Oyundaki araç kontrolleri genel olarak rahat olsa da, sanki araçlar biraz fazla kayıyorlar. Buna karşın araçların en çıkılmaz denilen yerleri bile çıkabilmeleri, tabii ki altınızdakinin araziye uygun araç olması lazım, oyunun akıcılığını kuvvetlendiriyor. Oyunda sürekli tepelerden, dağlardan gitme ihtimalimiz bulunduğu için araçların güçlü motorlara sahip olmaları avantaj olmuş.
Araçların çok çabuk en son hıza yükselmeleri ve son hızlarında da rahatlıkla kontrol edilmeleri (bu gerçek dışı bir olaydır) sebebiyle, oyunda genelde son sürat ilerliyoruz ve bu durumda da aracınızın motor sesi insanın kulağını tırmalıyor. Araçların teker sesleri ise kumlu arazide farklı, otlak arazide farklı çıkıyor ve araziden araziye aracımızın hızı düşüyor, buna bağlı olarak oluşan motor sesindeki değişiklikler ise iyi ayarlanmış.
Tüm yarış boyunca tek bir müziğin çalması ise rahatsız edici. Çalan müzik her ne kadar başlarda insanın hoşuna gitse de, bizleri atmosfere daha iyi adapte etse de, bir kaç vuruştan oluşturulmuş bir müziğin tüm yarış boyunca arka fonda bize eşlik etmesi, bundan çok daha iyilerini görmüştük dememize sebep oluyor. Yarışmadığımız zamanlarda çalan müzik ise, bize yarıştığımız anda çalan müziği özlettiriyor. Aracımızın sesi yüzünden neredeyse duyulmayacak bir tonda çalan müziğin varlığıyla yokluğu bizler için pek de fark etmiyor.
Oyunda zaman kavramı mevcut, ancak çok hızlı ilerliyor. Bunun haricinde dağlık arazide güneşin doğuş ve batış vakitlerinde oluşan manzara oyuna çok iyi yansıtılmış. Oyunun grafikleri göze hoş gelse de bazı hatalar gözden kaçmıyor. Örneğin bazı arazilerde aracın tekerlekleri yarısına kadar zemine gömülüyor, ya da her ne kadar etrafta etkileşime girecek cisim az olsa da, bazı cisimlerin içinden geçebiliyoruz. Oyunun büyük bir bölümünü kaplayan otlak arazi üzerinde ise neredeyse hiç durulmamış. Otların içinden geçerek yolumuzda ilerlerken ne bir oynama ne bir yana savrulma, otlardan hiç bir tepki göremiyoruz. Yani sadece görüntüleriyle mevcutlar.
Oyundaki araçlarımızın ve sürücümüzün üstünde çok ufak değişiklikler yapmamız mümkün. Örneğin aracımızın body rengini değiştirebiliyoruz, sürücümüzün giyim kuşamını beğenmediysek biraz değiştirebiliyoruz. Ancak bunlarda oyunu oynadıkça açılan özellikler.
Oyunun belki de en büyük artısı içerdiği birbirinden farklı yarış türleri ve oyuncuya sunduğu çok sayıda kariyer yarışı imkanı ve motosikletlerden, ATV'lere birbirinden farklı onlarca araç. Zaten bu özelliklerde olmasa oyunun hiç cazip tarafı olmayabilirdi. Çünkü gerçekten çöl ortamı insanı sıkıyor.
DENEMEKTEN ZARAR GELMEZ
Eğer şehir hayatından bunaldıysanız, bir takım güzel manzaralar görmek yabani bir arazide gezintiye çıkmak istiyorsanız ve bu alanlarda dakikalarca amaçsız bir şekilde gezinirim diyorsanız, Fuel tam size göre. Şuan piyasa da doğru düzgün bir yarış oyununun bulunmadığını da düşünürsek ve yarış oyunu açlığınız zirve yapmışsa, uygun fiyatını da göz önünde bulundurarak Fuel'i denemeyi düşünebilirsiniz. Ama unutmayın oyunda gezecek çok yer, keşfedecek az şey var.
Araçların çok çabuk en son hıza yükselmeleri ve son hızlarında da rahatlıkla kontrol edilmeleri (bu gerçek dışı bir olaydır) sebebiyle, oyunda genelde son sürat ilerliyoruz ve bu durumda da aracınızın motor sesi insanın kulağını tırmalıyor. Araçların teker sesleri ise kumlu arazide farklı, otlak arazide farklı çıkıyor ve araziden araziye aracımızın hızı düşüyor, buna bağlı olarak oluşan motor sesindeki değişiklikler ise iyi ayarlanmış.
Tüm yarış boyunca tek bir müziğin çalması ise rahatsız edici. Çalan müzik her ne kadar başlarda insanın hoşuna gitse de, bizleri atmosfere daha iyi adapte etse de, bir kaç vuruştan oluşturulmuş bir müziğin tüm yarış boyunca arka fonda bize eşlik etmesi, bundan çok daha iyilerini görmüştük dememize sebep oluyor. Yarışmadığımız zamanlarda çalan müzik ise, bize yarıştığımız anda çalan müziği özlettiriyor. Aracımızın sesi yüzünden neredeyse duyulmayacak bir tonda çalan müziğin varlığıyla yokluğu bizler için pek de fark etmiyor.
Oyunda zaman kavramı mevcut, ancak çok hızlı ilerliyor. Bunun haricinde dağlık arazide güneşin doğuş ve batış vakitlerinde oluşan manzara oyuna çok iyi yansıtılmış. Oyunun grafikleri göze hoş gelse de bazı hatalar gözden kaçmıyor. Örneğin bazı arazilerde aracın tekerlekleri yarısına kadar zemine gömülüyor, ya da her ne kadar etrafta etkileşime girecek cisim az olsa da, bazı cisimlerin içinden geçebiliyoruz. Oyunun büyük bir bölümünü kaplayan otlak arazi üzerinde ise neredeyse hiç durulmamış. Otların içinden geçerek yolumuzda ilerlerken ne bir oynama ne bir yana savrulma, otlardan hiç bir tepki göremiyoruz. Yani sadece görüntüleriyle mevcutlar.
Oyundaki araçlarımızın ve sürücümüzün üstünde çok ufak değişiklikler yapmamız mümkün. Örneğin aracımızın body rengini değiştirebiliyoruz, sürücümüzün giyim kuşamını beğenmediysek biraz değiştirebiliyoruz. Ancak bunlarda oyunu oynadıkça açılan özellikler.
Oyunun belki de en büyük artısı içerdiği birbirinden farklı yarış türleri ve oyuncuya sunduğu çok sayıda kariyer yarışı imkanı ve motosikletlerden, ATV'lere birbirinden farklı onlarca araç. Zaten bu özelliklerde olmasa oyunun hiç cazip tarafı olmayabilirdi. Çünkü gerçekten çöl ortamı insanı sıkıyor.
DENEMEKTEN ZARAR GELMEZ
Eğer şehir hayatından bunaldıysanız, bir takım güzel manzaralar görmek yabani bir arazide gezintiye çıkmak istiyorsanız ve bu alanlarda dakikalarca amaçsız bir şekilde gezinirim diyorsanız, Fuel tam size göre. Şuan piyasa da doğru düzgün bir yarış oyununun bulunmadığını da düşünürsek ve yarış oyunu açlığınız zirve yapmışsa, uygun fiyatını da göz önünde bulundurarak Fuel'i denemeyi düşünebilirsiniz. Ama unutmayın oyunda gezecek çok yer, keşfedecek az şey var.