Bundan seneler evveliydi. Önce komik olduğunu, sonra bizim gibi olduğunu, sonra da aslında onun gibi olmak istediğimizi fark ettiğimiz bir karakterle tanıştık. Hatta tek bir karakterle değil, annemizle, babamızla, kardeşimizle, oğlumuzla ve kızımızla tanıştık.
Doğru cevap, “The Simpsons” ile tanıştık.
Sene 1989 ve ilk bölümüyle yayınlanmaya başlayan bir çizgi dizi bütün değerleri altüst etti. İki sezondur yayınlanmakta olan Evli ve Çocuklu (Married With Children) ile hayatı durdurmaya yetti. Kısaca “The Flintstones” ile kurulan hayallere gerçekçi bir çimdik attı. Sadece aile için yaşamak ama bunu olabilecek en absürd şekilde anlatmak üzerine kurulu diziler. Bilemiyorum, hala muhteşemler ve hala daha iyisi yapılamadı. Binlerce kez yayınlansalar da seyretmeyeceğini iddia edebilecek kadar cesur biri var mı?
Neyse, asıl konumuza dönelim. Şimdi “The Simpsons: Hit & Run” ile bilgisayarlarımızda bu çılgın ailenin kontrolünü elde edebiliyoruz. Homer ile sağa sola tekme atabilir, Bart ile azıp, Lisa ile mantık yürütebilir ve tabi ki Marge olarak görev dağıtabiliriz. Maalesef ki oyunda Maggie yok ama kim sürekli emzikle oynanılacak bir bölüm yapardı ki? Ben sadece grafik olarak oyunda bulunmasını isterdim ama olmamış, bu da kabulümüz. Oyun tamamen üç boyutlu olarak tasarlanmış. Giriş demosunun bile ilk on saniyesinden sonrasında Homer’ın gazabına uğrayacak olan arı hemen üç boyutlu hale geliyor. Bunu bir eksik gibi algılamanızı istemiyorum ama şahsen ben en azından ara videolarda, Ninja Kaplumbağalar’ın son oyunundaki gibi çizgi roman havasında görüntüler görmek, orjinal diziden bölümler izlemek isterdim. Gene diyorum, hiç kuşkusuz bu da kabulümüz.
Oyunda Springfield kasabası tamamen aslına uygun olarak korunmuş. Bizim dizide görmediğimiz ama çizim aşamasında kullanılan haritalardan faydalanılmış ve yollar ile yapılan aynen muhafaza edilmiş. Daha oyunun ikinci bölümünde Lisa ile uğraşırken bunu fark ediyorsunuz zaten aslında. Kwik-E-Mart’a geldikten sonra sağdan ikinci sokak Lisa’nın okulu. Burada yaşamak isteyenler el kaldırsın diyesim geldi. Simpsons gerçekten aklımızdaki halleriyle (tabi ki üç boyutlu olarak) canlandırılmışlar. Eksikliklerini hissetmiyorsunuz çünkü canlandırılırken orjinal sesleri kullanılmış. Dizinin yapımcısı Matt Groening’de oyunun hazırlama ve kontrol kadrosunda tepede yer alıyor. Bütün ana karakterlerin sesleri dizideki aktörler getirilerek hazırlanmış. Hiçbirisi diziden alıntı değil yani.
Gelelim amacımıza. Oyunda amaç sadece orada varolan bir nokta. Biz araba sürüyoruz, koşturuyoruz, zıplıyoruz ve kasabada geziniyoruz. Genel olarak bir yarış oyunu ile platform kırması bir yapıya macera eklenmiş bir durum yani. Muhteşem bir eğlence olduğunu gözümü kırpmadan söyleyebilirim.
Oyunda ortalama ellinin üzerinde bölüm, kırk kadar farklı araç, dört kişiye kadar da çoklu oyuncu imkanı var. Lafı bile suratımı geriyor açıkçası, gülümsüyorum. Bundan seneler sonrasını düşünün. Sizin çocuklarınızı ya da hali hazırda çocuğu olanlar torunlarını. Onlara “The Simpsons” gerçeğini anlatmak için bir de bu oyunu deneyebileceğinizi unutmayın. Bırakın oynamayı, tam arşivlik bir yapım. Nasılsa dizisi ulaşabileceğimiz bir yerde, oyununu da alıp bir kenara koyun. Bazı şeyler değerinden asla kaybetmez, neyse ki bu da öyle bir durum. Ne demiş Homer; “Ooooooooo... Donut....”
