Black Isle taktir ettiğim bir firmadır. Yaptığı sayısız ve mükemmel Role Playing (RPG) oyunları ile birçok kişinin de sevgisini kazanmıştır. Bilgisayar oyunlarının tarihine baktığınızda neredeyse her güzel RPG oyununun arkasında Black Isle’ı görürsünüz. Fallout oyunu ile mükemmel bir çıkış yapan firma, daha sonra Baldur’s Gate ile kendilerini kanıtladılar. Birçok öğrencinin (ben de dahil), o sene notlarının düşük olmasının en büyük sebebi kuşkusuz Baldur’s Gate’di. Yani oyun o derecede bağımlılık yaratıyordu. Daha sonra; Fallout 2, Planescape: Torment, Icewind Dale derken firma bugünlere geldi. Ve işte karşımızda yine Black Isle’dan çıkmış yine mükemmel bir oyun olan Baldur’s Gate II: Shadows of Amn duruyor.
Baldur’s Gate’de neler oldu
Baldur’s Gate II’nin hikayesi birinci oyunun devamı niteliğinde. İlk oyunu oynayanlar bilir ki biz kötülük tanrısı Bhaal’ın çocuklarından biriyiz. Bhaal, Times of Trouble’ın geleceğini ve bunun tehlikesini fark ederek birçok kadınla beraber olup kendi çocuklarına, yani bir nevi kendi takipçilerine sahip oldu. Çünkü Times of Trouble sonunda tanrılar, kendilerine bağlı olan insanların gücü kadar güç sahibi olacaklardı. Ancak işler Bhaal’ın tahmin ettiği gibi gerçekleşmedi...
Oyunun sonunda biz, kötülük tanrısı olmaya çalışan Sareavak ile dövüşüp onu yeniyorduk ve oyun burada bitiyordu.
Baldur’s Gate II’den ise, tam işlerin yoluna girdiğini düşünen biz, saldırıya uğruyor ve bir hücreye hapsediliyorduk. Irencisus üzerimizde deneyler yaparken, içinde bulunduğumuz kule istila ediliyor ve Baldur’s Gate 1’den de tanıyacağımız dostumuz Imoen bizi kurtarıyordu.
Yenilikler
Baldur’s Gate II’de yeni bir ırk bir sürü yeni Class ve Kit’ler bulunuyor. Yeni ırkımız Hal-Orc. Eğer fighter yada barbarian olmayı düşünüyorsanız ve zekanın değil bilek gücünün önemli olduğun düşünüyorsanız tam size göre bir ırk. Özellikle oyunun başlarını çok rahat geçeceğinizi garanti ediyorum. Ancak ileriki level’larda mage’in üstünlüğünü de kabul etmek lazım.
Oyunda seçebileceğiniz 3 tane yeni class bulunuyor. Bunlardan ilki Sorcerer. Her ne kadar Mage’ler gibi büyüleri ezberleyip akıllarında tutmalarına gerek olmasa da, Mage’lerden daha yavaş büyü öğreniyorlar. Scroll’lardan büyü ezberleyemiyorlar ancak büyüleri level atladıkça direkman kazanıyorlar. Kişisel fikrim Mage’den yana...
Monk da yeni gelen Class’lardan biri. Monk’lar zırh giyemiyorlar ve sadece tek elli silahlar kullanabiliyorlar (hem de bütün tek elli silahları değil, sadece thief silahlarını). Ancak zaten Monk’un kılıca gerek duyacağını zannetmiyorum çünkü kılıç gibi yumrukları var. Monk’larda ayrıca Paladin’de de bulunan Lay on Hand özelliği bulunuyor. Bence en güçlü Class’lardan birisi.
Üçüncü Class’ımız ise Barbarian. İşte tam Half-Orc ile gidecek bir class. Rage sayesinde aldığı +4 Strenght ve +4 Condition bonusları çok işinize yarayacaktır. Zaten Condution 19, bir de +4 eklenince ölümsüz gibi bir şey oluyorsunuz. Full Plate yada Plate Mail Armor giyemiyor, fakat zaten Condution almış başını gittiği için bunun pek önemli olduğunu sanmıyorum.
Baldur’s Gate’de neler oldu
Baldur’s Gate II’nin hikayesi birinci oyunun devamı niteliğinde. İlk oyunu oynayanlar bilir ki biz kötülük tanrısı Bhaal’ın çocuklarından biriyiz. Bhaal, Times of Trouble’ın geleceğini ve bunun tehlikesini fark ederek birçok kadınla beraber olup kendi çocuklarına, yani bir nevi kendi takipçilerine sahip oldu. Çünkü Times of Trouble sonunda tanrılar, kendilerine bağlı olan insanların gücü kadar güç sahibi olacaklardı. Ancak işler Bhaal’ın tahmin ettiği gibi gerçekleşmedi...
Oyunun sonunda biz, kötülük tanrısı olmaya çalışan Sareavak ile dövüşüp onu yeniyorduk ve oyun burada bitiyordu.
Baldur’s Gate II’den ise, tam işlerin yoluna girdiğini düşünen biz, saldırıya uğruyor ve bir hücreye hapsediliyorduk. Irencisus üzerimizde deneyler yaparken, içinde bulunduğumuz kule istila ediliyor ve Baldur’s Gate 1’den de tanıyacağımız dostumuz Imoen bizi kurtarıyordu.
Yenilikler
Baldur’s Gate II’de yeni bir ırk bir sürü yeni Class ve Kit’ler bulunuyor. Yeni ırkımız Hal-Orc. Eğer fighter yada barbarian olmayı düşünüyorsanız ve zekanın değil bilek gücünün önemli olduğun düşünüyorsanız tam size göre bir ırk. Özellikle oyunun başlarını çok rahat geçeceğinizi garanti ediyorum. Ancak ileriki level’larda mage’in üstünlüğünü de kabul etmek lazım.
Oyunda seçebileceğiniz 3 tane yeni class bulunuyor. Bunlardan ilki Sorcerer. Her ne kadar Mage’ler gibi büyüleri ezberleyip akıllarında tutmalarına gerek olmasa da, Mage’lerden daha yavaş büyü öğreniyorlar. Scroll’lardan büyü ezberleyemiyorlar ancak büyüleri level atladıkça direkman kazanıyorlar. Kişisel fikrim Mage’den yana...
Monk da yeni gelen Class’lardan biri. Monk’lar zırh giyemiyorlar ve sadece tek elli silahlar kullanabiliyorlar (hem de bütün tek elli silahları değil, sadece thief silahlarını). Ancak zaten Monk’un kılıca gerek duyacağını zannetmiyorum çünkü kılıç gibi yumrukları var. Monk’larda ayrıca Paladin’de de bulunan Lay on Hand özelliği bulunuyor. Bence en güçlü Class’lardan birisi.
Üçüncü Class’ımız ise Barbarian. İşte tam Half-Orc ile gidecek bir class. Rage sayesinde aldığı +4 Strenght ve +4 Condition bonusları çok işinize yarayacaktır. Zaten Condution 19, bir de +4 eklenince ölümsüz gibi bir şey oluyorsunuz. Full Plate yada Plate Mail Armor giyemiyor, fakat zaten Condution almış başını gittiği için bunun pek önemli olduğunu sanmıyorum.