Şüphesiz 2009 yılının en çok beklenen oyunlarından birisi F.E.A.R. 2: Project Origin’di. İlk oyunuyla birçok kişinin gönlünde taht kuran oyun, eklenti paketleriyle biraz gözümüzden düşse de, yine de herkes merakla oyunun ikincisini bekliyordu. Ve sonunda, geçtiğimiz günlerde oyunun ikincisine kavuştuk. Uzak doğudan kopup gelen korkutucu küçük kız imgesinin oyun dünyasındaki temsilcisi, bakalım ikinci oyununda bize neler sunmuş?
Macera Devam Ediyor
İlk oyunu oynayanlar hatırlarlar; helikoptere binmiş giderken bir patlama meydana gelmişti. İşte bu oyunda, patlamadan birkaç dakika önce şehre gelen başka bir grup asker içerisindeki Becket’ı yönetiyoruz. Oyun boyunca Alma’ya ve onun çeşitli sadistliklerine göğüs germeye çalışıp onu durdurmaya çalışıyoruz.
Şunu başta söyleyeyim, oyunun grafikleri beni hayal kırıklığına uğrattı. Yalnız yanlış anlaşılmasın, oyunun grafikleri çok kötü değil; sadece benim beklediğim kadar iyi değil. Bir Crysis’e, bir Call of Duty 5’e baktığımızda, F.E.A.R. 2, grafiksel olarak bu oyunların gerisinde kalıyor. Doğrusu ilk F.E.A.R. oyunuyla ikincisi arasında pek grafik farkı olduğunu söyleyemem. Oyundaki patlama efektleri çok iyi. Bilhassa zamanı yavaşlattığınızda, patlamanın dalga dalga yayılışı çok iyi tasarlanmış. Ya da suyun altına girdiğinizde, ekranınızda damla damla suların olması hoşuma gitti; ama oyun bazı yenilikler sunarken, bazı eski güzel özelliklerini de alıp götürmüş.
Cisimlerle etkileşimi tam olarak anlayamadım, etkileşim iyi mi kötü mü? Bazı monitörlere ateş ettiğinizde ekran paramparça olurken, bazısına ateş ettiğinizde ekranda sadece küçük bir siyah nokta oluşuyor, o kadar. Hâlbuki o monitörün de ekranının parçalanması gerekirdi. Zaten ışıklardan hiç bahsetmiyorum, oyundaki hiçbir ampulü patlatıp odayı karanlığa gömemiyorsunuz; hepsi kurşungeçirmez olarak tasarlanmış. Bu tarz birkaç şey daha var, ben parçalanmasını bekleyerek ateş ettiğimde, cisim üzerinde ateş ettiğime dair bir iz oluşmuyor bile. Doğrusunu söylemem gerekirse bu durumdan rahatsız oldum.
Çatışma anlarında etraftaki bazı cisimleri devirerek siper alabiliyoruz bu yeni bir özellik, gerçi bu özelliğe pek bir ihtiyaç duymadım; ama çatışmaları daha bir gerçekçi kıldığı kesin. Çatışma demişken, yerdeki cesetlerden de kısaca bahsetmek istiyorum. Oyunumuz malum FPS/Aksiyon türü bir oyun, hal böyle olunca da oyun boyunca kan gövdeyi götürüyor, her yer ceset kaynıyor. Nasıl tepki verdiğini ölçmek için yerdeki cesetlerden birine ateş edeyim dedim; ama maalesef bu konuda da hayal kırıklığına uğradığımı söyleyeyim. İki tür ceset var, bazısına ateş ettiğinizde sadece kan sıçrıyor, cesette oynama yok; bazısına da ateş ettiğinizde kafa ya da bacak fark etmez, hep aynı reaksiyonu alıyorsunuz, ceset hep aynı doğrultuda hareket ediyor. Neyse bu kadar sadist bir konudan sonra oyundan bahsetmeye devam edeyim. Yine de bu konuyu bitirmeden önce şunu da söyleyeyim; uzun zamandır hasretini çektiğim bir sorunu, F.E.A.R. 2 yapımcıları çözmüşler. Artık cesetler parçalanabiliyor, yani düşmanınızın beynini dağıtabilir ya da bedenini paramparça yapabilirsiniz; ama bunun kriterlerini de anlamadım; çünkü bazen oluyor bazen olmuyor. Oyunun biraz fazla etkisinde kaldığım için böyle şiddet ağırlıklı bir yazı çıkabilir şimdiden, kusura bakmayın.
