Ice Age efsanesi ilk olarak 2002 yılında başladı. Manny, Sid ve Diego’nun bir insan bebeği ailesine ulaştırmak için yaşadıkları komik ve duygusal macerayı hepimiz büyük bir merakla izledik. Bu ana senaryoya ilaven film birde, halinden sincap olduğunu tahmin ettiğimiz Scrat’ın bir fındık peşindeki komik macerasını bize sunuyordu. Scrat yaşadıkları sayesinde popülerlikte bu üç ana karakterin bir adım önüne geçti öyle ki ikinci filmin oyununda yapımcılar oyun severlere Scrat’ı yönetme imkanı sunmuşlardı. Ice Age: The Meltdown 2006 yılında beyazperdede bizlerle buluştu. Film bu sefer Manny’nin yalnızlığına ve aile kurma özlemine odaklanıyordu. Ve film yapımcıları Manny’nin bu sıkıntısını gidermek için seriye ona uygun bir karakter eklemişlerdi, Ellie. İkinci filmin vizyona girdiği tarihlerde, filmin oyunu da konsollarımıza konuk oluyordu. Ve yaklaşık 3 sene sonra İce Age serisinin üçüncü filmi vizyona girdi ve hemen hemen aynı tarihlerde filmin oyunu da konsollarımıza konuk oldu.
YENİ BİR DEVİR
Ice Age 3 Dawn Of The Dinosaurs’un konusundan kısaca bahsedersek, yalnızlığını gidermek isteyen Sid kendisine yeni arkadaşlar arar ve 3 tane dinozor yumurtası bulur. Sid bu yumurtaları arkadaşı olarak benimser fakat bir süre sonra, yumurtalardan küçük yavru dinozorlar çıkar. Dinozorların annesi, yavrularına geri almaya geldiğinde Sid’i de yanında götürür ve diğer kahramanlarımız da Sid’i kurtarmak için onun peşinden Dinozorlar Diyarı’na giderler. Yani oyunun konusuyla filmin konusu aynı.
Oyunun giriş videosunda, yine ikinci filmin oyununda olduğu gibi Scrat’a ait bir video var. Bu hayvanın bir fındık uğruna katlandıkları gerçekten takdire şayan. Videonun üzerimde yarattığı kısa süreli gülme krizinden sonra ise oyunun menüsüne geçtim. Oyun çocuklar için hazırlandığını henüz menü ekranındayken haykırıyor. İnanın çoğu atari oyununun menüsü bile bundan daha karışıktır.
Önceki oyunda hatırlarsanız yalnızca Scrat’ı kontrol ediyorduk. Bu oyunda artık tek bir karaktere odaklı değiliz, tam 6 farklı karakteri kontrol ediyoruz ve kontrol ettiğimiz karakterlerin arasında ekibe üçüncü filmde katılan Buck’ta var.
Oyunda filme ait ara videolar görebileceğimiz gibi oyun içi görüntülerle hazırlanmış ara videolara da rastlıyoruz. Animasyondan alınan ara videolar zaten komik, bununla birlikte oyun içi grafiklerle hazırlanmış ara videolarda oldukça komik, özellikle de içinde Sid’in bulunduğu videolar.
Oyuna bir yetişkin gözüyle bakarsam, oyunu sıkıcı buldum. Etraftaki ağaçlara vurarak çıkan meyveleri toplamak açıkçası pek eğlenceli gelmedi. Üzerime doğru gelen diğer hayvanlara vurup da onları meyve parçalarına bölmek de pek zevkli değildi. Ancak oyunu çocuklar için kesinlikle öneririm. İçinde pek şiddet öğeleri bulundurmayan, ara videoları komik, oynanış açısından değişik, hem de sevilen karakterleri kontrol etme imkanı sunduğundan dolayı, oyun çocuklar için fena sayılmaz.
