Bunca zaman, filmlerdeki ve çizgi romanlardaki süper güçlü karakterlere özenip durduk. Crow damdan dama atlarken Spider-Man duvara tırmanırken, Superman uçarken, Carnage ve Venom ise şekilden şekle girerken hep imrendik. Bu tarz güçlere sahip olmak hayatı çok farklı bir hale getirirdi. Bir de oyun dünyasındaki müthiş güçleri olan süper kötüler yok mu? Onla bizi daha da sinir ediyordu. Biz kahramanlığımız, cesaretimiz ve hatırı sayılır bir cephanelikle o son bölüm yaratıklarıyla dövüşmek için ter dökerken. O yaratıklar kollarını bıçağa ve silaha dönüştürüp bizi 15-20 metre uzaklıktan öldürüyorlardı. Çok sinirlendik bu bölüm sonu yaratıklarına, özellikle virüs yiyip süper insan özelliklerine sahip olanlar daha da deli etti bizi. Yeri geldi küfür ettik, yeri geldi, pes edip oyunu bıraktık. Çok canımızı yaktı o yaratıklar. Ama oyun dünyasında bir şeyler değişti. Artık orta çağdan kalma doğruluk yolunda savaşan saf kahramanlar değiliz. Bir oyun rolleri değiştirdi. Artık madalyonun öteki yüzündeyiz. Prototype adlı oyun kişileri, yaratıcı bir şekilde harmanlayıp bize oyun dünyasının farklı yönlerini tanıştırıyor. Çünkü artık, düşmanlara kan kusturan yaratık biziz. Radical Entertainment ve Activision ortaklığıyla ortaya çıkan Prototype ilke önce yayınladıkları ilginç ekran görüntüleri ve pek bir şey anlatmayan videolarla dikkat çekti. Biraz farklı bir reklam kampanyası yürüten dağıtıcı Activision bu oyun için çok iddialı konuşuyordu. Oyunun tam bir devrim olacağını ve oynayanların unutamayacağı anlar geçireceğini söylemişlerdi. Dürüst olmak gerekirse dedikleri bir nebze doğru olmuş.
Prototype konusunu öğrendin mi tüm gizemi ortadan kalkan ve yüze 50 etkileyiciliğini kaybeden bir oyun. Popüler bir örnek vermek gerekirse Lost gibi. Klasik bir "Bruce Willis aslında ölüymüş" aslında ölüymüş sendromu yaşatmak istemiyorum. O yüzden bu sefer hikayeyi uzun uzun anlatamayacağım. Prototype'ın hikayesi biraz Resident Evil, biraz X-Files biraz da Hulk çizgi romanlarının karışımı olmuş. Yapımcı firma daha önce zaten aksiyonlarıyla göz dolduran iki tane Hulk oyunu yapmıştı. Zamanlarına göre iyi oyunlardı. O yüzden bu Hulk sosu beklenmedik bir şey değil. Oyundaki ana karakterimizin adı Alex Mercer ya da ordunun onu aradığı adıyla Zeus. Hangisini beğenirseniz onu kullanın artık. Kendisi şimdiye kadar yaratılmış en müthiş silahlardan birisi. Bunun nedeni zaten, birçok karakterin birleşimi olması. Daha önce oyun dünyasında, süper güçlü karakter çok gördük. Ama Alex Mercer onlardan çok daha fazlası. Oyun bizi akıl almaz gizli bir devlet komplosunun içine sokuyor. Tamam klişe ama hala akıl almaz�.
