Bazı oyunlar vardır; sadece reklamı sayesinde alınır; mesela Driv3r.
Oyun bize bir fazla şey sunmaz; fakat reklamları sayesinde satış rakamı
o satış rakamını gerçekten hak eden birçok oyundan daha yüksek olur.
Bazı oyunları ise grafikleri güzel diye alırız, ama eğlence yoktur.
Bazı oyunlar ise tam tersi; eğlenceli ama grafikleri kötü olur.
Örneğin; Amiga oynamış eski nesil bir oyuncuya sorun; "Sensible World
Of Soccer nasıl bir oyundu?" diye. Şimdiye kadar gelmiş en iyi futbol
oyunu diyecektir. Belki de dünyanın en iyi oyunu. Grafikleri zamanımıza
göre çok kötü olsa bile Fifa'dan kat kat zevkli olduğu tartışılamaz bir
gerçek. Aranızda bu oyunu oynayan varsa; şimdi beni onaylıyordur
mutlaka.
Peki ya BloodRayne? İlk oyunu ile pek bekleneni verememişti. Fakat çoğu
oyuncu baş karakterimiz olan vampire tutulmuştu. Grafik olarak vasattı
ve kısmen eğlenceli idi. Peki BloodRayne 2 nasıl?
Yapımcıları
anlamış olmalı ki (anlamamaları beklenemezdi zaten) bu vampir çok
tutuldu. Ve öyle bir baş karakter çıkartmışlardı ki "ölümüm senin
elinden olsun" denilesi bir karakterdi.. Bu karakter anlatılmaz,
yaşanırdı adeta. Tamam, karakter çok güzel. Ama iş burada bitmiyor.
Peki oyun nasıl? İşte esas sorumuz ve cevabı...
Güzel bir açılış
videosu. Seksi vampirimiz özel arabasından iniyor ve bir davet gibi
yere geliyor. İçeri giriyor. Öyle güzel bir müzik var ki; klasik
müzikte son nokta diyebiliriz. Kendimizi o müziğe kaptırıyoruz. O vakte
kadar her şey normal ve artık oyun başlıyor. Kan gövdeyi götürmek
üzere...
Oyun öncelikle; bir önceki oyuna göre çok çok daha
başarılı. Aynı Prince of Persia gibi bir oynanışa sahip. Tabii onun
verdiği zevki veremiyor ama bir önceki oyuna göre çok büyük ilerlemeler
var. Grafikler ve parlama efektleri olağanüstü. Bu muhteşem grafikleri
muhteşem ses efektleri süslüyor. Yapımcılarını kutlamamak elde değil.
Başına geçince en az 2 saat oynamadan bırakamıyorsunuz. 1 saat seksi
vampirimize bakıyor; 1 saat de; oyunu oynuyoruz.
BloodRayne 2
önceki oyununa göre çok daha uzun oynanışa sahip. Hareketler bitmek
tükenmek bilmiyor. Tabii bizim en çok kullanacağımız hareket; üçgen ve
kare tuşlarına aynı anda basarak yapabileceğimiz hareket. Bunun ne işe
yaradığını da şöyle söyleyeyim, vampirimiz düşmanın üzerine atlıyor ve
boynuna sarılıyor. Buraya kadar normal. Sonra ise yavaş yavaş
beslenmeye başlıyor seksi vampirimiz ve rakibin boynundan kan emiyor.
Bu olay bizim gücümüzü arttırırken rakibimizin de gücünü azaltıyor ve
haliyle rakibimiz ölüyor. O yüzden; hiç kara kara düşünüp de "Benim
gücüm azalıyor, nereden kan bulacağım" demeyin. Yemekleriniz
karşınızda. Ölümüm onun elinden olsun diyenlerdenseniz bir daha
düşünün. Çünkü üçgen ile kareye bir kere basıp çekmez basılı tutarsanız
boynuna atlıyor, yere fırlatıyor sonra kılıcı ile adamları veya
kadınları blendırdan geçmişe çeviriyor. Ortam kan gölü oluyor.
Tam
bu noktaya gelmişken; hem aşırı kanlı bir oyun yapısı olduğundan, hem
de vampirin çok ciddi dekolteleri olduğundan oyun 18 yaşından küçükler
için kesinlikle sakıncalı. Onlara bugünlerde çıkan Crash Twinsanity'yi
öneriyorum. Gerçi çok zor bir oyun ama bir platform oyunu ve çocuk
gelişimini bozacak bir yanı yok. Zaten çok yakında yine bendeniz,
Crash'ın incelemesini sizlere sunacağım. Bizi izleyin, sakın bir yere
ayrılmayın da dedikten sonra geçelim daha daha neler var oyunda...
