Anasayfa
Giriş yap
Mesaj Sayısı
tarafından Ben Amca'nın Peter Parker’a (Örümcek Adam) söylediği “Büyük güçler büyük sorumluluklar getirir.” sözü süper kahraman dünyasının temel felsefesini çok iyi yansıtmasına karşın, biraz eksiktir. Neden mi? Hemen birkaç örnekle durumu açıklayayım. Herhalde ‘Hulk’ı bilmeyen yoktur, kendisi Marvel evreninin en büyük güçlerinden birisi olmasına rağmen askeriyeyle sürekli başı derttedir, ama yeri geldiğinde de sorumluluk almasını bilir. X-Men dünyasına bakarsak, her biri çok özel güçlerle donatılmış mutantların başlarının da belada olduğunu görüyoruz. Ya da Dark Knight’ın final sahnesini hatırlayın, her ne kadar Batman diğer süper kahramanlar kadar büyük bir güce sahip olmasa da… Süper kahramanlar dünyasına dair daha bu tarz birçok örnek verilebilir. Yani kısacası büyük güçler aynı zamanda büyük sorunlar da getirir. İşte Alex Mercer da büyük güçleri ve aynı zamanda onların getirdiği büyük sorunları olan bir anti-kahraman.
Alex’in güçlerine şahit olduğumuz bir giriş videosundan sonra, oyuna başlıyoruz. İlk oynadığımız bölümü bir tutorial olarak değerlendirebiliriz, çünkü Alex’in bütün güçleri açık ve oyunun sonlarına doğru bir bölüm. Yapımcılar herhalde Alex’in güçlerini daha oyunun başında göstermek için böyle bir bölüm hazırlamışlar. Bu bölümü tamamladıktan sonra Alex bir binanın tepesinde biriyle konuşuyor ve 18 gün öncesine geri dönüyoruz, yani olayların başladığı güne. Oyunun büyük bir bölümünde Alex bu gizemli adama olayları anlatıyor ve biz de onun, o geçen 18 gün içerisinde yaptıklarını oynuyoruz. Oyun boyunca virüsün nasıl yayıldığını ve şehri nasıl hızla ele geçirdiğine şahitlik ediyoruz.
18 gün öncesinden, yani oyunun başından da biraz bahsedelim. Alex, hafızasını yitirmiş bir halde nerede ve kim olduğunu bilmeden Gentek morgunda uyanıyor. O esnada da bir askeri takım bizi yok etmek için morga geliyor, onların elinden kaçıyoruz ve oyun boyunca da kazanacağımız yeni güçlerimizin de yardımıyla bize ne olduğunu ve bizi bu hale getirenleri bulmaya, intikamımızı almaya çalışıyoruz. Tabi bu oyunun ana senaryosu, bir de oyunda ilerledikçe perde arkasında gelişen olaylar var. Bu virüs nereden çıktı, nasıl tüm Manhattan’a yayıldı, bizim ne özelliğimiz var, askerler neden sürekli peşimizde? Oyun boyunca tüm bu sorulara cevap bulacaksınız.
ALEX VE DİĞER KARAKTERLER
Şimdi de biraz Alex Mercer’dan bahsedelim. Alex, Manhattan’ı cehenneme çeviren virüsten etkilenen ve virüsün etkisiyle çok büyük güçler kazanmış, ancak hafızasını yitirmiş olan ana karakterimiz. Alex birçok özelliği ile gerek oyun dünyasından gerekse çizgi roman dünyasından çok iyi tanıdığımız bazı karakterleri bize anımsatıyor. İlk olarak giyiminden başlayalım. Hiç başından çıkarmadığı kapşonu ve gizemli duruşuyla Alex bizlere Assasin Creed'teki Altair karakterini anımsatıyor. Alex'in virüsün etkisiyle insanüstü güçler kazandığını biliyorsunuz artık, biraz bu güçlerden de bahsedelim. Alex en yüksek binalardan aşağı düşse bile hiçbir çizik almıyor, bunun yanında düştüğü zemine hasar veriyor ve çevredeki nesneleri etkiliyor, oldukça yükseğe de zıplayabilen Alex şehirdeki arabaları bir bowling topu gibi fırlatıp kedisini rahatsız eden helikopterleri düşürebiliyor ya da koca tankları yok edebiliyor. Bu güçleri de bir yerden tanıdınız değil mi? Tüm bu aksiyonlara 'Hulk'ta da rastlıyoruz. Alex'in bir diğer özelliği ise gökdelenlere dahi tırmanabilmesi, yani bu adam duvarda yürüyebiliyor, bunu oyun dünyasında daha önceden 2 kişi yapabiliyordu, İran Prensi (gerçi kendisi bu konuda Alex’in yanında oldukça sönük kalıyor) ve de Örümcek Adam, ama artık Alex'te var. Alex, yine virüsün etkisiyle tabi ki, ellerini dev birer yumruk, keskin büyük birer pençe, kırbaç ya da keskin büyük bir kılıca çevirebiliyor. Bilenler bilir, Marvel evreninin kötü karakterlerinden biri olan Carnage da bu tarz güçlere sahipti.
