Evvel zaman içinde, dünya sadece karanlıktan ibaretken, düzen ve refah içindeki Shaiya dünyasını kurmak için başka bir boyuttan Etaine adında bir tanrıça geldi. Mükemmel bir dünyaya olan isteği, kuvveti ve tutkusu sayesinde uçsuz bucaksız ve zengin olan Teos Epeiros diyarını yarattı. Tüm kıtaları kendi bedeninden yoksun bir şekilde oluşturabilmek için ilk önce kendini içine sokabileceği kocaman bir okyanus yarattı. Dağlar yüksekti ve nehirler kara boyunca kendi damarlarının aktığı gibi derinlere akıyordu. Gencecik cildinde olduğu gibi karaları içine çeken yeşil ormanları ve ovaları yarattı. Gökyüzü ve yıldızların nazikliği onun gözlerinden miras kalmıştı.Tüm hayatlar Tanrıça Etaine'nin elinden başladı. İlk önce Ejder Tanrılarını yarattı: Teos Epeiros Krallığını yönetmede yardım etmesi için Thelaiosis; Teos'daki refahın ilerlemesine yardım edebilecek, ve aynı zamanda Tanrıçaya Nordein ve Dumianas diye iki ırkın daha yaratılmasını teklif eden Thelaiosisian'lardan biri olan Threemans. Daha sonra Threemans'ın yardımı ile Nordein ve Dumianaslar yaratıldı.
Nordeinler maalesef Tanrıçanın onları kusurlu sanmasına yol açan kötü ve biçimsiz özelliklerle yaratıldılar. Tanrıça onları unutulmak üzere uzaklara yolladı. İleriyi görmeden bir ırk yaratmak gibi bir hatadan ders alındıktan sonra Dumianaslar Tanrıça ile Thelaiosisianın sadakati ve erdeminden bir parçayla yapıldı. Hepsi refah ve düzen içinde yaşayarak Tanrıçaya ibadet ettiler.Zaman içinde Dumianaslar güçlendi. Tanrıça onlara hediye olarak zekilik ve bilgelik verdi ama bu tür lütufların sonunda hırs ve güvensizliği besleyebileceğini, kendi otoritesine karşı saygısızlığı ve inkarı arttırabileceğini bilemezdi. Nihayet Dumianaslar isyan etti ve 7 yıl süren bir savaş başladı.
Savaşın başlamasıyla birlikte Tanrıça Etaine başarısız olan bu yaratma işi yüzünden bunalıma girdi ve zayıfladı. Gücüyle beraber güzelliğini yitirdi. Dumianas ırkı bu durumdan faydalanarak keskin bir kılıçla Tanrıçanın hayatına son verdi.
Yere düştüğünde acı çeken ruhu parçalanarak ikiye ayrıldı.
Tanrıçanın ölümü üzerine yer sarsıldı ve gökyüzü karardı, halkın işlediği suçun günahları temizlenircesine Shaiya dünyasındaki yaşayan herşey çabucak yerle bir oldu.Teos Eperiosun çoğunluğu ve yaşayanlar yok edildi. Kader geriye kalan son iki Dumianas olan Proton ve Eustatinin yaşamasına ve toprakları yeniden kurmasına izin verdi. Aspeleia dağının derinliklerinde saklandılar ve yıllarca birlikte mutlu yaşadılar.
Bir gün, Eustatin hamile olduğunu farketti. Yalnız başına bu dünyada korkan ve şimdi ne yapacağı konusunda aklı karışan Proton kabaca bir cevap vererek yollarını ayırmaları konusunda karar kıldı. Eustatin güneye giderken Proton da kuzeye göç etti.Eustatin güneyde tek başına yaşadı ve sağlıklı bir oğlan doğurdu. Oğlu kendi başının çaresine bakabilecek zamana gelinceye kadar Eustatin savunmaya devam etti ve oğlu yetişkin hale gelince annesi esrarengiz bir şekilde öldü. Bedeni yakılırken ateşi 100 gün boyunca sadece Protona olan dargınlığı ve nefretiyle beslenerek yandı. Eustatinin cansız bedeni yanarken bile, yalnız yaşamanın oğluna vereceği acıyı paylaşmak için anne ruhu, oğluyla beraber bir hayatı paylaşsın diye kendi küllerinden bir genç kadın yarattı. Onlar Vail ırkının ataları oldular ama hala geçmişten gelen kini taşımaya devam ettiler.Protona gelince, hayatının aşkını terkettiği için olduğu kadar Kraliçe Etaineye karşı Dumianasların yaptıkları yüzünden kötü bir şekilde yaşamaya devam etti. Yalnızlığında bir ağacı yontarak Eustatini temsil eden bir heykel yaptı. Bir gün ağaç figürü Eustatin'e benzeyen canlı bir kadına dönüşüverdi. Toprak Tanrıçası ve Protonun kanı içine doldu, Elf ırkının kurucuları oldular.
