Son günlerde bir büyücünün her gün büyülerini ezberinde tutmak için
büyü kitabını tekrar tekrar açması gibi yeniden Dragonlance, Forgotten
Realms ve Ravenloft serilerini bilmem kaçıncı kez okuma seanslarına
başladım. Kitaplığımda şöyle bir yâd etmek amacıyla elime bir
Dragonlance kitabı almamla başladı her şey ve satırı satırına bilmeme
rağmen en sevdiğim bu 3 seriyi okuyorken buldum kendimi. Oyunlarla
ilgiliyseniz fantastik kitap okumak, RPG arayışına girmek demektir.
Sırf bu yüzden kim bilir kaç kişi Baldur's Gate, NWN, Elder Scrolls
serilerine aşina olmuştur. Yine alışkın olduğum bir RPG açlığı dönemine
girince arşivimin altını üstüne getirmeme rağmen (zaten defalarca
yeniden bitirdiğim için) bu açlığıma farklı bir tat ile karşılık
verecek bir oyun bulamadım. Belki Forgotten Realms'ta açlığımı
gidermeyi başarırım diyerek NWN 2 yükledim ancak onun bile hastalığım
için yeterli olmadığı ortadaydı. Baktım ki "oynanılası RPG'ler" arşivim
içerisinde bana deva yok; umudumu yitirmiş hâlde farklı bir tat
bulabilmek amacıyla yeni oyunlara göz atmaya karar verdim. Maalesef
güzel RPG'ler nadiren oyun piyasasına sunuluyor ve çıkan RPG'ler içinde
fantastik RPG oyunlarına pek rastlayamıyoruz. Bütün bu ümitsizlik
içerisinde bilgisayarıma Drakensang: The Dark Eye isimli bir oyun
kurdum. Bakalım hastalığımıza ne derece ilaç olabilmiş?
Kimler okumalı, kimler oynamalı?
İncelemeyi
okumak ve oyunu oynamak konusunda kararsızlık yaşayanlara not düşecek
olursak; fantastik romanlar konusunda fazla bilginiz yoksa ve
"Yüzüklerin Efendisi güzel filmdi; böyle elfler falan�" gibi bir
düşünceye sahipseniz ilginizi çekme ihtimali bulunan, fantastik
romanları seven ancak RPG'leri denememiş birisiyseniz sizin için güzel
bir başlangıç olabilecek, RPG konusunda tecrübesiz, kes-biç türü
oyunlar (Diablo, Sacred, Titan Quest vb.) dışında karmaşık göründüğü
için derin RPG oyunlarına bulaşmamış iseniz arayüz kolaylığı sayesinde
zorlanmayacağınız ancak diyaloglarıyla sizi sıkma ihtimali bulunan,
fantastik romanlara karşı ilgisiz ama RPG'leri seven bir oyuncu iseniz
oynayacağınız, fantastik romanlar, RPG'ler ve masaüstü FRP'leriyle
ilgiliyseniz bitirmeden kalkmayacağınız, "Raistlin aşağı, Drizzt
yukarı" kafayı fantastik evrenlerle bozmuş, RPG'leri hatim etmiş ve
masaüstü FRP'lerde günlerinizi harcamış iseniz birkaç karakter
sınıfıyla rol yapmayı, oyunu defalarca bitirmeyi ihmal etmeyeceğiniz
bir oyun sizleri bekliyor. Saydığımız sınıfların dışındakiler için oyun
sıkıcı, inceleme de gereksiz olabilir. Son sayfayı açarak puana göz
atabilir ve incelememizden kendinizi mahrum bırakabilirsiniz.
Rolümüz nedir?