Aslında bende oyun boyunca zaman zaman çocukluğumda oynadığım atari oyunlarını hatırladım, çünkü oyunda küçüklüğümüzün atari oyunlarından birçok iz bulabiliyorsunuz. Oyun başta TPS kamera açısıyla oynansa da oyunda ilerledikçe, bölümlere göre kamera açısı değişiyor, örneğin Scrat’la oynadığınız bir bölümde kamera tıpkı atari oyunları gibi ekranı yan profilden alıyor, ya da Sid’le dinozordan kaçtığımız bir bölümde bizi ön profilden çekiyor. Tabi bu kaçışımız esnasında da meyve toplamaya devam ediyoruz. Oyun yalnızca bu açıdan atari oyunlarına benzemiyor. Bölümlerin içeriği itibariyle de oldukça atari oyunu havası var. Dediğim gibi düşmanlarımızda yapay zekaya ait bir şey yok. Tek yaptıkları üstümüze doğru ilerlemek, düşmanlarımız bize değdiklerinde ise can göstergelerimizden birisi gidiyor
YENİ BİR DEVİR
Ice Age 3 Dawn Of The Dinosaurs’un konusundan kısaca bahsedersek, yalnızlığını gidermek isteyen Sid kendisine yeni arkadaşlar arar ve 3 tane dinozor yumurtası bulur. Sid bu yumurtaları arkadaşı olarak benimser fakat bir süre sonra, yumurtalardan küçük yavru dinozorlar çıkar. Dinozorların annesi, yavrularına geri almaya geldiğinde Sid’i de yanında götürür ve diğer kahramanlarımız da Sid’i kurtarmak için onun peşinden Dinozorlar Diyarı’na giderler. Yani oyunun konusuyla filmin konusu aynı.
Oyunun giriş videosunda, yine ikinci filmin oyununda olduğu gibi Scrat’a ait bir video var. Bu hayvanın bir fındık uğruna katlandıkları gerçekten takdire şayan. Videonun üzerimde yarattığı kısa süreli gülme krizinden sonra ise oyunun menüsüne geçtim. Oyun çocuklar için hazırlandığını henüz menü ekranındayken haykırıyor. İnanın çoğu atari oyununun menüsü bile bundan daha karışıktır.
Önceki oyunda hatırlarsanız yalnızca Scrat’ı kontrol ediyorduk. Bu oyunda artık tek bir karaktere odaklı değiliz, tam 6 farklı karakteri kontrol ediyoruz ve kontrol ettiğimiz karakterlerin arasında ekibe üçüncü filmde katılan Buck’ta var.
Oyunda filme ait ara videolar görebileceğimiz gibi oyun içi görüntülerle hazırlanmış ara videolara da rastlıyoruz. Animasyondan alınan ara videolar zaten komik, bununla birlikte oyun içi grafiklerle hazırlanmış ara videolarda oldukça komik, özellikle de içinde Sid’in bulunduğu videolar.
Oyuna bir yetişkin gözüyle bakarsam, oyunu sıkıcı buldum. Etraftaki ağaçlara vurarak çıkan meyveleri toplamak açıkçası pek eğlenceli gelmedi. Üzerime doğru gelen diğer hayvanlara vurup da onları meyve parçalarına bölmek de pek zevkli değildi. Ancak oyunu çocuklar için kesinlikle öneririm. İçinde pek şiddet öğeleri bulundurmayan, ara videoları komik, oynanış açısından değişik, hem de sevilen karakterleri kontrol etme imkanı sunduğundan dolayı, oyun çocuklar için fena sayılmaz.
Aslında bende oyun boyunca zaman zaman çocukluğumda oynadığım atari oyunlarını hatırladım, çünkü oyunda küçüklüğümüzün atari oyunlarından birçok iz bulabiliyorsunuz. Oyun başta TPS kamera açısıyla oynansa da oyunda ilerledikçe, bölümlere göre kamera açısı değişiyor, örneğin Scrat’la oynadığınız bir bölümde kamera tıpkı atari oyunları gibi ekranı yan profilden alıyor, ya da Sid’le dinozordan kaçtığımız bir bölümde bizi ön profilden çekiyor. Tabi bu kaçışımız esnasında da meyve toplamaya devam ediyoruz. Oyun yalnızca bu açıdan atari oyunlarına benzemiyor. Bölümlerin içeriği itibariyle de oldukça atari oyunu havası var. Dediğim gibi düşmanlarımızda yapay zekaya ait bir şey yok. Tek yaptıkları üstümüze doğru ilerlemek, düşmanlarımız bize değdiklerinde ise can göstergelerimizden birisi gidiyor