Yeni göreve eski dost
Yeni nesil kavramı, her yönden çeşitlilik vaat eden bir tanım. Bunun içerisine, tekniksel anlamda detaylar girdiği gibi, hikâye odaklı çalışmalar da girebiliyor. Yapımcılar, sıfırdan yeni bir oyun geliştirmek yerine, bazen eski oyunların yeni versiyonlarını hazırlıyor veya üzerinden devam eden bir senaryo oluşturarak, eski seriyi yepyeni bir hale getirebiliyorlar. Tabii ki işin zor kısmı, oyunun özünü korumayı başarabilmek. Artık bu detay da yapımcıların maharetine kalmış.
Bazen tek bir adam, herkesin umudu olur
Bionic Commando, sinematik bir videoyla başlıyor. Yapımda, Nathan Spencerı kontrol ediyoruz. Geliştirilen teknolojiler, yine en büyük baş belası olarak gözükmektedir. Savunma güçleriyle Spencer arasında yaşanan anlaşmazlıklar sonucu, kahramanımızın öldürülmesine karar verilmiş ve hapse atılmıştır. Ayrıca yine bu güçler tarafından ona sağlanan biyonik kolu da alınmıştır. Bu olayların ardından, bilinmeyen güçler tarafından, Ascension Şehrine biyolojik bir saldırı gerçekleştirilir. Yetkililer, Spencerla konuşur ve durum hakkında bilgi vererek, belki binlerce belki de milyonlarca kişinin öldüğünü söyleyerek, onu göreve çağırır.
"Bir zamanlar gözden çıkartılan Nathan Spencer, şimdi ihtiyaç duyulan tek kurtarıcı."
Maceraya harabe bir evde başlıyoruz. Biraz etrafı gezerek kontrollere alışmaya, birkaç düşman öldürerek de rakiplerimizin zorluk seviyesini kavramaya çalışıyoruz. F ile güçlü yumruklar atabiliyor, E tuşuyla, sert atlayışlar yapabiliyor, Shifte basarak hedef alma pozisyonuna geliyor, farenin sol tuşuna basarak ateş edebiliyor, sağ tuşu sayesinde ise biyonik kolumuzu kullanabiliyoruz. Bu ve bunun gibi durumlarda oyun, detaylı olarak bizi bilgilendiriyor. Ufak bir pasta dilimi tadındaki kısa bölümü atlattıktan sonra, kendimizi bir eğitim arenasında buluyoruz. Karşımızda orijinal tasarımlardaki Bionic Commando var. Bir yerlere tutunarak ilerlemeyi, nesneleri kullanmayı, düşmanlarımıza fırlatmayı ve geri kalanı, bu kısa turları tamamlayarak öğrenebiliyor ve asıl maceramıza tekrar geri dönüyoruz.
Biyonik kolumuzla düşmanları kendimize çekip, dövebiliyoruz."
Hedef doğrultusunda
Tamamen yıkılmış, harap ve yaşam belirtisinden yoksun bir şehrin evlerinde, sokaklarında veya kanalizasyonlarında mücadele ediyoruz. Yapmamız gerekenlerin çok büyük kısmı, genellikle biyonik kolumuza bağlı. Onun sayesinde çevredeki hemen her yere tutunabiliyoruz. İstersek düşmanlarımızı kendimize çekerek onlara zarar verebiliyoruz.
Gitmemiz gereken yerler, yeşil bir nokta ile gösteriliyor. Ayrıca haritaların belirli bölgelerinde yer alan cihazlara da giderek kayıt yapabiliyoruz. Eğer güzergâh dışına çıkarsanız, radyasyona maruz kalıyor ve kısa sürede ölebiliyorsunuz.
Yapım, cephane konusunda biraz cimri davranmış sanırım. Zira çoğu kez, hızlı hareket ederek ve yumruklarınızı kullanarak düşmanlarınızı alt etmelisiniz. Zaten zorlu rakipler oldukları söylenemez. Bir ya da iki yumrukta üstelerinden gelebiliyorsunuz. Fakat dev bosslar için aynısını söylemem mümkün değil. Genelde yakın mücadeleye girerseniz, okkalı tokatlar ve fazlasıyla cezalandırılıyorsunuz. Bu sebeple cephanenizi oldukça tutumlu kullanmanızda fayda var.
