Artık İkinci Dünya Savaşı konulu yapımların oyuncular tarafından eskisi gibi
sevilmediği bir gerçek. Öyle ki, kendilerini ilk olarak İkinci Dünya Savaşı
türünde tanıdığımız Battlefield ve Call of Duty gibi oyunlar, şimdi modern savaş
arenasında boy gösteriyor. Tüm bunlara rağmen halen İkinci Dünya Savaşı
cephesinde geçen oyunlar yapılıyor. Başarısız bir örneğini de Battlestrike:
Shadow of Stalingradta görüyoruz.
Öldür öldür nereye kadar
Milyonlarca ölümün yaşandığı İkinci Dünya Savaşında, Naziler, Sovyetler
Birliğine de saldırarak geniş çaplı işgal planlamaktadır. Bunun için öncelikli
amaç ise Stalingradın yönetimini ele geçirmektir. Bu noktada yapıma bir Sovyet
askeri olarak başlıyoruz ve Nazilerin planlarını başarısızlığa uğratmak için
mücadele veriyoruz. Yanımızda bizimle birlikte gelen bir veya iki adamımız
oluyor ve içerisinde yer aldığımız operasyonlar, genellikle ufak çaplı mıntıka
temizliğinden öteye gidemiyor. Her bölümde az sayıda Nazi askeri öldürüp, birkaç
belgeyi de ele geçirdiğimiz takdirde bir sonraki göreve geçmeye hak kazanıyoruz.
Oyunun çizgisel bir ilerleyişi var ve çoğu zaman sinir bozucu olabiliyor. Gitmek istediğiniz yer tam karşınızda duruyorken, önünüzdeki engeli geçemeyeceğinizden dolayı, mecburen yapımın belirttiği yolu bulmalısınız. Bu durum sıkıcılığı giderek daha da artırıyor. Aynı anda iki büyük, bir de küçük silah taşıyabiliyoruz. Zaten hepsi daha önceki oyunlardan aşina olduğumuz silahlar. Ayrıca sabit MG42leri de kullanabiliyoruz. Sağlık sistemi olarak, Dinlen ve iyileş yöntemi kullanılmış. Düşmanlarımızın ve yanımızda yer alan askerlerin yapay zekâ düzeyleri çok düşük, gösterdikleri tepkiler çoğu zaman gülünç durumlara yol açıyor. İşin içine grafikleri de ekleyince, üzerine tuz biber oluyor.
Motor var, ama grafik yok
Battlestrike serisi, şimdiye kadar Unreal Engine 2 ve Chrome gibi motorları kullanmıştı. Shadow of Stalingrad ise F.E.A.R.ın ünlü grafik motoru Lithtech ile geliştirilmiş. Tabii ki F.E.A.R. deyince herkesin aklına, güzel grafikler ve ışık efektleri geliyordur. Ne yazık ki bunların hiç biri, oyunumuzda yer almıyor. Kaplamalardaki düşük kalite, kötü karakter tasarımları, patlama efektleri ve dahası, bu motorun gerektiği gibi kullanılamadığının kanıtı. Ayrıca yapım, olmadık yerlerde kasılıyor. Öyle ki, yüksek ve düşük detay seviyelerinde, kaliteli bir PC sisteminde dememize rağmen sonucun değişmediğini gördük. Teknik anlamda ve hatta oyuna artı anlamında gösterebileceğim belki de tek yön sesler olacaktır. Mükemmel değiller, ama kötü de değiller.
Yapımda, çoklu oyuncu desteği yer almıyor. Zaten tek kişilik senaryo modundaki bunca aksaklıktan sonra, kimse oyuna tahammül edemeden kapatır büyük ihtimalle. İkinci Dünya Savaşı konusunu sevmiyoruz veya artık modası geçti diyoruz, ama bunun nedeni böylesi kalitesiz yapımlar yüzünden. Eminim ki, tüm söylemlere rağmen İkinci Dünya Savaşını konu alan yeni bir Call of Duty daha hazırlansa, herkes tereddüt etmeden oynayacaktır, ama Battlestrike: Shadow of Stalingradtan uzak durun.
sevilmediği bir gerçek. Öyle ki, kendilerini ilk olarak İkinci Dünya Savaşı
türünde tanıdığımız Battlefield ve Call of Duty gibi oyunlar, şimdi modern savaş
arenasında boy gösteriyor. Tüm bunlara rağmen halen İkinci Dünya Savaşı
cephesinde geçen oyunlar yapılıyor. Başarısız bir örneğini de Battlestrike:
Shadow of Stalingradta görüyoruz.
