başarılardan sonra gözünü oyun sektörüne de çevirmiş olan Vin Diesel, The Chronicles Of Riddick: Butcher Bay ile oyun sektörüne de başarılı bir giriş yapmıştı. Karizmatik sesi ve duruşuyla beyazperdede hayat verdiği anti-kahraman Riddick’in oyun dünyasında da benzer etkiyi yaratmasının ardından, Vin Diesel bu alanda yaklaşık 5 sene süren bir sessizliğe gömüldü ve bu sene karşımıza iki oyunla birden çıktı. Biri Wheelman diğeri de ilk Riddick oyununun devamı olan The Chronicles Of Riddick: Assault On Dark Athena. Bu günlük, Vin Diesel’in GTA tarzı olan aksiyon-sürüş oyunu Whellman’i inceleyeceğiz. Bakalım Vin Diesel oyun sektöründeki başarısını sürdürebilmiş mi?
VIN DIESEL İLE AKSİYONA DEVAM
Oyunda Vin Diesel’i Milo Burik olarak yönetiyoruz. Milo Burik gizli bir görev için Barselona’ya gelmiş ve kendini sürücü olarak tanıtarak Barselona’nın yer altı dünyasına sızmaya çalışan gizli bir ajan. Ve bize düşen de bu macerasında Milo’ya yardımcı olmak.
Oyuna başladığımızda oyunun grafiklerinin günümüze göre oldukça geride kalmış olduğu ilk olarak dikkatimizi çekiyor. Detaysız kaplamalar, karakter tasarımları… Oyuna direk aksiyonun ortasından başlıyoruz ve kadının birini peşindeki polislerden kurtararak gideceği yere ulaştırıyoruz. Bu kısa süreli sürüş esnasında ise gördüğüm şeyler beni Midtown Madness oynadığım günlere geri götürdü. Tam yayanın birini ezmemek için direksiyonu kırdığımda fark ettim ki yayaları ezmek imkansız, hepsi sağa sola atlıyorlar tıpkı Midtown Madness’taki gibi. Bu nostalji için Wheelman’e teşekkür ediyorum.
Madem ilk izlenimlerden başladım devam edeyim. Araba tasarımları ve sesleri fazla kötü değil, araba kontrolleri kolay olmuş, sürüşlerde fazla sorun yaşamıyorsunuz, hatta şehirde boş boş araba sürmek zaman zaman eğlenceli bile olabiliyor ama çarpışma sesleri berbat. Yol kenarlarındaki direklere, ağaçlara, banklara, gösterge tabelalarına hemen hemen neye çarparsanız çarpın hep insanın kulağını tırmalayan aynı çarpma sesini duyuyorsunuz. Bu da yapımcıların oyunun ses efektlerine karşı biraz ilgisiz davrandıklarını ortaya çıkarıyor. Bunun haricinde, araba hasar modellemelerine baktığımızda GTA 4 kadar müthiş olmasa da türün piyasadaki diğer oyunlarından (Godfather 2, Saints Row 2) bir adım önde olduğunu görüyoruz, camlar kırılıyor, arabada çizikler, yamuklar oluşuyor. Yalnız arabalar hafif olmuş bilhassa polis arabaları...
Bu oyunu GTA serisine bir rakip olarak değil, GTA için bir basamak olarak görsek daha doğru olur. Oyunun türe kazandırdığı Hollywood aksiyon filmlerinden fırlama bir takım aksiyon hareketleri var. Bunlar bana göre oldukça iyi düşünülmüş fakat hayata geçirmede biraz başarısız kalmış hareketler.
VIN DIESEL İLE AKSİYONA DEVAM
Oyunda Vin Diesel’i Milo Burik olarak yönetiyoruz. Milo Burik gizli bir görev için Barselona’ya gelmiş ve kendini sürücü olarak tanıtarak Barselona’nın yer altı dünyasına sızmaya çalışan gizli bir ajan. Ve bize düşen de bu macerasında Milo’ya yardımcı olmak.
Oyuna başladığımızda oyunun grafiklerinin günümüze göre oldukça geride kalmış olduğu ilk olarak dikkatimizi çekiyor. Detaysız kaplamalar, karakter tasarımları… Oyuna direk aksiyonun ortasından başlıyoruz ve kadının birini peşindeki polislerden kurtararak gideceği yere ulaştırıyoruz. Bu kısa süreli sürüş esnasında ise gördüğüm şeyler beni Midtown Madness oynadığım günlere geri götürdü. Tam yayanın birini ezmemek için direksiyonu kırdığımda fark ettim ki yayaları ezmek imkansız, hepsi sağa sola atlıyorlar tıpkı Midtown Madness’taki gibi. Bu nostalji için Wheelman’e teşekkür ediyorum.
Madem ilk izlenimlerden başladım devam edeyim. Araba tasarımları ve sesleri fazla kötü değil, araba kontrolleri kolay olmuş, sürüşlerde fazla sorun yaşamıyorsunuz, hatta şehirde boş boş araba sürmek zaman zaman eğlenceli bile olabiliyor ama çarpışma sesleri berbat. Yol kenarlarındaki direklere, ağaçlara, banklara, gösterge tabelalarına hemen hemen neye çarparsanız çarpın hep insanın kulağını tırmalayan aynı çarpma sesini duyuyorsunuz. Bu da yapımcıların oyunun ses efektlerine karşı biraz ilgisiz davrandıklarını ortaya çıkarıyor. Bunun haricinde, araba hasar modellemelerine baktığımızda GTA 4 kadar müthiş olmasa da türün piyasadaki diğer oyunlarından (Godfather 2, Saints Row 2) bir adım önde olduğunu görüyoruz, camlar kırılıyor, arabada çizikler, yamuklar oluşuyor. Yalnız arabalar hafif olmuş bilhassa polis arabaları...
Bu oyunu GTA serisine bir rakip olarak değil, GTA için bir basamak olarak görsek daha doğru olur. Oyunun türe kazandırdığı Hollywood aksiyon filmlerinden fırlama bir takım aksiyon hareketleri var. Bunlar bana göre oldukça iyi düşünülmüş fakat hayata geçirmede biraz başarısız kalmış hareketler.