etrafa hasar verme ve ağır makineli sevenler için oynanılması hoş bir karakterdir. Oyun zamanında Church ile flört ediyor. Rawlings’le yapılacaklar konusunda hep bir çatışma içerisindedir.
Çavuş Wilhelmina ‘Billie’ Church
Church, Jericho ekibi için en fazla önem taşıyan üyedir ve bir kan büyücüsüdür. Ninjitsu’da yetenekli ve bir suikastçi kadar atletiktir. Otomatik bir tabanca ile efsanevi bir katana (kenjuu) taşır, büyülerini ise nodachi bıçağıyla elini kesip kanı yere fırlatarak yapar. Oluşturduğu kan topu etkilediği alandaki yaratıkları etkisiz hale getirirken alev topu alandaki tüm yaratıkları yakar. Özellikle kan topuyla yaratıklar etkisiz hale geldiğinde tek katana darbesiyle öldürülebilirler bu nedenle Church zor çatışmalarda kilit isimdir.
Onbaşı Simone Cole
Cole ekibin teknik tarafıyla ilgilenir bir programcı ve numerolojisttir.(sayılar bağlamında geleceği açıklama sanatı) Son derece karmaşık matematiksel problemlerin çözümünde iyi olduğundan yüksek bir beyin gücü ve işlem kapasitesine sahiptir bu nedenle de ruhsal güçlere sahip değildir. Olağanüstü akıl ve dehası ile zaman ve mekanın ötesine geçebilir bir bakıma zamanı yavaşlatabilir. XM8 ve parça tesirli bomba kullanır. Diyaloglarda her zaman resmidir ve tekno-gevezedir. (uzun ve bilimsel açıklamalar) Cole oyunun çocuk mezar ve ruhları kısmında ilk defa kontrolü kaybeder ve kendi ruhunu bir bunalımın içine sürükler.
Peder Paul Rawlings
Peder Rawlings ekibin en bilgili üyesi ve şifacısıdır. Ayrıca Irak ve Vietnam’da görev yapmış tecrübeli bir savaşçıdır. Yaralıları uzaktan iyileştirme, yaratıkları lanetleme ve şeytan çıkarma gibi yetenekleri vardır.
Ekipteki üyeler sahip oldukları karaktere göre tavırlar ortaya koymaktadır. Mesela Church ile Delgado’nun flört ettiğini söyledik. Church yaralandığında kontrolü kaybedip panik yapan Delgado’dur bu nedenle ekip arasındaki ilişkilerin iyi yansıtıldığı görüşündeyim.


Lider Ross’un ölümünün ardından ekip üyelerini kontrol edebilme özelliği gayet güzel olmuş -aksi taktirde Ross’la oyunu bitirmek zor olacaktı-. Yere ve duruma göre nişan işaretçisini herhangi bir üyeye tutup ‘Space’e basmanız onu kontrole geçiş için yeterli. Yani çatışma sırasında ‘Space’e basılı tutup iki saat kime geçsem diye aramanıza gerek yok. Her karakter farklı ekipmana ve güce sahip olduğundan duruma göre istediğinizi seçebilmeniz özgürlüğe açılan kapı olmuş oyun için, ancak tek bir karakterle bile bitirilebilecek bir oyun Jericho. Oyunda aslında en büyük sorununuz zor devrilen yaratıklar ve ekibinizin sağlık durumu. Normalde Rawlings yaralılarla ilgileniyor ancak onun biçare kaldığı anlarda da sizin yardım etmeniz gerekiyor bu ise çatışmanın izini kaybetmenize neden oluyor. Church ve Black’in maharetleri yetersiz kaldığında ise Cole ile zamanı yavaşlatmak esaslı çatışmalar için oldukça etkili. Çatışmalarda genellikle düşmanda yapay zekanın kırıntısına bile rastlamak mümkün olmuyor. Sağ sol yaparak üstümüze koşan veya sütunların arkasına saklanan yaratıklar var ancak onlar da keklik gibi avlanabiliyor. Ekip arkadaşlarımızın yapay zekasını daha iyi gördüm bir birbirlerine yarım edip, düşmana karşı etkili konumlanıyorlar. Bu konuda tek sorun onlara bahşedilmiş özel güçlerini çok az kullanmaları, genellikle silahlarıyla ateş etme yolunu seçiyorlar. Ehh tabii kontrolü ele aldığımızda özel güçleri sonuna kadar kullanacak olan biziz =)