Oyunda her bölüm, hatta her platform birbirinden farklı. Bölüm içleri
grafiklerdeki muhteşem parlamaların da yardımı ile çok çok başarılı
duruyor. Önümüze çıkan her şeyi parçalayabilmemiz de çok hoş. Asılı
olan bazı cisimlerin de dokunduğumuz anda geçek zamanlı olarak yere
düştüğünü görebiliyoruz. Fizik modellemesi gerçekten çok iyi oturmuş.
Peki ya zorluk ne durumda?
Oyun genel olarak kolay gibi görünse de başlangıçta zorluk seviyesi seçilememesi ve standart bir zorluk olması bir dezavantaj. Az önce de dediğim gibi genel olarak ortalama bir oyuncu iseniz fazla zorlanmazsınız ama bazen nereye gideceğinizi bulamıyorsunuz. Bazen de anlık olan çok ciddi zorluklar söz konusu. Save'i istediğimiz zaman yapamamamız, oyunda otomatik olarak checkpoint'lerin olması; bazen aynı yerleri tekrar tekrar oynamamıza neden oluyor ve bu bizi oyundan soğutabiliyor. Sabırsız biri iseniz ani zorluklar olabileceğinden ve bahsettiğim olaydan dolayı oyunu almamanız daha hayırlı gibi.
Diyelim ki merdiven yanındasınız. Çok zor olmadan; trabzana zıplıyorsunuz ve aşağıdaki rakiplerin yanına gitmek için sadece bir kere ileriye basmak yeterli. Trabzandan kayarken her türlü hareketi yapabiliyoruz. İşte oyunda bu tip çok hoş hareketler var ve daha da hoş olan şey ise, bu hareketlerin yapılması birbirinden kolay. Basit ve şık oynanış gerçekten de göz dolduruyor.
Oyun içinde çok sık ara videolar giriyor. Bu videoları izlemenizi öneririm. Çünkü çok keyifli ve oyunun içine girdiğiniz hissini verme konusunda epey başarılılar.
Oyun hakkında söylenecek şey çok. Seksi vampirimiz artık çok daha seksi. Çok hoş grafik ve ses öğeleri, bol kan, vahşet ve Playstation 2'nin sınırları... İşte BloodRayne 2 böyle anlatılabilir. Sizden ricam; durumunuz el verirse bu oyunu orijinal almanız. Oyunun yapımcılarını yazım içinde son kez tebrik ediyorum.
Yazardan not: PS2 sahibi olmayan arkadaşlara da benden bir öneri; gidin PS2 alın. Hazır fiyatlar da çok çok düşmüşken; gerçekten değer. Her ne kadar artık eskiyen bir alet de olsa; bu oyun ve GTA San Andreas gibi, PC'de çalışmak için süper sistem isteyecek oyunları hem şimdiden, hem de sorunsuz oynarsınız. Hem ne güzel, Burnout 3 gibi PC'ye çıkmayan oyunları da oynarsınız. PS3'ün çıkışı 2006 içinde, yani daha 1 seneden çok var. Bence bu tür oyunları seviyorsanız alın, değer. Tabii CM (artık FM) ve Call of Duty türünün dışındaki oyunlara oyun demem diyorsanız; almanız o kadar da gerekli değil.
Olcay'dan not: Oyunu hem görmek hem izlemek isteyenlere de iyi bir haber; BloodRayne film oluyor. Boll KG ve Brightlight Pictures tarafından yürütülmekte olan BloodRayne the Movie projesi, Alone in the Dark, House of the Dead gibi oyunların filmini yöneten Uwe Boll tarafından çekiliyor. Terminatör 3'te görüp sevdiğimiz sarışın güzel Kristanna Loken'in canlandırdığı BloodRayne filminde (sarışın? Rayne??) aynı zamanda Hindistan'ın ******'ü olarak nitelendirilen Gandhi'nin yaşamının çok başarılı biçimde anlatıldığı 1982 yapımı Gandhi filminin başarılı oyuncularından Richard Attenborough da bulunuyor (en iyi aktör oscarı kazanmıştı bu filmle kendisi.) Kill Bill, Reservuar Köpekleri, Resident Evil, Hızlı ve Öfkeli, Alone in the Dark ve House of the Dead filmlerinden ünlü aktör/aktrislerin de yer alacağı film beklemeye değer olacak gibi.
