Yıl 1991... Sid Meier, Civilization adıyla bir oyun çıkarıyor. Turn-Based, yani sıraya dayalı, strateji olarak adlandırılan bu oyun tüm dünyada ilgi odağı oluyor. Bir anda strateji severlerin en çok beğendikleri oyun oluyor, oyun dergileri şimdiye kadar verdikleri en yüksek puanları veriyorlar. 1997 yılına geldiğimizde Sid’in pek katkısı olmadığı ikinci bir versiyon çıkarılıyor. Bu yeni bir oyundan çok “re-make”, yani yenilenmiş hali. Bu oyunun bu popülerliği göz önünde tutularak daha sonraları pek çok eklenti paketleri çıktı ve yakın zamanlarda da bir “devam oyunu” furyası çıktı. Pek çok oyun Civilization’un devamı iddiasıyla çıktı (Test of Time, Call to Power ve CTP 2). Bunlar olurken Sid, Civ defterini kapatmış, sonrasını anlatan Alpha Centauri’yi çıkarmış ve öncesini anlatacak olan Dinosaurs’un yapımına devam etmekteydi. Sid sonunda bu karmaşaya son verme ihtiyacı duymuş olacak ki Dinosaurs’un yapımına ara verip Infogrames ile anlaşarak Civilization III’un yapımına başladı. Bütün Civ severleri de bir merak almıştı. Sonunda oyun raflarda yerini aldı ve bekleyiş sona erdi.
Bu kadar tarih dersinden sonra oyunumuza geçelim. Civ ve Civ2’nin üstün başarısının üstüne yeni oyunlar yapma çabaları pek de başarılı olmamıştı. Bu yüzden Firaxis ekibinin işi oldukça zordu. Sid’in ikinci bir “re-make” olmayacağı yönünde de sözleri vardı. Yani bu oyun size oldukça yeni bir Civ deneyimi sunacaktı. Arka planda kalmış olsa bile oyunun çekirdeğinde yer alan Brian Reynolds’un ayrılması işleri daha da zorlaştırmıştı.
Oyunun temeli çok fazla değişmemiş olsa da eklentiler ve değişiklikler oyunu temelden değişmiş gibi gösteriyor. En başta göze çarpan şey oyunun grafikleri. Oldukça detaylı grafikler bulunuyor oyunda. Bütün birimlerin 3D olarak tasarlanmış ve oldukça güzel animasyonlara sahip. Eskisi gibi cansız değil hareket eden bir dünya var karşınızda.
Bir başka değişiklik de arabirimde. Arabirim ekranda olabildiğince az yer kaplamak üzere tasarlanmış. Bu şekilde daha fazla yeri görmeniz mümkün olmuş. Aynı şekilde şehir ekranında da arabirim olabildiğince azaltılmış ve şehrinizin çevresini rahatlıkla görmeniz sağlanmış.
Oyunu önemli ölçüde etkileyen değişikliklerden birisi kaynak kavramı. Oyunda üç çeşit kaynak bulunmakta. Önceden de zaten var olan bonus kaynaklarının yanında, lüks kaynaklar ve stratejik kaynaklar mevcut. Bonus kaynaklar şehrinizin sınırları dahilinde ise üzerinde çalışıldığında ek fayda sağlayan kaynaklar. Lüks kaynaklar sınırlarınız dahilinde olduğunda ve şehrinize yol ile bağlı olduklarında her çeşit başına bir mutlu insan üretiyorlar. Stratejik kaynaklar ise oldukça önemli. Bunları birimlerinizin yapımında kullanılıyorlar. Mesela Swordsman yapabilmek için demire ihtiyacınız olacak. Lüks kaynaklar gibi bir yol ile şehrinize bağlı olmaları gerekiyor.