Geçtiğimiz
senenin Almanya'da en iyi RPG'si seçilen ve başarısının ardından bu
sene İngilizce olarak piyasaya sunulan oyunumuz en başarılı Alman
masaüstü FRP'si The Dark Eye tabanında hazırlanmış ve kurallar da yine
bu oyun düzenince belirlenmiş. Ethra evreninde yer alıyoruz ve oyun
boyunca talan edeceğimiz alan Aventuria kıtasının Kosh bölgesiyle
sınırlı. Sınırlı dediysek bu alanın küçük olduğu anlamına gelmiyor;
kimi yerlerde uçsuz bucaksız gibi hissettirmeyi başarıyor harita
kendisini oyuncuya. Bölge hakkında şöyle bir genel bakış koyacak
olursak rol yapma unsurlarının birçoğunu içerdiğini söyleyebiliriz.
Satıcılardan rahiplere, büyücülere ve hatta dilencilere kadar
etkileşime girilebilecek birçok NPC, elf, cüce, insan ağırlıklı ırk
çeşitliliği ve bataklık, mahzen, kapital gibi türlüce gezilecek,
keşfedilecek yer mevcut.
Oyundaki rolümüz rol yapmak. Onuruyla ölüme gülümseyen bir savaşçıdan
kilit açma ve eskrim konusunda uzman bir korsana kadar birçok karakter
seçeneğine sahibiz. Oyunun başında karakterimizi yaratarak Ethra
dünyasına giriş yapıyoruz. Karakter yaratırken seçebileceğimiz ırklar;
Arap benzerliğiyle göze çarpan Tulamid, Viking esinlenmesi Thorwalian,
cüce, elf ve insan ırkları. Tulamid ırkından sadece Amazon sınıfını,
Thorwalian�dan ise sadece korsan sınıfını seçebiliyorken elf, cüce ve
insan ırklarında büyü ya da savaş ağırlıklı üçer çeşit sınıf tercihine
sahibiz. Cinsiyet seçimi de var ancak cücelerde dişi seçeneği
koyulmamış. Karakter sınıfları arasında öyle ahım şahım farklar yok;
tiplerinin değişik olması, "Stat" puanları, birkaç avantaj ve
dezavantaj dışında açık farklılıklar göze çarpmıyor. Zaten yarattığınız
karakter sınıfı ne olursa olsun; grubunuza aldığınız diğer
karakterlerle dengeleyebiliyorsunuz dezavantajlarınızı. Stat
farklılıklarında da genel olarak gözüme bir mantık hatası çarpmadı
ancak cücelerin büyüye karşı dayanıklılıklarının daha fazla olmasını
beklerdim. Gerçi önyargılı davranmadan önce The Dark Eye kurallarına
yeniden göz atmak daha tutarlı olacaktır.
Senaryoya baktığımızda
Hesinde Tapınağı'nın 87 yılda bir yeryüzüne çağırdığı Dragon Quest
(Ejderha Görevi) isimli bir görevin tema alındığını görüyoruz. Bu görev
oldukça geniş alt görevlere sahip ve temel amacımız bu görevi başarıyla
tamamlamak. Görevi tamamladığımız zaman Ejderhaavcısı Fendral'ın
Sihirli Kalkanı'na kavuşacağız. Ethra dünyasında sihirli eşyalar
oldukça nadir ve değerliler; bu nedenle ödülün ne denli cezp edici
olduğu ortada. Tabii ki bu görevi tamamlamak için oldukça deneyimsiz
olan kahramanımızı maceradan maceraya sürükleyerek göreve
hazırlamalıyız. Senaryo maalesef çoklu sona sahip değil; bu konuda
senaryonun bizi biraz kısıtladığını söyleyebiliriz. Eski dostumuz
Ardo'nun bizimle Ferdok'ta buluşmak istediğini belirten mektubuyla
başlayan maceramız görevler ve çeşitli rastlantılarla yanımıza
aldığımız yol arkadaşlarımızla daha da renkli hâle geliyor. Geçici
olarak grubumuza dahil olan karakterler olduğu gibi kalıcı olarak
grubumuzda faal olacak karakterlerle de karşılaşıyoruz. Tabii ki
karakterlerin farklı özellikleri var ve kalıcı olarak grubumuza katılan
tüm karakterlerin yeteneklerinden envanterlerine kadar kontrolü bizim
elimizde. Geçici olarak grubumuzda bulunan karakterler sadece belli bir
görev süresince yanımızda bulunduklarından envanterlerine ve
yeteneklerine karışma seçeneğimiz yok.