Öldür öldür nereye kadar
Milyonlarca ölümün yaşandığı İkinci Dünya Savaşında, Naziler, Sovyetler
Birliğine de saldırarak geniş çaplı işgal planlamaktadır. Bunun için öncelikli
amaç ise Stalingradın yönetimini ele geçirmektir. Bu noktada yapıma bir Sovyet
askeri olarak başlıyoruz ve Nazilerin planlarını başarısızlığa uğratmak için
mücadele veriyoruz. Yanımızda bizimle birlikte gelen bir veya iki adamımız
oluyor ve içerisinde yer aldığımız operasyonlar, genellikle ufak çaplı mıntıka
temizliğinden öteye gidemiyor. Her bölümde az sayıda Nazi askeri öldürüp, birkaç
belgeyi de ele geçirdiğimiz takdirde bir sonraki göreve geçmeye hak kazanıyoruz.
Oyunun çizgisel bir ilerleyişi var ve çoğu zaman sinir bozucu olabiliyor. Gitmek istediğiniz yer tam karşınızda duruyorken, önünüzdeki engeli geçemeyeceğinizden dolayı, mecburen yapımın belirttiği yolu bulmalısınız. Bu durum sıkıcılığı giderek daha da artırıyor. Aynı anda iki büyük, bir de küçük silah taşıyabiliyoruz. Zaten hepsi daha önceki oyunlardan aşina olduğumuz silahlar. Ayrıca sabit MG42leri de kullanabiliyoruz. Sağlık sistemi olarak, Dinlen ve iyileş yöntemi kullanılmış. Düşmanlarımızın ve yanımızda yer alan askerlerin yapay zekâ düzeyleri çok düşük, gösterdikleri tepkiler çoğu zaman gülünç durumlara yol açıyor. İşin içine grafikleri de ekleyince, üzerine tuz biber oluyor.
Motor var, ama grafik yok
Battlestrike serisi, şimdiye kadar Unreal Engine 2 ve Chrome gibi motorları kullanmıştı. Shadow of Stalingrad ise F.E.A.R.ın ünlü grafik motoru Lithtech ile geliştirilmiş. Tabii ki F.E.A.R. deyince herkesin aklına, güzel grafikler ve ışık efektleri geliyordur. Ne yazık ki bunların hiç biri, oyunumuzda yer almıyor. Kaplamalardaki düşük kalite, kötü karakter tasarımları, patlama efektleri ve dahası, bu motorun gerektiği gibi kullanılamadığının kanıtı. Ayrıca yapım, olmadık yerlerde kasılıyor. Öyle ki, yüksek ve düşük detay seviyelerinde, kaliteli bir PC sisteminde dememize rağmen sonucun değişmediğini gördük. Teknik anlamda ve hatta oyuna artı anlamında gösterebileceğim belki de tek yön sesler olacaktır. Mükemmel değiller, ama kötü de değiller.
Yapımda, çoklu oyuncu desteği yer almıyor. Zaten tek kişilik senaryo modundaki bunca aksaklıktan sonra, kimse oyuna tahammül edemeden kapatır büyük ihtimalle. İkinci Dünya Savaşı konusunu sevmiyoruz veya artık modası geçti diyoruz, ama bunun nedeni böylesi kalitesiz yapımlar yüzünden. Eminim ki, tüm söylemlere rağmen İkinci Dünya Savaşını konu alan yeni bir Call of Duty daha hazırlansa, herkes tereddüt etmeden oynayacaktır, ama Battlestrike: Shadow of Stalingradtan uzak durun.