"Benim adım Alex Mercer, tüm bunların sorumlusu benim. Bana katil dediler, bir canavar ve terörist. Ben bunların hepsiyim�"
Herşey 1969 yılında İdoha'nın Hope kasabasında başladı. Adının tam zıttı bir şekilde bu şehirde tüm umutları öldürülecek gizli bir deney yapıldı. Yıllardır devletle çalışan GENTEK şirketi ve Blackwatch özel ordusu bu kabada yaratıkları tehlikeli bir genetik virüsü denediler. Virüs insanların genlerini mutasyona uğratıp onları birer akılsız zombi canavar karışımı yaratıklara çeviriyordu. Hope Idoha kontrolden çıkmıştı virüs herkesi dönüştürürken tek kişi bundan kurtuldu. Elizabeth Green adlı bu genç hipi kız başına geleceklerden habersizdi. Virüse tamamıyla direnmişti. Vücudunda hiçbir değişiklik yoktu. Genleri ise virüsü kabul edip onlarla ortak yaşam oluşturmuştu. Green dışında kontrolden çıkan Hope kasabası gizli bir operasyon sonucu Nükleer bombayla haritadan silindi. Devler bu gizli operasyonu ört pas etti ancak Blacklight adı verilen virüs yaşamaya devam etti. GENTEK'te çalışan birçok bilim adamı gibi Alex Mercer virüsle ilgili araştırmalar yapıyordu. Oyunun içinde zamanla öğreneceğimiz nedenlerden dolayı, Mercer virüsden etkilendi ve Zeus kod adlı müthiş silah haline geldi�
Klişe bir konu ama yaratıcı özellikler
Oyuna müthiş bir giriş videosuyla başlıyoruz. İzlediğim en iyi videolardan birisiydi diyebilirim. Oyunda yapılabilecek her şeyi özetliyor bu video. Ağzımız açık izliyoruz. Video bittikten sonra Blackmail virüsüyle etkilenmiş New York şehrini görüyoruz. Şehrin yüzde 60'ı salgından etkilenmiş. Her yer kargaşa içerisinde. Bu aslında oyunun ortası oluyor. Alex hemen her gücüne sahip. Oyun bu güçleri bize kullandırıp ağzımıza bir parmak bal çalıyor. Biraz etrafı dağıttıktan sonra, her şeyin en başına dönüyoruz. Bu sefer bir morgdayız. İki doktor sedyede yatan ceset üzerine konuşuyorlar. Adının Alex Mercer olduğunu söylüyorlar. Bu konuşma devam ederken ceset kalkıyor ve oradan kaçıyor. Ancak Alex hiçbir şey hatırlamadığını fark ediyor. Çok geçmeden yeni yeteneklerini keşfetmiş oluyor. Oyunun en farklı yönlerinden birisi de bu. Alex'in hafızasını yitirmiş olması klişe ama onu geri kazanma yolumuz çok yaratıcı. Alex'in vücudunu kaplayan virüs ona müthiş güçler veriyor. Bunlardan birisi de öldürdüğümüz insanların hafızlarını görmek. Zeus düşmanlarını emip tüketebiliyor. Bu mecazi anlamda değil cidden onları emiyor, hem onların yeteneklerini hem de hafızalarını kazanıyoruz. Hafıza kazanında çıkan kısa videolarla hikayeyi yavaş yavaş öğreniyoruz. Ancak bu videoların bazılarında rahatsız edici görüntüler var. Videoların yarısı gerçek insan görüntüleriyle hazırlanmış. Bunlar sonra oyunun görüntüleriyle birleştirilmiş ve ortaya ilginç bir ortam çıkmış. Ayrıca Alex'in beynindeki hafıza yollarını gördüğümüz özel bir menüye sahibiz. Buraya girdiğimiz zaman, videoları düzgün bir sıraya koyup tekrar izleyebiliyoruz. Alex bir kız kardeşi olduğunu fark ediyor onun yanına gidiyor böylece hikaye de başlamış oluyor. Prototype�ın oyun mantığı dev bir şehir haritası içinde dolaşıp istediğini yapmak. Kısacası olayı GTA 3 ve 4 tarzında. Alex bir süre sonra güçlerinin varlığını fark ediyor. Böylece oynanışta yavaş yavaş değişmeye başlıyor. Daha önce çok süper kahraman oyunu oynadık. Şehirler de dolaştık altını üstüne getirdik. Ama hiç bu kadar serbest ve ölümcül değildik. Zeus duvarlar da yürüyor, binadan binaya atlıyor, koca arabaları sanki gazete kağıdı gibi fırlatıyor.