Resimler:
Doğru cevap, “The Simpsons” ile tanıştık.
Sene 1989 ve ilk bölümüyle yayınlanmaya başlayan bir çizgi dizi bütün değerleri altüst etti. İki sezondur yayınlanmakta olan Evli ve Çocuklu (Married With Children) ile hayatı durdurmaya yetti. Kısaca “The Flintstones” ile kurulan hayallere gerçekçi bir çimdik attı. Sadece aile için yaşamak ama bunu olabilecek en absürd şekilde anlatmak üzerine kurulu diziler. Bilemiyorum, hala muhteşemler ve hala daha iyisi yapılamadı. Binlerce kez yayınlansalar da seyretmeyeceğini iddia edebilecek kadar cesur biri var mı?
Neyse, asıl konumuza dönelim. Şimdi “The Simpsons: Hit & Run” ile bilgisayarlarımızda bu çılgın ailenin kontrolünü elde edebiliyoruz. Homer ile sağa sola tekme atabilir, Bart ile azıp, Lisa ile mantık yürütebilir ve tabi ki Marge olarak görev dağıtabiliriz. Maalesef ki oyunda Maggie yok ama kim sürekli emzikle oynanılacak bir bölüm yapardı ki? Ben sadece grafik olarak oyunda bulunmasını isterdim ama olmamış, bu da kabulümüz. Oyun tamamen üç boyutlu olarak tasarlanmış. Giriş demosunun bile ilk on saniyesinden sonrasında Homer’ın gazabına uğrayacak olan arı hemen üç boyutlu hale geliyor. Bunu bir eksik gibi algılamanızı istemiyorum ama şahsen ben en azından ara videolarda, Ninja Kaplumbağalar’ın son oyunundaki gibi çizgi roman havasında görüntüler görmek, orjinal diziden bölümler izlemek isterdim. Gene diyorum, hiç kuşkusuz bu da kabulümüz.
Oyunda Springfield kasabası tamamen aslına uygun olarak korunmuş. Bizim dizide görmediğimiz ama çizim aşamasında kullanılan haritalardan faydalanılmış ve yollar ile yapılan aynen muhafaza edilmiş. Daha oyunun ikinci bölümünde Lisa ile uğraşırken bunu fark ediyorsunuz zaten aslında. Kwik-E-Mart’a geldikten sonra sağdan ikinci sokak Lisa’nın okulu. Burada yaşamak isteyenler el kaldırsın diyesim geldi. Simpsons gerçekten aklımızdaki halleriyle (tabi ki üç boyutlu olarak) canlandırılmışlar. Eksikliklerini hissetmiyorsunuz çünkü canlandırılırken orjinal sesleri kullanılmış. Dizinin yapımcısı Matt Groening’de oyunun hazırlama ve kontrol kadrosunda tepede yer alıyor. Bütün ana karakterlerin sesleri dizideki aktörler getirilerek hazırlanmış. Hiçbirisi diziden alıntı değil yani.
Gelelim amacımıza. Oyunda amaç sadece orada varolan bir nokta. Biz araba sürüyoruz, koşturuyoruz, zıplıyoruz ve kasabada geziniyoruz. Genel olarak bir yarış oyunu ile platform kırması bir yapıya macera eklenmiş bir durum yani. Muhteşem bir eğlence olduğunu gözümü kırpmadan söyleyebilirim.
Oyunda ortalama ellinin üzerinde bölüm, kırk kadar farklı araç, dört kişiye kadar da çoklu oyuncu imkanı var. Lafı bile suratımı geriyor açıkçası, gülümsüyorum. Bundan seneler sonrasını düşünün. Sizin çocuklarınızı ya da hali hazırda çocuğu olanlar torunlarını. Onlara “The Simpsons” gerçeğini anlatmak için bir de bu oyunu deneyebileceğinizi unutmayın. Bırakın oynamayı, tam arşivlik bir yapım. Nasılsa dizisi ulaşabileceğimiz bir yerde, oyununu da alıp bir kenara koyun. Bazı şeyler değerinden asla kaybetmez, neyse ki bu da öyle bir durum. Ne demiş Homer; “Ooooooooo... Donut....”
Resimler:
This image has been resized. Click this bar to view the full image. The original image is sized 800x600 and weights 47KB. |