"Boss savaşları oyunun en heyecanlı ve eğlenceli kısmını oluşturuyor."
Eksikler
Yeni nesil deyince, tüm özellikler önemli olsa da, genellikle grafiksel özellikler çoğu zaman ön planda oluyor. Bionic Commandonun grafiksel olarak çok başarılı olduğunu söyleyemeyiz. Üzerinde yer aldığımız tüm haritaya genel olarak kabaca baktığımızda, büyük bir yıkımdan arta kalanlar olarak çok etkileyici göründüğünü söyleyebilirim. Fakat detaya indiğimizde, eksiler bir bir beliriyor. Anti-aliasing eksikliği, Draw Distance gibi başlıca unsurlar, oyunun eksi yönlerinden. Ayrıca kaplamalardaki kalitesizlik de göz ardı edilemez bir gerçek. Karakterimizin tasarımı ise gayet hoş görünüyor. Bionic Commando için birkaç gün önce bir site tarafından karşılaştırma videoları hazırlanmıştı. Oradan gördüğümüz kadarıyla PC sürümü, Xbox 360ın grafik kalitesine göre biraz daha iyiydi. Zaten yapım, Xbox 360 portu olduğu için, oyunda yer alan tuş takımları bile Xbox Gamepadine ait. Fakat bu ufak gelişme bile, yapımı düze çıkarmaya yetmiyor.
"Draw Distance eksikliğinin görüldüğü iki kare. Üst resimde uzakta taş parçaları belli olmuyorken, alt karede ise tam tersi bir durum var."
Haritalarda kimi zaman bir takım logolar görebiliyorsunuz. Bunları toplayarak, oyunun ekstralar kısmındaki sanat çalışmaları ve videolar gibi ödülleri açabiliyorsunuz. Tek kişilik senaryonun yanı sıra multiplayer oynanışa da imkân tanıyan Bionic Commando, bu kez yapay zekâya karşı değil, gerçek oyunculara karşı biyonik kolunuzu kullanmanıza fırsat sunuyor. Konsolların ardından PC için de yakında piyasaya sunulacak olan yapım, aksiyon oyunlarından hoşlanan kullanıcılar için güzel bir seçenek.
Yeni nesil kavramı, her yönden çeşitlilik vaat eden bir tanım. Bunun içerisine, tekniksel anlamda detaylar girdiği gibi, hikâye odaklı çalışmalar da girebiliyor. Yapımcılar, sıfırdan yeni bir oyun geliştirmek yerine, bazen eski oyunların yeni versiyonlarını hazırlıyor veya üzerinden devam eden bir senaryo oluşturarak, eski seriyi yepyeni bir hale getirebiliyorlar. Tabii ki işin zor kısmı, oyunun özünü korumayı başarabilmek. Artık bu detay da yapımcıların maharetine kalmış.
Bazen tek bir adam, herkesin umudu olur
Bionic Commando, sinematik bir videoyla başlıyor. Yapımda, Nathan Spencerı kontrol ediyoruz. Geliştirilen teknolojiler, yine en büyük baş belası olarak gözükmektedir. Savunma güçleriyle Spencer arasında yaşanan anlaşmazlıklar sonucu, kahramanımızın öldürülmesine karar verilmiş ve hapse atılmıştır. Ayrıca yine bu güçler tarafından ona sağlanan biyonik kolu da alınmıştır. Bu olayların ardından, bilinmeyen güçler tarafından, Ascension Şehrine biyolojik bir saldırı gerçekleştirilir. Yetkililer, Spencerla konuşur ve durum hakkında bilgi vererek, belki binlerce belki de milyonlarca kişinin öldüğünü söyleyerek, onu göreve çağırır.
"Bir zamanlar gözden çıkartılan Nathan Spencer, şimdi ihtiyaç duyulan tek kurtarıcı."
