Kitapları ve filmleri ile birlikte kendisine çok geniş bir hayran kitlesi edinen Harry Potter'ın sinema yolculuğu 6. filmiyle devam ediyor. "Harry Potter ve Melez Prens"(Harry Potter and the Half-Blood Prince, 2009) serinin en karanlık filmi olmasının yanısıra, karakterlerin artık ergenliğe iyiden iyiye adım atmasıyla da birlikte serinin aşk ilişkilerine en çok odaklanan filmi aynı zamanda. Gençlik filmi ile gerilim türünü iyice harmanlayan Melez Prens her şeye rağmen sürükleyici bir seyir süreci sunuyor.
"İsmi lazım değil" (Voldemort) ile olan mücadelesi bu bölümde de sürecek olan Harry Potter, artık iyiden iyiye Dumbledore'un koruması altına giriyor. Dumbledore'un hatıraları vasıtasıyla Voldemort'un geçmişini öğrenen Harry, düşmanını artık daha iyi tanımaktadır. Diğer taraftan Voldemort, Malfoy aracılığıyla Dumbledore'a karşılık hain bir plan gerçekleştirmek üzeredir. Üstelik Severus Snape de bu plana dahil olmuştur. İyilik ve kötülük arasındaki saflaşmaların değiştiği ve bu değişikliklerin Harry Potter ile Voldemort arasındaki mücadeleye yön verdiği bu yeni filmde, hemen hemen her bölmüde olduğu gibi yeni karakterler ortaya çıkmaktadır.
Eski öğretmenlerden olan Horace Slughorn, iksir derslerine geri dönmüştür. Slughorn'un yapacağı tercihler Harry'nin mücadelesi için önemli olacaktır. Filme adını veren "Melez Prens", Harry'nin iksir dersi için bulduğu defterin sahibinin adıdır. Defter Harry'nin derslerde daha başarılı olmasını sağlamanın ötesine geçerek, Harry'nin günlük hayatının büyük bir kısmını belirlemeye başlıyor. Defter'in ve defterin kime ait olduğunun sırrı Harry'nin bu bölümde çözmesi gereken problemlerden bir diğeri.
"Harry Potter ve Melez Prens" serinin sahip olduğu hikayeyi yeni karakterler, ve Dumbledore'un hatıraları aracılığıyla derinleştiriken, biçim ve atmosfer açısından da daha karanlık, daha fazla gerilim içeren bir hikaye sunuyor. Ancak diğer bir yandan ise, kahramanların aşk ilişkilerine haddinden fazla yer ayırarak hikayenin bu karanlık yönünü mizah ve duygusallık ile dengelemeye çalışıyor. Malesef bu dengeleme süreci, filmi olumsuz yönde etkiliyor. Sıradan gençlik filmlerinin klişe hikayelerinin sıkıcılığına yaklaşan filmin bu kısımları, belki fazla uzun olmasa idi bir yere kadar hazmedilebilir, ve gerçekten de bir denge kurulabilirdi. Oysa bu haliyle bu işlevi yerine getirmekten uzak görünüyor.
Helena Boham Carter bu filmde de Bellatrix karakteriyle "Swenny Todd" tadında bir oyunculuk sürdürmeye devam ediyor. Sırf bu karakteri onun canlandırması bile seri için oldukça anlamlı. Ergenlik sınırını geçmek üzere olan Emma Watson, dergilere verdiği pozlarla anılmaktaydı bir süredir. Serinin bu filminde kendisini sadece gönül ilişkileriyle uğraşırken izliyoruz. Kıskançlık krizleri geçiren, aşk kaprisleri geçiren Hermione, tıpkı Ron gibi, bu bölümde Harry'i biraz daha yalnız bırakmışlar gibi. Hagrid yine bu filmde çok kritik olmayan karakterlerden biri.
Bu filme daha çok Dumbledore, Slughorn, Snape ve Malfoy damgasını vuruyor, ve tabi ki her zaman olduğu üzere Harry Potter. Ama bu bölümdeki hikayenin seyrinde onun da biraz edilgen kaldığını görüyoruz. Dumbledore, Harry'den bu anlamda biraz rol çalmış gibi. Bu durum Voldemort'la gerçekleşecek olan son savaş öncesi bir hazırlık süreci gibi okunabilir. Hem Harry düşmanı hakkında daha çok şey öğrenirken, bir yandan da gerçekleşecek olan savaşın cephelerinde yer alacaklar kendilerini ve saflarını belli ediyorlar.
Zümrüdüanka Yoldaşlığı'nı da yönetmiş olan David Yates'in bu hazırlık aşamasını bile bu kadar gerilim dolu bir biçimde aktarabildiğine göre, şayet serinin finalini o çekerse ortaya çıkacak olan işin nasıl bir tarza sahip olacağı az çok belli. Ama keşke bu çocuklar büyümeseydi, hikaye ergenlik krizlerinin kurbanı olmasaydı. Belki Voldemort'la olan savaş iyice kızışınca kahramanlar bu ergenlik saçmalıklarına ayıracak zaman bulamazlar, biz de ağız tadıyla bu savaşı izleriz.
Kimler izlemeli?
- Serinin takipçileri
- Fantastik film tutkunları
-"17 Yeniden"i izledim kesmedi, ergenlik hikayelerine devam diyenler
Kimler izlememeli?
- Bıktım bu Harry'i görmekten, kaç yılımız onunla geçti diyenler
-"Oldum olası sevmedim bu Harry Potter'ı, fantastik türünü çocuk oyuncağına çevirdiler" diyenler