500 yıl boyunca Vail ve Elf ırkları ayrı ayrı ve birbirlerinin varlığından habersiz yaşadılar. Irkları gelişirken ve ilerlerken ülkelerini birbirlerine komşu olacak kadar genişlettiler. Karşılaşmaları hiç de samimi olmamıştı. Elfler güneye hamle yaparken Vailler de kuzeye yapıyordu. İki tarafta da birçok savaş kazanıldı ve kaybedildi ama iki taraf da Fluvious Nehrinin arkasına ilerleyemediler.
Etaine ye gelince (eskiden Tanrıça Etaine ve şimdi Tanrıça Shaiya), ölümüyle birlikte bedeni tarihe karıştı ama ruhu ikiye bölünüp kaldı. Ruhunun bölünmesi güneş tutulmalarını tetikleyen doğaüstü olayları meydana getirdi. Bir tutulma oldu yeryüzü kuvvetlice sarsıldı, yer aşırı derecede çatladı ve korkunç bir fırtına başladı. Shaiya dünyası fiilen sona yaklaşırken ve Vailler ile Elfler arasındaki savaş bir an için Tanrıça;nın gücünün yarattığı korku sayesinde durdu. Tutulmalardan biri esnasında iki okyanusun arasında birdenbire Etos adası belirdi ve Shaiya dünyasına doğmuş oldu. Etos un yerlileri Gaia boyutundan gelen İnsan ırkıydı. 200 yıl sonra İnsan nüfusu zenginleşti ama ada onlara yetemedi ve Teos kıtasına göç etmek zorunda kaldılar. Sonunda Elfleri buldular ve "Alliance of Light" ittifakını kurdular.Aynı tutulma esnasında Vaillerin varolduğu güneydeki topraklarda yer çatlayıp açıldı ve bir zamanlar uzaklaştırılan ve yeraltında yalnız başlarına var olan Nordeinler yeraltı dünyasından evrimleşmiş, güçlü ve daha büyük bir biçimle geri çıktılar, Deatheaters (Ölümyiyiciler). İlk başta Kötüleşmiş, saldırgan ve pervasızdılar, hapsedilişlerinin intikamını alır gibi hem İnsan-Elf birliğine hemde Vaillere karşı savaştılar. Kendilerini İnsan-Elf birliğinin elinde yenilgiye uğramanın eşiğinde buldukları zaman Deatheaterlar, Alliance of Light'a karşı Union of Fury birliğini kurma peşinde olan Vailler tarafından kurtarıldı.<br /><br />İşte burada hikayemiz başlıyor...
Nordeinler maalesef Tanrıçanın onları kusurlu sanmasına yol açan kötü ve biçimsiz özelliklerle yaratıldılar. Tanrıça onları unutulmak üzere uzaklara yolladı. İleriyi görmeden bir ırk yaratmak gibi bir hatadan ders alındıktan sonra Dumianaslar Tanrıça ile Thelaiosisianın sadakati ve erdeminden bir parçayla yapıldı. Hepsi refah ve düzen içinde yaşayarak Tanrıçaya ibadet ettiler.Zaman içinde Dumianaslar güçlendi. Tanrıça onlara hediye olarak zekilik ve bilgelik verdi ama bu tür lütufların sonunda hırs ve güvensizliği besleyebileceğini, kendi otoritesine karşı saygısızlığı ve inkarı arttırabileceğini bilemezdi. Nihayet Dumianaslar isyan etti ve 7 yıl süren bir savaş başladı.
Savaşın başlamasıyla birlikte Tanrıça Etaine başarısız olan bu yaratma işi yüzünden bunalıma girdi ve zayıfladı. Gücüyle beraber güzelliğini yitirdi. Dumianas ırkı bu durumdan faydalanarak keskin bir kılıçla Tanrıçanın hayatına son verdi.
Yere düştüğünde acı çeken ruhu parçalanarak ikiye ayrıldı.