Tabi Alex’in bir de kendine has özellikleri var. Alex insanları sindirerek onların hafızalarını ve görünümlerini alabiliyor, yalnız her insanın hafızasını değil, sadece önemli senaryoda yeri olan insanların hafızalarını alabiliyor. Bu arada sağlık sorunumuzu da çevredeki insanları ve mutantları sindirerek giderdiğimizi söyleyelim. Alex’in bu iki özelliği de oyunda oldukça işinize yarıyor. Örneğin görünümünü aldığınız bir insanın kılığına girerek peşinizdeki askerleri atlatabiliyorsunuz, yalnız bu her zaman geçerli olmayabiliyor çünkü askerler peşinizde oldukları için genelde olayın farkında oluyorlar. Bu özelliği genel olarak oyun boyunca askeri yerlere sızmak için kullanıyoruz. İnsanların hafızalarını almak ise hem senaryoda, hem de oynanışta işimize yarıyor. Örneğin, bir görevde belirtilen askerin hafızasını sindirerek o askerin kullandığı şeyi (silah, tank ya da helikopter) sizde kullanabiliyorsunuz. Ya da yine belli başlı kişilerin hafızalarını sindirerek senaryodaki parçaları tamamlıyoruz.
Prototype’in GTA tarzı bir oyun olduğunu söylememe gerek yok sanırım, Manhattan’da istediğimiz gibi dolaşabiliyoruz. Ayrıca Alex’in birçok gücü olmasına rağmen bu güçler de kontrol sistemine çok iyi dağıtılmış, karakter kontrolünde asla sıkıntı çekmiyorsunuz. Yapımcılar, oldukça hareketli olması gereken Alex’i tek bir tuş ile (shift tuşu) oldukça esnek kılmışlar, shifte basarak koştuğunuz zaman Alex durdurulamaz oluyor.
Alex’in güçlerine şahit olduğumuz bir giriş videosundan sonra, oyuna başlıyoruz. İlk oynadığımız bölümü bir tutorial olarak değerlendirebiliriz, çünkü Alex’in bütün güçleri açık ve oyunun sonlarına doğru bir bölüm. Yapımcılar herhalde Alex’in güçlerini daha oyunun başında göstermek için böyle bir bölüm hazırlamışlar. Bu bölümü tamamladıktan sonra Alex bir binanın tepesinde biriyle konuşuyor ve 18 gün öncesine geri dönüyoruz, yani olayların başladığı güne. Oyunun büyük bir bölümünde Alex bu gizemli adama olayları anlatıyor ve biz de onun, o geçen 18 gün içerisinde yaptıklarını oynuyoruz. Oyun boyunca virüsün nasıl yayıldığını ve şehri nasıl hızla ele geçirdiğine şahitlik ediyoruz.
18 gün öncesinden, yani oyunun başından da biraz bahsedelim. Alex, hafızasını yitirmiş bir halde nerede ve kim olduğunu bilmeden Gentek morgunda uyanıyor. O esnada da bir askeri takım bizi yok etmek için morga geliyor, onların elinden kaçıyoruz ve oyun boyunca da kazanacağımız yeni güçlerimizin de yardımıyla bize ne olduğunu ve bizi bu hale getirenleri bulmaya, intikamımızı almaya çalışıyoruz. Tabi bu oyunun ana senaryosu, bir de oyunda ilerledikçe perde arkasında gelişen olaylar var. Bu virüs nereden çıktı, nasıl tüm Manhattan’a yayıldı, bizim ne özelliğimiz var, askerler neden sürekli peşimizde? Oyun boyunca tüm bu sorulara cevap bulacaksınız.