Silah kullanımında hızlı hareket eden yaratıklar için otomatik nişan özelliği oluşturulmuş Şöyle ki yaratığa bir kez isabetli atış yaptığınızda devamı onu takip ediyor. Bu bir kolaylık olarak düşünülmüş olabilir ancak nokta atışı yapmak istediğiniz durumlarda size engel oluyor.
Jericho Ekibi Alpha ve Omega olarak ikiye bölünmüş, buna binaen bazı görevlerde ekip ayrılıyor. Gruplara ayrı işler yaptırmak için 6-7 tuşlarını kullanıyoruz. Bir bölgede kalmaları için 5 (bekle komutu), takip etmeleri ya da saldırmaları için 4. Tehlikeli bölümlerde grubun bir kısmıyla aktif işler yapıp diğerini güvencede bırakmanız bölümün devamlılığı için hayati olabilir çünkü oyunda f5 ‘quicksave’ yok bunun yerine ‘Checkpoint’ sistemiyle ilerliyoruz. Oyuna zamanlama ve refleksinizi sınarcasına bazı kısımlar koyulmuş örneğin bir yer çöküyor ve siz son anda tutunuyorsunuz, ekranda hemen beliren yön tuşlarına basarak oradan çıkmanız mümkün oluyor. Bu güzel bir özellik ancak bazı yerlerde sinir bozucu olabiliyor – Church’la kuyudan inişimiz –


Oyunun grafikleri iyi olmakla birlikte makyajın fazla kaçırıldığını düşünüyorum; fazla canlı ve parlak. Karakterler oldukça iyi yapılmış ancak yaratıklara bizden daha fazla önem verildiğini söyleyebiliriz, bana Clive Barker’in işin içinde olduğunu inandırabilecek iki şeyden biridir ki diğeri de mükemmel senaryoydu. Oyunda 4 ana dönemde –zamanda- yolculuk yapıyoruz ve mekanları tarihe göre değerlendirdiğimizde oldukça çekici ve iyi tasarlandığını görüyoruz. Örneğin Roma valisi sapık Vicus’un yerinde mükemmel mimari gözümüze çarpıyor. II. Dünya savaşı döneminde bastığımız toprağın katmanlarında insan iskeletleri görülürken, Crusaders bölümünde tamamen kana bulanmış zeminde yürüyoruz.


Bölümler
Al-Khali, Jericho – Eski bir Ortadoğu şehrinin kalıntıları arasında.
Dünya Savaşı II, 1942 – Etrafı yok eden şeytani alman güçlerinin lideri Litchammer’i izleyiş.
Romalılar,38 : Despot Caligula’nın imparatorluğu zamanında Al Khali sapık,obez ve yamyam vali Cassus Vicus’un etki alanıydı, Jericho valinin peşinde.
Sümerler, 3000: Jericho ekibinin en zorlu sınavı. iblislerinin taştan heykel ordusu ile savaşıp iblislerin azametli yüzleri ile çevrelenmiş muazzam derinlikte bir uçurum olan firstbornun mekanına gidiş.


Clive Barker ve beklentiler
Oyuncuların bir çoğunun tadını damağında bırakan korku atmosferini iliklerimize kadar işlemiş Undying adlı oyunun yaratıcısı Clive Barker’i bazıları Hellraiser filmiyle de bilirler, o korku öğesi ile epik fantezinin doruklarına ulaşmıştır. Undying 2 beklentileri ve Demonic hüsranının ardından Jericho, Undying fanları için adeta umut ışığı olmuştu. Ancak bu beklentilere ne kadar karşılık verdi o da tartışma konusu tabii. Bir grupla ilerlenen oyunda korku öğelerinden daha çok aksiyonun ön plana çıktığı kanaatindeyim. Bazen yerin altından aniden beliren yaratıklar anlık tepki vermenize neden olabilir ancak bunun ötesinden bahsediyorum: korku atmosferi, bizi sürekli ip üstünde gerilimde tutacak bir atmosfer. Maalesef Jericho’da bunu görmek çok zor, bazı kısımlarda müziğin de etkisiyle buna ulaşılmaya çalışılmış ancak bir ekip bilinci olduğundan ve bir karakterin kaybedilmesinin ardından diğerine geçilebileceğinin bilinmesi nedeniyle arzu edilene ulaşılamamış. Bunun dışında bir aksiyon oyunu için başarılı ve oynanabilir buldum.