İşte çılgın kurtlarımız yine karşımızda ama eskisi kadar “sevimli”ler mi acaba? İlk olarak eski Worms oyunlarından bahsetmek daha doğru olur sanırım: 486’ların altın çağını yaşadığı dönemde ortaya çıktı Worms fırtınası. O zamanlar hiç denenmemiş bir tadı ortaya çıkardığı için (gerçi şu an da taklidi pek yok, aman olmasın zaten taklitlerden bıktık!) ve vahşeti insanlara “şirinlik” olarak gösterdiği dahası onlara bunu benimsetebildiği için bu muzur oyun tüm dikkatleri üzerine çekmişti. Birkaç sene sonra Worms 2 konuk oldu bilgisayarlarımıza ve multiplayer oyunlardan nasıl çılgınca zevk alınabileceğini öğretti bizlere. Gerek arkadaşlarla toplanıp gerekse net üzerinde delicesine oynadık. Sonra Worms Armageddon geldi ki bu oyun bir çok Worms hayranını - beklenen yeniliklerden yoksun olduğu için - büyük hayal kırıklığına uğrattı.
Sene 2001’e geldi, oyun piyasası gelişti. 3D FPS, 3D stratejiler, kısacası birbirinin taklidi bir sürü oyun zavallı bilgisayarlarımızı sonuna kadar sömürmeye başladı. Bu kargaşada Team 17’nin elinde Worms serisi gibi oyuncuların son zamanlarda ihtiyaç duyduğu bir koz vardı. Eğer Team 17 oyuncular tarafından beklenen çarpıcı yenilikleri (Mesela 2D grafiklerde yenilik, hala 2D kalsaydı ama en azından farklı bir oyun oynadığımızı anlasaydık!) getirseydi; hem eski Worms hayranlarını tekrar kazanabilir hem de genç oyuncuları bu efsane seriyle tanıştırarak hatırı sayılır bir gelir elde edebilirdi. Ama Team 17 hiç ders almayacak gibi gözüküyor. (Üstelik önünde sömürülmüş Heroes serisi gibi somut bir örnek varken)
Pekala, bu kadar karamsar bir girişten sonra biraz da olumlu yaklaşalım olaya. Karşımızdaki oyundaki yeniliklerden bahsedelim mesela: Worms hala bildiğiniz gibi; rengarenk grafikler, şirin animasyonlar, sesler ve - tahmin edebileceğiniz gibi - bir sürü silah. Yani hep ufak tefek yenilikler, çoğunluğu da detaylardan oluşan yenilikler, hatta bazen Options menüsündeki seçenek fazlalığı nedeniyle bu detaylar arasında boğulabiliyorsunuz. (Ülke milli marşları, çeşit çeşit bayraklar, onlarca ses tonu bunlara sadece birkaç örnek) Bu detaylarla uğraşmamak için kendi ayarlarınızı save etmenizi ve oyuna başlamadan bu dosyayı seçip zorluk yaşamadan keyifle oynamanızı tavsiye ediyorum.
Oyuna girdiğimizde bizi basit ve oldukça şirin bir ana menü karşılıyor buradan tek kişilik ya da multiplayer oyunlara ulaşabiliyorsunuz. Tek kişilik oyunlarda Worms Armageddon’da olduğu gibi görev alabiliyorsunuz ki burada ilk karşılaşacağınız görevler daha çok Training tadında. Training modu ile oyunda bulunan bir çok silah ile basit ya da komplike antreman yapabilirsiniz; açıkçası bazı Training bölümleri normal görevlerden daha zevkli olabiliyor. (Özellikle Super Sheep Training’i herkese tavsiye ederim) Elbette bilgisayarınızla Random seviyelerde bir Quick Match ya da Deathmatch seçenekleri de oyunda mevcut. Ama dediğim gibi burada var olan neredeyse tüm seçenekler daha önceki Worms oyunlarında da vardı! Bir Worms hayranı olarak bunları yazarken bile sinirim bozuluyor
Sene 2001’e geldi, oyun piyasası gelişti. 3D FPS, 3D stratejiler, kısacası birbirinin taklidi bir sürü oyun zavallı bilgisayarlarımızı sonuna kadar sömürmeye başladı. Bu kargaşada Team 17’nin elinde Worms serisi gibi oyuncuların son zamanlarda ihtiyaç duyduğu bir koz vardı. Eğer Team 17 oyuncular tarafından beklenen çarpıcı yenilikleri (Mesela 2D grafiklerde yenilik, hala 2D kalsaydı ama en azından farklı bir oyun oynadığımızı anlasaydık!) getirseydi; hem eski Worms hayranlarını tekrar kazanabilir hem de genç oyuncuları bu efsane seriyle tanıştırarak hatırı sayılır bir gelir elde edebilirdi. Ama Team 17 hiç ders almayacak gibi gözüküyor. (Üstelik önünde sömürülmüş Heroes serisi gibi somut bir örnek varken)
Pekala, bu kadar karamsar bir girişten sonra biraz da olumlu yaklaşalım olaya. Karşımızdaki oyundaki yeniliklerden bahsedelim mesela: Worms hala bildiğiniz gibi; rengarenk grafikler, şirin animasyonlar, sesler ve - tahmin edebileceğiniz gibi - bir sürü silah. Yani hep ufak tefek yenilikler, çoğunluğu da detaylardan oluşan yenilikler, hatta bazen Options menüsündeki seçenek fazlalığı nedeniyle bu detaylar arasında boğulabiliyorsunuz. (Ülke milli marşları, çeşit çeşit bayraklar, onlarca ses tonu bunlara sadece birkaç örnek) Bu detaylarla uğraşmamak için kendi ayarlarınızı save etmenizi ve oyuna başlamadan bu dosyayı seçip zorluk yaşamadan keyifle oynamanızı tavsiye ediyorum.
Oyuna girdiğimizde bizi basit ve oldukça şirin bir ana menü karşılıyor buradan tek kişilik ya da multiplayer oyunlara ulaşabiliyorsunuz. Tek kişilik oyunlarda Worms Armageddon’da olduğu gibi görev alabiliyorsunuz ki burada ilk karşılaşacağınız görevler daha çok Training tadında. Training modu ile oyunda bulunan bir çok silah ile basit ya da komplike antreman yapabilirsiniz; açıkçası bazı Training bölümleri normal görevlerden daha zevkli olabiliyor. (Özellikle Super Sheep Training’i herkese tavsiye ederim) Elbette bilgisayarınızla Random seviyelerde bir Quick Match ya da Deathmatch seçenekleri de oyunda mevcut. Ama dediğim gibi burada var olan neredeyse tüm seçenekler daha önceki Worms oyunlarında da vardı! Bir Worms hayranı olarak bunları yazarken bile sinirim bozuluyor