Oyun bize bir fazla şey sunmaz; fakat reklamları sayesinde satış rakamı
o satış rakamını gerçekten hak eden birçok oyundan daha yüksek olur.
Bazı oyunları ise grafikleri güzel diye alırız, ama eğlence yoktur.
Bazı oyunlar ise tam tersi; eğlenceli ama grafikleri kötü olur.
Örneğin; Amiga oynamış eski nesil bir oyuncuya sorun; "Sensible World
Of Soccer nasıl bir oyundu?" diye. Şimdiye kadar gelmiş en iyi futbol
oyunu diyecektir. Belki de dünyanın en iyi oyunu. Grafikleri zamanımıza
göre çok kötü olsa bile Fifa'dan kat kat zevkli olduğu tartışılamaz bir
gerçek. Aranızda bu oyunu oynayan varsa; şimdi beni onaylıyordur
mutlaka.
Peki ya BloodRayne? İlk oyunu ile pek bekleneni verememişti. Fakat çoğu
oyuncu baş karakterimiz olan vampire tutulmuştu. Grafik olarak vasattı
ve kısmen eğlenceli idi. Peki BloodRayne 2 nasıl?
Yapımcıları
anlamış olmalı ki (anlamamaları beklenemezdi zaten) bu vampir çok
tutuldu. Ve öyle bir baş karakter çıkartmışlardı ki "ölümüm senin
elinden olsun" denilesi bir karakterdi.. Bu karakter anlatılmaz,
yaşanırdı adeta. Tamam, karakter çok güzel. Ama iş burada bitmiyor.
Peki oyun nasıl? İşte esas sorumuz ve cevabı...
Güzel bir açılış
videosu. Seksi vampirimiz özel arabasından iniyor ve bir davet gibi
yere geliyor. İçeri giriyor. Öyle güzel bir müzik var ki; klasik
müzikte son nokta diyebiliriz. Kendimizi o müziğe kaptırıyoruz. O vakte
kadar her şey normal ve artık oyun başlıyor. Kan gövdeyi götürmek
üzere...
Oyun öncelikle; bir önceki oyuna göre çok çok daha
başarılı. Aynı Prince of Persia gibi bir oynanışa sahip. Tabii onun
verdiği zevki veremiyor ama bir önceki oyuna göre çok büyük ilerlemeler
var. Grafikler ve parlama efektleri olağanüstü. Bu muhteşem grafikleri
muhteşem ses efektleri süslüyor. Yapımcılarını kutlamamak elde değil.
Başına geçince en az 2 saat oynamadan bırakamıyorsunuz. 1 saat seksi
vampirimize bakıyor; 1 saat de; oyunu oynuyoruz.
BloodRayne 2
önceki oyununa göre çok daha uzun oynanışa sahip. Hareketler bitmek
tükenmek bilmiyor. Tabii bizim en çok kullanacağımız hareket; üçgen ve
kare tuşlarına aynı anda basarak yapabileceğimiz hareket. Bunun ne işe
yaradığını da şöyle söyleyeyim, vampirimiz düşmanın üzerine atlıyor ve
boynuna sarılıyor. Buraya kadar normal. Sonra ise yavaş yavaş
beslenmeye başlıyor seksi vampirimiz ve rakibin boynundan kan emiyor.
Bu olay bizim gücümüzü arttırırken rakibimizin de gücünü azaltıyor ve
haliyle rakibimiz ölüyor. O yüzden; hiç kara kara düşünüp de "Benim
gücüm azalıyor, nereden kan bulacağım" demeyin. Yemekleriniz
karşınızda. Ölümüm onun elinden olsun diyenlerdenseniz bir daha
düşünün. Çünkü üçgen ile kareye bir kere basıp çekmez basılı tutarsanız
boynuna atlıyor, yere fırlatıyor sonra kılıcı ile adamları veya
kadınları blendırdan geçmişe çeviriyor. Ortam kan gölü oluyor.
Tam
bu noktaya gelmişken; hem aşırı kanlı bir oyun yapısı olduğundan, hem
de vampirin çok ciddi dekolteleri olduğundan oyun 18 yaşından küçükler
için kesinlikle sakıncalı. Onlara bugünlerde çıkan Crash Twinsanity'yi
öneriyorum. Gerçi çok zor bir oyun ama bir platform oyunu ve çocuk
gelişimini bozacak bir yanı yok. Zaten çok yakında yine bendeniz,
Crash'ın incelemesini sizlere sunacağım. Bizi izleyin, sakın bir yere
ayrılmayın da dedikten sonra geçelim daha daha neler var oyunda...