Görevlere
tadını kaçırmamak adına pek fazla girmek istemiyorum ancak ipin ucunu
tuttukça gelen bir ana görevimiz, bize bolca deneyim kazandırabilecek
yan görevlerimiz ve rol yapma adına sürprizlerle dolu küçük
görevlerimiz oynanış süresine epeyce katkıda bulunuyorlar.
Kuşanın kılıçları; seviye atlayacağız!
Savaş
anında benim bir RPG'de en sevdiğim özellik olan otomatik dondurma
(Auto-Pause) olaya karışıyor. Tabii istediğimiz zamanlarda da oyunu
durdurabiliyoruz. Böyle anlarda gözümüz öncelikle 3 adet aktif bara
kaymalı: Vitality - Astral Energy - Endurance. Vitality kalan sağlık
miktarımızı, Astral Energy "Mana" adını verdiğimiz büyü enerjimizi
temsil ediyor. Endurance kelime anlamı olarak dayanıklılığı ifade etse
de oyunumuzda görevi biraz daha farklı. Aktif ve pasif savaş
yeteneklerine sahibiz; pasif yetenekler karakterimize sürekli olarak
bazı avantajlar sağlarken aktif savaş yeteneklerini savaş anında belli
bir Endurance miktarı harcayarak kullanıyoruz. Büyücüler için ise
Endurance görevini Astral Energy yerine getiriyor. Büyüler için FRP
dostlarının gayet iyi bildiği gibi konsantrasyon sürecine ihtiyaç var
ve gruptaki büyücü büyüsünü yapmaya hazırlanırken konsantrasyonunun
bozulmaması amacıyla onu arkada tutmak gerekli.
Madem strateji konusuna girdik; birkaç tavsiyede bulunmanın da zararı
olmayacaktır. "Ctrl" tuşu ile sıralı komutlar verebiliyoruz ve çok
kullanışlı olduğunu oyun esnasında daha iyi anlıyorsunuz. Oyunun göze
batan en büyük eksisi karakterlerin yapay zekâları maalesef. Komut
vermeyip de "saldım çayıra, haydi bakayım!" derseniz hataya düşersiniz.
Karakterlerimiz biraz afallamış hâlde gezdikleri için otomatik
saldırıları çoğu zaman saçmalayabiliyor. Arada 2 metre varken önüne
geçen varmış gibi bekleyeni mi dersin, düşman saldırırken gözlerinde
romantizme dalanı mı dersin; birçok hatayla karşılaşılabiliyor savaş
anlarında. Bu hatayı atladıktan sonra grubunuzda kilit açma ve
tuzakları tespit etme yeteneklerini hatim etmiş birisini bulundurmanızı
tavsiye ediyoruz. Kilitler ve tuzaklar bol miktarda bulunduğu ve
güzelim kilitli kasayı kenarda öyle bırakmak adama çok koyduğu (!) için
tavsiyemizi dikkate alsanız iyi olur.
Düşmanlarımız
yalnızca fiziksel hasar vermiyor; zehir, yaralanma gibi ölümcül
etkilere sahip hatıralar da bırakıyorlar bedenimizde. Yaralarımızı
bandaj ve şifalı otlarla tedavi etmeye çalışırken zehir etkisine karşı
şifalı otlardan ve karışımlardan faydalanıyoruz. Tabii bunların
hiçbirisiyle uğraşmayıp grubunuzda iyileştirme yetenekleri güçlü bir
büyücünüz varsa ondan yardım alabilirsiniz. Ancak benim tavsiyem,
hepsini birden tedarik ederek büyücünüz savaş esnasında yere yığılacak
olursa bile kendi kendinize yetebilecek kadar tedbirli davranmanız.