İlk kez duvarda yürüdüğüm zaman aldığım zevki anlatamam bu ancak yaşanabilir. Üstelik bunu öyle gerçekçi bir şekilde yapmışlar ki, hiç de oyunda gibi hissetmiyorsunuz. Zeus'un vücudundaki virüs onu Venom'a benzer bir hale getiriyor. Güçlerimizi kullanırken etrafımızda siyah bir çeşit zift oluşuyor. Alex Terminator 2'deki T -1000 gibi vücudunu çeşitli silahlara dönüştürebiliyor. Bu konuda ilk aldığımız güç pençeler. Bir anda Wolverine'e dönüyoruz. İnsanları ikiye bölüyor ve parçalayabiliyoruz. Bir binanın tepesinden aşağıya atlıyoruz ve yerde ufak çapta bir delik açıyoruz. Gürültüyü gören insanlar ilk başta ne olduğunu anlamadan bize bakıyorlar. Ancak hikaye ilerleyip de virüs yayıldıkça insanlar bizi görünce kaçmaya ve korkmaya başlayacak. Her ne kadar kılıf uydurmuş olsalar da oyunun başlarında çok garip geliyor bu durum. Bir den duvara atlayıp tırmanıyorsunuz, gökdelenin tepesinden düşüyorsunuz adamlar sadece "abi iyi misin?" diye soruyor. Binadan binaya atlarken aşağıya düşüyorsun, oradan birisi "dikkat et kendine" diyor. Başlarda bu gerçekçiliği bozmuş. Hadi süper kahraman oyunlarında bu o kadar dikkat çekici olmuyor. Ne de olsa elini sallasan süper kahramana çarpan bir ortam. Her gün görüyorsun, bari biraz daha tepki verselerdi. Zeus'un Hulk'u andıran sorunları var. Bir bilim adamıyken, süper güçlü bir hale gelmiş. Ordu ise onu yakalayıp silah haline getirmek istiyor. Peşimiz de General Randall adlı psikopat bir general var. Tüm New York şehri karantinaya alınıyor ve askerlerin öncellikli hedefi biziz. Hulk'daki General Ross ve Bruce Banner olayı tekrarlanıyor�
Eskiden şehir de yaşamak sorundu
�Bu akşam bana bunu yapan son kişi de ölecek.
�Bunu başarabileceğine emin misin?
-Ben bu iş için yaratıldım�
Alex Mercer
New York şehri dünyanın en kalabalık ve büyük şehirlerinden birisidir. Ancak bu şehir artık asla eskisi gibi olmayacak. Yapımcıların aklına gelen fikir bu şehirde, üstün güçleri olan bir adam olarak dolaşmak, her şeyi dağıtmak etrafın altını üstüne getirmek. Fragmanlarında bunu görmüştük. Oyunun giriş demosunda da bunlar vardı. Açıkçası bir satış taktiği olarak fragmanlarda oyunun özelliklerin abartılmasına alıştım. Ancak çok az oyunda fragmanda gördüğümüz her şeyi ve hatta daha fazlasını birebir yapabiliyoruz. Oyunun temelindeki kalabalık bir şehirde üstün güçlere sahip olma fikri, Prototype'da sonuna kadar yansıtılmış. Şehir gerçekten yaşıyor, insanlar dolaşıyorlar, trafik sıkışıyor. Bir şehirde görebileceğiniz ve canınızı sıkacak her şey var. Aşağı yukarı bir yıl önce Hulk filminin oyunu çıkmıştı. Bu oyunda tek iyi şey yine bu şekilde bir şehirde istediğiniz gibi dolaşmak, binadan binaya atlamak ve etrafı parçalamaktı. Ancak Prototype bu duyguyu doruğa ulaştırmış. Şehir hayatına uyuz olup da etrafı yıkmak isteyenler için oyun Nirvana olmuş. Baştaki eğitim bölümünde, süper güçlerin neler yapabileceği çok iyi anlatılmış. Oyunun başında geçireceğiniz ilk birkaç saat hayatınızdaki en büyük zevk olacak. Prototype'da bir seviye atlama sistemi var. Öldürdüğümüz herkes bize belirli bir tecrübe puanı veriyor. Ancak oyunun garip kısmı, hayatımızda tecrübe puanlarına bağlı. Öldürdüğümüz düşmanlardan kırmızı bir çeşit orb çıkıyor. Bu oyunun gerçekliğini biraz baltalasa da onları toplamak zorundayız. Yeterince tecrübe puanı alınca, çok geniş bir menüden kendimize yeni güçler seçiyoruz. İlk başlarda Core yazan güçleri seçmenizi tavsiye ederim. Çünkü bunlar ana güçler. 3-4 görevi bitirdikten sonra Alex tüm güçlerine sahip olmuş oluyor. Bundan sonra bize kalan bol bol tecrübe puanı alıp onu daha da geliştirmeye çalışmak. Sonuçta Zeus en üst gücüne ulaştığı zaman şehir bizim için oyuncak oluyor