Oyunda her bölüm, hatta her platform birbirinden farklı. Bölüm içleri
grafiklerdeki muhteşem parlamaların da yardımı ile çok çok başarılı
duruyor. Önümüze çıkan her şeyi parçalayabilmemiz de çok hoş. Asılı
olan bazı cisimlerin de dokunduğumuz anda geçek zamanlı olarak yere
düştüğünü görebiliyoruz. Fizik modellemesi gerçekten çok iyi oturmuş.
Peki ya zorluk ne durumda?
Oyun genel olarak kolay gibi görünse de başlangıçta zorluk seviyesi seçilememesi ve standart bir zorluk olması bir dezavantaj. Az önce de dediğim gibi genel olarak ortalama bir oyuncu iseniz fazla zorlanmazsınız ama bazen nereye gideceğinizi bulamıyorsunuz. Bazen de anlık olan çok ciddi zorluklar söz konusu. Save'i istediğimiz zaman yapamamamız, oyunda otomatik olarak checkpoint'lerin olması; bazen aynı yerleri tekrar tekrar oynamamıza neden oluyor ve bu bizi oyundan soğutabiliyor. Sabırsız biri iseniz ani zorluklar olabileceğinden ve bahsettiğim olaydan dolayı oyunu almamanız daha hayırlı gibi.
Diyelim ki merdiven yanındasınız. Çok zor olmadan; trabzana zıplıyorsunuz ve aşağıdaki rakiplerin yanına gitmek için sadece bir kere ileriye basmak yeterli. Trabzandan kayarken her türlü hareketi yapabiliyoruz. İşte oyunda bu tip çok hoş hareketler var ve daha da hoş olan şey ise, bu hareketlerin yapılması birbirinden kolay. Basit ve şık oynanış gerçekten de göz dolduruyor.
Oyun içinde çok sık ara videolar giriyor. Bu videoları izlemenizi öneririm. Çünkü çok keyifli ve oyunun içine girdiğiniz hissini verme konusunda epey başarılılar.
Oyun hakkında söylenecek şey çok. Seksi vampirimiz artık çok daha seksi. Çok hoş grafik ve ses öğeleri, bol kan, vahşet ve Playstation 2'nin sınırları... İşte BloodRayne 2 böyle anlatılabilir. Sizden ricam; durumunuz el verirse bu oyunu orijinal almanız. Oyunun yapımcılarını yazım içinde son kez tebrik ediyorum.
Yazardan not: PS2 sahibi olmayan arkadaşlara da benden bir öneri; gidin PS2 alın. Hazır fiyatlar da çok çok düşmüşken; gerçekten değer. Her ne kadar artık eskiyen bir alet de olsa; bu oyun ve GTA San Andreas gibi, PC'de çalışmak için süper sistem isteyecek oyunları hem şimdiden, hem de sorunsuz oynarsınız. Hem ne güzel, Burnout 3 gibi PC'ye çıkmayan oyunları da oynarsınız. PS3'ün çıkışı 2006 içinde, yani daha 1 seneden çok var. Bence bu tür oyunları seviyorsanız alın, değer. Tabii CM (artık FM) ve Call of Duty türünün dışındaki oyunlara oyun demem diyorsanız; almanız o kadar da gerekli değil.
Olcay'dan not: Oyunu hem görmek hem izlemek isteyenlere de iyi bir haber; BloodRayne film oluyor. Boll KG ve Brightlight Pictures tarafından yürütülmekte olan BloodRayne the Movie projesi, Alone in the Dark, House of the Dead gibi oyunların filmini yöneten Uwe Boll tarafından çekiliyor. Terminatör 3'te görüp sevdiğimiz sarışın güzel Kristanna Loken'in canlandırdığı BloodRayne filminde (sarışın? Rayne??) aynı zamanda Hindistan'ın ******'ü olarak nitelendirilen Gandhi'nin yaşamının çok başarılı biçimde anlatıldığı 1982 yapımı Gandhi filminin başarılı oyuncularından Richard Attenborough da bulunuyor (en iyi aktör oscarı kazanmıştı bu filmle kendisi.) Kill Bill, Reservuar Köpekleri, Resident Evil, Hızlı ve Öfkeli, Alone in the Dark ve House of the Dead filmlerinden ünlü aktör/aktrislerin de yer alacağı film beklemeye değer olacak gibi.