Diğer bir etkili değişiklik ise ticaret ve diplomasi sistemi. Oldukça esnek bir sistem eklenmiş oyuna. Bu sayede, önceki oyunlarda olmayan, diğer milletlerle istediğiniz anlaşma şartlarını konuşabiliyorsunuz. İsterseniz kaynaklarınızı, biliminizi, haritalarınızı ve hatta şehirlerinizi bile değiştirebilirsiniz. Diplomatik anlaşma seçenekleriniz de tatmin edici. Sadece askeri geçiş hakkı kabul edebilirsiniz veya bir pakt. Ya da bir millete ticaret ambargosu koymasını isteyebilirsiniz. Diplomatik anlaşmalarınızı bir pazarlık tablosu ile rahatlıkla yapıyorsunuz ve bu üstte saydıklarımı istediğiniz kombinasyonda sunmanız mümkün. Yani siz onlara kaynak satarken onlardan bilim alabilirsiniz veya para karşılığında siz biliminizi satabilirsiniz.
Bu kadar tarih dersinden sonra oyunumuza geçelim. Civ ve Civ2’nin üstün başarısının üstüne yeni oyunlar yapma çabaları pek de başarılı olmamıştı. Bu yüzden Firaxis ekibinin işi oldukça zordu. Sid’in ikinci bir “re-make” olmayacağı yönünde de sözleri vardı. Yani bu oyun size oldukça yeni bir Civ deneyimi sunacaktı. Arka planda kalmış olsa bile oyunun çekirdeğinde yer alan Brian Reynolds’un ayrılması işleri daha da zorlaştırmıştı.
Oyunun temeli çok fazla değişmemiş olsa da eklentiler ve değişiklikler oyunu temelden değişmiş gibi gösteriyor. En başta göze çarpan şey oyunun grafikleri. Oldukça detaylı grafikler bulunuyor oyunda. Bütün birimlerin 3D olarak tasarlanmış ve oldukça güzel animasyonlara sahip. Eskisi gibi cansız değil hareket eden bir dünya var karşınızda.
Bir başka değişiklik de arabirimde. Arabirim ekranda olabildiğince az yer kaplamak üzere tasarlanmış. Bu şekilde daha fazla yeri görmeniz mümkün olmuş. Aynı şekilde şehir ekranında da arabirim olabildiğince azaltılmış ve şehrinizin çevresini rahatlıkla görmeniz sağlanmış.
Oyunu önemli ölçüde etkileyen değişikliklerden birisi kaynak kavramı. Oyunda üç çeşit kaynak bulunmakta. Önceden de zaten var olan bonus kaynaklarının yanında, lüks kaynaklar ve stratejik kaynaklar mevcut. Bonus kaynaklar şehrinizin sınırları dahilinde ise üzerinde çalışıldığında ek fayda sağlayan kaynaklar. Lüks kaynaklar sınırlarınız dahilinde olduğunda ve şehrinize yol ile bağlı olduklarında her çeşit başına bir mutlu insan üretiyorlar. Stratejik kaynaklar ise oldukça önemli. Bunları birimlerinizin yapımında kullanılıyorlar. Mesela Swordsman yapabilmek için demire ihtiyacınız olacak. Lüks kaynaklar gibi bir yol ile şehrinize bağlı olmaları gerekiyor.
Diğer bir etkili değişiklik ise ticaret ve diplomasi sistemi. Oldukça esnek bir sistem eklenmiş oyuna. Bu sayede, önceki oyunlarda olmayan, diğer milletlerle istediğiniz anlaşma şartlarını konuşabiliyorsunuz. İsterseniz kaynaklarınızı, biliminizi, haritalarınızı ve hatta şehirlerinizi bile değiştirebilirsiniz. Diplomatik anlaşma seçenekleriniz de tatmin edici. Sadece askeri geçiş hakkı kabul edebilirsiniz veya bir pakt. Ya da bir millete ticaret ambargosu koymasını isteyebilirsiniz. Diplomatik anlaşmalarınızı bir pazarlık tablosu ile rahatlıkla yapıyorsunuz ve bu üstte saydıklarımı istediğiniz kombinasyonda sunmanız mümkün. Yani siz onlara kaynak satarken onlardan bilim alabilirsiniz veya para karşılığında siz biliminizi satabilirsiniz.