Yara aldığımız zaman hasar alma ihtimalimiz artış gösteriyor, aldığımız
hasar miktarı da yükseliyor ve yaramız 4. kademeye kadar ilerlerse
ölümcül yara nedeniyle yere yığılıyoruz. Zehir etkisi kalıcı bir etki
ve bizi zehirleyen düşmana göre zehir kademesi farklılık gösteriyor.
Stat puanlarımıza yansıyan bu etki oldukça dezavantajlara mal oluyor
bizim için ve bir an önce iyileştirilmesi gerekiyor. Grubumuzdakilerin
hepsi birden savaş esnasında yere yığılırsa son kayıtlı oyunumuzu açıp
aynı hataya düşmemeye çalışıyoruz. Diyelim ki savaş esnasında tüm
düşmanlarımızı yere serdik; o zaman otomatik olarak Vitality, Astral
Energy ve Endurance değerlerimiz hızla dolmaya başlıyor. Tüm düşmanlar
etkisiz hâle getirildiğinde ayakta kalan tek karakterimiz bile varsa
yere yığılmış grup üyeleri ağır yaralı olarak kalkıyorlar ve ağır ağır
yürümeye devam ediyorlar. Etrafta düşman olmadığı için onları
rahatlıkla tedavi edebiliyoruz bu durumda.
Kazmalar elimizde, kürekler belimizde�
Koskoca
adam sadece kılıç tutmayı mı biliyor? O kadar zaman elini çiçeğe
böceğe, ormana oduna, madene demirciliğe atmamış mı? İşte bu aşamada
yeteneklerimiz dahil oluyor olaya. Bir büyücünün ya da şifacının
hazırladığı karışımlar, bir cücenin el emeğiyle dünyaya sunduğu zırh ve
silahlar, bir hırsızın ceplere el atma becerisi gibi birçok kavram
elbette ki FRP içinde büyük yer tutar. Oyunumuzun tam bir RPG olmayı
başardığı noktalardan birisi de bu. Az sayıdaki gereksiz yeteneklerin
dışında oyuna büyük renk katan sosyal, çevresel yetenekler bulunuyor
oyunda. Simyacılık, demircilik, yay işçiliği gibi kendi silahımızı,
malzememizi kendimizin hazırlayabileceğiz ve hatta emeğimizi paraya
dönüştürebileceğimiz yetenekler geliştirebiliyoruz. Bu yetenekler doğal
olarak demircilik için kömür, simyacılık için otlar, yay işçiliği için
odun türevleri gibi bazı malzemelere ihtiyaç duyuyor. Bunları da
istersek satın alarak istersek kendimiz toplayarak tedarik
edebiliyoruz. Örneğin simyacılık için bazı otlara ihtiyacımız var;
haritamızdaki yeşil noktalardan "Plant Lore" yeteneğimizle otları
toplayabiliyoruz. "Animal Lore" yeteneğimiz sayesinde öldürdüğümüz
hayvanların cesetlerini deşerek deri vs. malzemeler elde etme,
insanların ceplerindeki özel eşyalarına şöyle bir göz atma (!),
kilitleri açma şansına da sahibiz. Özellikle hırsızlığı tavsiye
ediyorum oyunda. (Çok faydalı bir tavsiye oldu.) Şehirdeki korumalar
dahil herkesi soyabilirsiniz ancak her kuşun eti yenmez misali bazı
kişiler hemen ceplerine el uzattığınızı fark edip söylenmeye
başlıyorlar. Para derdinizi ortadan kaldırmasının yanında eğlence
katsayınıza büyük bir ekleme yapacağından emin olabilirsiniz.