Tanrıçanın ölümü üzerine yer sarsıldı ve gökyüzü karardı, halkın işlediği suçun günahları temizlenircesine Shaiya dünyasındaki yaşayan herşey çabucak yerle bir oldu.Teos Eperiosun çoğunluğu ve yaşayanlar yok edildi. Kader geriye kalan son iki Dumianas olan Proton ve Eustatinin yaşamasına ve toprakları yeniden kurmasına izin verdi. Aspeleia dağının derinliklerinde saklandılar ve yıllarca birlikte mutlu yaşadılar.
Bir gün, Eustatin hamile olduğunu farketti. Yalnız başına bu dünyada korkan ve şimdi ne yapacağı konusunda aklı karışan Proton kabaca bir cevap vererek yollarını ayırmaları konusunda karar kıldı. Eustatin güneye giderken Proton da kuzeye göç etti.Eustatin güneyde tek başına yaşadı ve sağlıklı bir oğlan doğurdu. Oğlu kendi başının çaresine bakabilecek zamana gelinceye kadar Eustatin savunmaya devam etti ve oğlu yetişkin hale gelince annesi esrarengiz bir şekilde öldü. Bedeni yakılırken ateşi 100 gün boyunca sadece Protona olan dargınlığı ve nefretiyle beslenerek yandı. Eustatinin cansız bedeni yanarken bile, yalnız yaşamanın oğluna vereceği acıyı paylaşmak için anne ruhu, oğluyla beraber bir hayatı paylaşsın diye kendi küllerinden bir genç kadın yarattı. Onlar Vail ırkının ataları oldular ama hala geçmişten gelen kini taşımaya devam ettiler.Protona gelince, hayatının aşkını terkettiği için olduğu kadar Kraliçe Etaineye karşı Dumianasların yaptıkları yüzünden kötü bir şekilde yaşamaya devam etti. Yalnızlığında bir ağacı yontarak Eustatini temsil eden bir heykel yaptı. Bir gün ağaç figürü Eustatin'e benzeyen canlı bir kadına dönüşüverdi. Toprak Tanrıçası ve Protonun kanı içine doldu, Elf ırkının kurucuları oldular.
500 yıl boyunca Vail ve Elf ırkları ayrı ayrı ve birbirlerinin varlığından habersiz yaşadılar. Irkları gelişirken ve ilerlerken ülkelerini birbirlerine komşu olacak kadar genişlettiler. Karşılaşmaları hiç de samimi olmamıştı. Elfler güneye hamle yaparken Vailler de kuzeye yapıyordu. İki tarafta da birçok savaş kazanıldı ve kaybedildi ama iki taraf da Fluvious Nehrinin arkasına ilerleyemediler.
Etaine ye gelince (eskiden Tanrıça Etaine ve şimdi Tanrıça Shaiya), ölümüyle birlikte bedeni tarihe karıştı ama ruhu ikiye bölünüp kaldı. Ruhunun bölünmesi güneş tutulmalarını tetikleyen doğaüstü olayları meydana getirdi. Bir tutulma oldu yeryüzü kuvvetlice sarsıldı, yer aşırı derecede çatladı ve korkunç bir fırtına başladı. Shaiya dünyası fiilen sona yaklaşırken ve Vailler ile Elfler arasındaki savaş bir an için Tanrıça;nın gücünün yarattığı korku sayesinde durdu. Tutulmalardan biri esnasında iki okyanusun arasında birdenbire Etos adası belirdi ve Shaiya dünyasına doğmuş oldu. Etos un yerlileri Gaia boyutundan gelen İnsan ırkıydı. 200 yıl sonra İnsan nüfusu zenginleşti ama ada onlara yetemedi ve Teos kıtasına göç etmek zorunda kaldılar. Sonunda Elfleri buldular ve "Alliance of Light" ittifakını kurdular.Aynı tutulma esnasında Vaillerin varolduğu güneydeki topraklarda yer çatlayıp açıldı ve bir zamanlar uzaklaştırılan ve yeraltında yalnız başlarına var olan Nordeinler yeraltı dünyasından evrimleşmiş, güçlü ve daha büyük bir biçimle geri çıktılar, Deatheaters (Ölümyiyiciler). İlk başta Kötüleşmiş, saldırgan ve pervasızdılar, hapsedilişlerinin intikamını alır gibi hem İnsan-Elf birliğine hemde Vaillere karşı savaştılar. Kendilerini İnsan-Elf birliğinin elinde yenilgiye uğramanın eşiğinde buldukları zaman Deatheaterlar, Alliance of Light'a karşı Union of Fury birliğini kurma peşinde olan Vailler tarafından kurtarıldı.<br /><br />İşte burada hikayemiz başlıyor...