ALEX VE DİĞER KARAKTERLER
Şimdi de biraz Alex Mercer’dan bahsedelim. Alex, Manhattan’ı cehenneme çeviren virüsten etkilenen ve virüsün etkisiyle çok büyük güçler kazanmış, ancak hafızasını yitirmiş olan ana karakterimiz. Alex birçok özelliği ile gerek oyun dünyasından gerekse çizgi roman dünyasından çok iyi tanıdığımız bazı karakterleri bize anımsatıyor. İlk olarak giyiminden başlayalım. Hiç başından çıkarmadığı kapşonu ve gizemli duruşuyla Alex bizlere Assasin Creed'teki Altair karakterini anımsatıyor. Alex'in virüsün etkisiyle insanüstü güçler kazandığını biliyorsunuz artık, biraz bu güçlerden de bahsedelim. Alex en yüksek binalardan aşağı düşse bile hiçbir çizik almıyor, bunun yanında düştüğü zemine hasar veriyor ve çevredeki nesneleri etkiliyor, oldukça yükseğe de zıplayabilen Alex şehirdeki arabaları bir bowling topu gibi fırlatıp kedisini rahatsız eden helikopterleri düşürebiliyor ya da koca tankları yok edebiliyor. Bu güçleri de bir yerden tanıdınız değil mi? Tüm bu aksiyonlara 'Hulk'ta da rastlıyoruz. Alex'in bir diğer özelliği ise gökdelenlere dahi tırmanabilmesi, yani bu adam duvarda yürüyebiliyor, bunu oyun dünyasında daha önceden 2 kişi yapabiliyordu, İran Prensi (gerçi kendisi bu konuda Alex’in yanında oldukça sönük kalıyor) ve de Örümcek Adam, ama artık Alex'te var. Alex, yine virüsün etkisiyle tabi ki, ellerini dev birer yumruk, keskin büyük birer pençe, kırbaç ya da keskin büyük bir kılıca çevirebiliyor. Bilenler bilir, Marvel evreninin kötü karakterlerinden biri olan Carnage da bu tarz güçlere sahipti.
Tabi Alex’in bir de kendine has özellikleri var. Alex insanları sindirerek onların hafızalarını ve görünümlerini alabiliyor, yalnız her insanın hafızasını değil, sadece önemli senaryoda yeri olan insanların hafızalarını alabiliyor. Bu arada sağlık sorunumuzu da çevredeki insanları ve mutantları sindirerek giderdiğimizi söyleyelim. Alex’in bu iki özelliği de oyunda oldukça işinize yarıyor. Örneğin görünümünü aldığınız bir insanın kılığına girerek peşinizdeki askerleri atlatabiliyorsunuz, yalnız bu her zaman geçerli olmayabiliyor çünkü askerler peşinizde oldukları için genelde olayın farkında oluyorlar. Bu özelliği genel olarak oyun boyunca askeri yerlere sızmak için kullanıyoruz. İnsanların hafızalarını almak ise hem senaryoda, hem de oynanışta işimize yarıyor. Örneğin, bir görevde belirtilen askerin hafızasını sindirerek o askerin kullandığı şeyi (silah, tank ya da helikopter) sizde kullanabiliyorsunuz. Ya da yine belli başlı kişilerin hafızalarını sindirerek senaryodaki parçaları tamamlıyoruz.
Prototype’in GTA tarzı bir oyun olduğunu söylememe gerek yok sanırım, Manhattan’da istediğimiz gibi dolaşabiliyoruz. Ayrıca Alex’in birçok gücü olmasına rağmen bu güçler de kontrol sistemine çok iyi dağıtılmış, karakter kontrolünde asla sıkıntı çekmiyorsunuz. Yapımcılar, oldukça hareketli olması gereken Alex’i tek bir tuş ile (shift tuşu) oldukça esnek kılmışlar, shifte basarak koştuğunuz zaman Alex durdurulamaz oluyor.