Maceraya harabe bir evde başlıyoruz. Biraz etrafı gezerek kontrollere alışmaya, birkaç düşman öldürerek de rakiplerimizin zorluk seviyesini kavramaya çalışıyoruz. F ile güçlü yumruklar atabiliyor, E tuşuyla, sert atlayışlar yapabiliyor, Shifte basarak hedef alma pozisyonuna geliyor, farenin sol tuşuna basarak ateş edebiliyor, sağ tuşu sayesinde ise biyonik kolumuzu kullanabiliyoruz. Bu ve bunun gibi durumlarda oyun, detaylı olarak bizi bilgilendiriyor. Ufak bir pasta dilimi tadındaki kısa bölümü atlattıktan sonra, kendimizi bir eğitim arenasında buluyoruz. Karşımızda orijinal tasarımlardaki Bionic Commando var. Bir yerlere tutunarak ilerlemeyi, nesneleri kullanmayı, düşmanlarımıza fırlatmayı ve geri kalanı, bu kısa turları tamamlayarak öğrenebiliyor ve asıl maceramıza tekrar geri dönüyoruz.
Biyonik kolumuzla düşmanları kendimize çekip, dövebiliyoruz."
Hedef doğrultusunda
Tamamen yıkılmış, harap ve yaşam belirtisinden yoksun bir şehrin evlerinde, sokaklarında veya kanalizasyonlarında mücadele ediyoruz. Yapmamız gerekenlerin çok büyük kısmı, genellikle biyonik kolumuza bağlı. Onun sayesinde çevredeki hemen her yere tutunabiliyoruz. İstersek düşmanlarımızı kendimize çekerek onlara zarar verebiliyoruz.
Gitmemiz gereken yerler, yeşil bir nokta ile gösteriliyor. Ayrıca haritaların belirli bölgelerinde yer alan cihazlara da giderek kayıt yapabiliyoruz. Eğer güzergâh dışına çıkarsanız, radyasyona maruz kalıyor ve kısa sürede ölebiliyorsunuz.
Yapım, cephane konusunda biraz cimri davranmış sanırım. Zira çoğu kez, hızlı hareket ederek ve yumruklarınızı kullanarak düşmanlarınızı alt etmelisiniz. Zaten zorlu rakipler oldukları söylenemez. Bir ya da iki yumrukta üstelerinden gelebiliyorsunuz. Fakat dev bosslar için aynısını söylemem mümkün değil. Genelde yakın mücadeleye girerseniz, okkalı tokatlar ve fazlasıyla cezalandırılıyorsunuz. Bu sebeple cephanenizi oldukça tutumlu kullanmanızda fayda var.
"Boss savaşları oyunun en heyecanlı ve eğlenceli kısmını oluşturuyor."
Eksikler
Yeni nesil deyince, tüm özellikler önemli olsa da, genellikle grafiksel özellikler çoğu zaman ön planda oluyor. Bionic Commandonun grafiksel olarak çok başarılı olduğunu söyleyemeyiz. Üzerinde yer aldığımız tüm haritaya genel olarak kabaca baktığımızda, büyük bir yıkımdan arta kalanlar olarak çok etkileyici göründüğünü söyleyebilirim. Fakat detaya indiğimizde, eksiler bir bir beliriyor. Anti-aliasing eksikliği, Draw Distance gibi başlıca unsurlar, oyunun eksi yönlerinden. Ayrıca kaplamalardaki kalitesizlik de göz ardı edilemez bir gerçek. Karakterimizin tasarımı ise gayet hoş görünüyor. Bionic Commando için birkaç gün önce bir site tarafından karşılaştırma videoları hazırlanmıştı. Oradan gördüğümüz kadarıyla PC sürümü, Xbox 360ın grafik kalitesine göre biraz daha iyiydi. Zaten yapım, Xbox 360 portu olduğu için, oyunda yer alan tuş takımları bile Xbox Gamepadine ait. Fakat bu ufak gelişme bile, yapımı düze çıkarmaya yetmiyor.
"Draw Distance eksikliğinin görüldüğü iki kare. Üst resimde uzakta taş parçaları belli olmuyorken, alt karede ise tam tersi bir durum var."
Haritalarda kimi zaman bir takım logolar görebiliyorsunuz. Bunları toplayarak, oyunun ekstralar kısmındaki sanat çalışmaları ve videolar gibi ödülleri açabiliyorsunuz. Tek kişilik senaryonun yanı sıra multiplayer oynanışa da imkân tanıyan Bionic Commando, bu kez yapay zekâya karşı değil, gerçek oyunculara karşı biyonik kolunuzu kullanmanıza fırsat sunuyor. Konsolların ardından PC için de yakında piyasaya sunulacak olan yapım, aksiyon oyunlarından hoşlanan kullanıcılar için güzel bir seçenek.