Macera Devam Ediyor
İlk oyunu oynayanlar hatırlarlar; helikoptere binmiş giderken bir patlama meydana gelmişti. İşte bu oyunda, patlamadan birkaç dakika önce şehre gelen başka bir grup asker içerisindeki Becket’ı yönetiyoruz. Oyun boyunca Alma’ya ve onun çeşitli sadistliklerine göğüs germeye çalışıp onu durdurmaya çalışıyoruz.
Şunu başta söyleyeyim, oyunun grafikleri beni hayal kırıklığına uğrattı. Yalnız yanlış anlaşılmasın, oyunun grafikleri çok kötü değil; sadece benim beklediğim kadar iyi değil. Bir Crysis’e, bir Call of Duty 5’e baktığımızda, F.E.A.R. 2, grafiksel olarak bu oyunların gerisinde kalıyor. Doğrusu ilk F.E.A.R. oyunuyla ikincisi arasında pek grafik farkı olduğunu söyleyemem. Oyundaki patlama efektleri çok iyi. Bilhassa zamanı yavaşlattığınızda, patlamanın dalga dalga yayılışı çok iyi tasarlanmış. Ya da suyun altına girdiğinizde, ekranınızda damla damla suların olması hoşuma gitti; ama oyun bazı yenilikler sunarken, bazı eski güzel özelliklerini de alıp götürmüş.
Cisimlerle etkileşimi tam olarak anlayamadım, etkileşim iyi mi kötü mü? Bazı monitörlere ateş ettiğinizde ekran paramparça olurken, bazısına ateş ettiğinizde ekranda sadece küçük bir siyah nokta oluşuyor, o kadar. Hâlbuki o monitörün de ekranının parçalanması gerekirdi. Zaten ışıklardan hiç bahsetmiyorum, oyundaki hiçbir ampulü patlatıp odayı karanlığa gömemiyorsunuz; hepsi kurşungeçirmez olarak tasarlanmış. Bu tarz birkaç şey daha var, ben parçalanmasını bekleyerek ateş ettiğimde, cisim üzerinde ateş ettiğime dair bir iz oluşmuyor bile. Doğrusunu söylemem gerekirse bu durumdan rahatsız oldum.
Çatışma anlarında etraftaki bazı cisimleri devirerek siper alabiliyoruz bu yeni bir özellik, gerçi bu özelliğe pek bir ihtiyaç duymadım; ama çatışmaları daha bir gerçekçi kıldığı kesin. Çatışma demişken, yerdeki cesetlerden de kısaca bahsetmek istiyorum. Oyunumuz malum FPS/Aksiyon türü bir oyun, hal böyle olunca da oyun boyunca kan gövdeyi götürüyor, her yer ceset kaynıyor. Nasıl tepki verdiğini ölçmek için yerdeki cesetlerden birine ateş edeyim dedim; ama maalesef bu konuda da hayal kırıklığına uğradığımı söyleyeyim. İki tür ceset var, bazısına ateş ettiğinizde sadece kan sıçrıyor, cesette oynama yok; bazısına da ateş ettiğinizde kafa ya da bacak fark etmez, hep aynı reaksiyonu alıyorsunuz, ceset hep aynı doğrultuda hareket ediyor. Neyse bu kadar sadist bir konudan sonra oyundan bahsetmeye devam edeyim. Yine de bu konuyu bitirmeden önce şunu da söyleyeyim; uzun zamandır hasretini çektiğim bir sorunu, F.E.A.R. 2 yapımcıları çözmüşler. Artık cesetler parçalanabiliyor, yani düşmanınızın beynini dağıtabilir ya da bedenini paramparça yapabilirsiniz; ama bunun kriterlerini de anlamadım; çünkü bazen oluyor bazen olmuyor. Oyunun biraz fazla etkisinde kaldığım için böyle şiddet ağırlıklı bir yazı çıkabilir şimdiden, kusura bakmayın.