Korkunun Sınırlarını Zorlamaya Hazır Mısınız?
Dead Space
bilindiği üzere EA'in yeni bilim kurgu-korku oyunu. Uzun zamandır
oyundan hiç bir haber alamadığımız gibi, hiç bir yerde yeni ekran
görüntülerine bile ulaşamadığımız yapım hakkında endişelenmeye
başlamıştık. Fakat EA, her dönem yaptığı bahar etkinliklerinde Dead
Space'in bir çok detayını açıklığa kavuşturdu ve bize de bunları size
aktarmak düştü. Bakalım oyun gerçekten bizleri etkileyebilecek mi?
Uzayda Dehşet
Oyunun
pre-alpha demosu yayınlandığında gördüğümüz ilk nokta ana karakterimiz
oldu. İsmi Isaac Clarke ve Ishimura adlı bir uzay gemisinin
koridorlarında terkedilmiş halde. Ishimura nedir diyecek olursanız da,
oyunun genel konusunu oluşturan ve uzaylılar tarafından işgal edilmiş
bir kazı - araştırma uzay gemisi diyebilirim. Isaac ve ekibi bu gemiye
olanları araştırmak üzere gönderilmişler. Fakat dediğim gibi oyuna
başladığımızda yalnız başımıza olacağız. Neler olduğunu bulmak da bize
düşüyor. Tabi kalbiniz buna izin verirse. Ne de olsa oyunumuz bir korku
oyunu ve EA bizleri korkutmak adına birçok şeyi deneyecek gibi
görünüyor. Zaten oyun başladığında ne yazık ki yalnızca 90 saniye
yetecek kadar oksijene sahipsiniz ve acilen yapacak bir şeyler bulmanız
gerekiyor. Yani oyunun demosu da gayet hızlı başlıyor. Aslında
içerisinde bulunduğunuz gemi size oksijen sağlayabiliyor, fakat geminin
kaza geçirdiğini ve ikiye bölündüğünü gördüğünüzde neden havaya
ihtiyacınız olduğunu anlıyorsunuz. Dead Space’in genel işleyişinde de
oksijen ihtiyacınızı karşılamak adına çevreye dağılmış durumda olan
hava kutularını bulmanız gerekecek. Ayrıca kendinizi gemiye bağlı
buluyorsunuz. Isaac neredeyse oyun boyunca hep geminin tabanına bağlı
durumda. Bu bağlılık oyunun birçok bölümünde ihtiyacınız olan eşyaları
almanıza ya da bir platformdan diğer platforma geçmek ve bulmacaları
çözmek gibi işleri de göreceğinden sıkça kullanılacak gibi duruyor.
Yer çekimi
uzay boşluğunda hiç bulunmadığından, tabana bağlı olarak bir çok
yerçekimsiz ortam hareketine başvurabiliyoruz. Büyük boşluklardan
karşıya atlamak gibi eylemler için bolca haşır neşir olacağız yani.
Konunun daha ilginç bir tarafına değinecek olursak eğer, bu tabana
bağlı olma durumu da başlı başına bir bulmaca diyebilirim. Yerçekimini
yeniden kazanabilmek adına etraftan bataryalar toplamak ve bunları eski
yerlerine yerleştirmek zorundayız. Zaten gemiye bağlı olduğunuz süre
boyunca, oradan oraya muhteşem atlayışlar gerçekleştirmemiz de biraz
zor görünüyor. Biraz şans, biraz da iyi hedefleme ile büyük sıçrayışlar
yapmak mümkün olabiliyor. Bunların haricinde Isaac, giydiği elbisenin
kendisine verdiği bir özel yeteneğe de sahip. Bu yeteneğin adı Kinesis
ve tahmin edebildiğiniz gibi uzaktaki objeleri almaya yarıyor. Ayrıca
bu yeteneğin bir de saldırı amaçlı kullanım yönü var ki, aldığınız
eşyaları düşmanlarınızın kafasına kafasına vurabilmenize izin veriyor.
Kulağa eğlenceli geliyor değil mi?
Karanlığın Sessizliği
Dead
Space'in uzayda geçtiğini artık anlamışsınızdır. Uzay gemisini
uzaylıların işgal ettiğini de söylemiştik. Yani basit bir mantıkla
oyunda düşmanlarımızın uzaylılar olduğu fikrine kapılabiliyoruz ve
yanıldığımızı anlıyoruz. Çünkü bir diğer düşmanımız hastalık bulaşmış
insanlar olacak ki, kendileri belki de en rahatsız edici görünüşe sahip
düşmanlarımız olacak diyebilirim. Ayrıca uzaylılara yalnızca uzaylılar
gözüyle bakmak bizi oldukça yanıltacaktır. Yapay zekaları şöyle iyi
böyle iyi demektense, nasıl işlediğini anlatırsam sanırım daha
açıklayıcı olacaktır.
Düşmanlarımız
kesinlikle onlara ne yönden ve nasıl saldırdığınızı anlayabiliyor, ona
göre taktikler geliştiriyorlar. Yani bir yaratığı kafasından
vurduğunuzda bu kez kopan kafasının yerinden dışarıya küçük yaratıklar
salgılayacak ve kafasız şekilde üzerinize gelmeye devam edecek. Bu
sırada da küçük yaratıklar etrafınızı saracaklar ve neyle
uğraşacağınızı şaşıracaksınız. Eğer siz onu ayağından vurmaya
kalkarsanız, bacakları kopan yaratığımız yerde sürünerek üzerinize
gelecek. Eğer oyunda bir süre boyunca aynı yaratıkları aynı şekilde
öldürmeye devam ederseniz, size karşı olan tutumlarını değiştirecekler.
Fakat her yaratığın bir zayıf noktası olacak ve eğer hayatta kalmak
amacı güdüyorsanız, bunları en kısa zamanda öğrenmeniz şart olacak.
Her
oyunda olduğu gibi Isaac'ın da kendisine oyun boyunca yardımcı olacak
bir kaç temel eşyası bulunuyor. Örneğin bir kazı aletimiz var ve
kendisi yay ve ok mantığı ile çalıştığından en temel silahımız olmaya
aday görünüyor. Bu silahla dikey ya da yatay şekilde saldırabilecek, bu
sayede de her yaratığın başka bir noktasına ateş edebilme yeteneğine
sahip olacaksınız. Ayrıca aynı Kinesis modülü gibi bir modül daha bulma
şansınız var ve bu modülde (Statis modülü) zamanı yavaşlatarak
etrafınızdaki her yaratığın hareketlerini minimum hıza düşürecek. Bu
sayede sıkıştığınız ya da tuzağa düştüğünüz anlarda kaçabilme şansınız
olacak. Oyun zaten sürekli olarak duvarların arkasında neler olduğunu
merak etmeniz, gemiyi araştırmanız ve işlerin kötüden nasıl bir hızla
olabilecek en kötüye dönüştüğünü gözlerinizle görmeniz ile geçecek. Bu
eşyalara bir de bağlı olduğumuz kilidi eklersek temel eşyalar konusunu
da kapatabiliriz.
Ufuk Faciası
Oyun
yapımcıları korku düzeyini artırabilmek adına, gözleri rahatsız
edebilecek her şeyi ekrandan kaldırmışlar. Yani ne bir sağlık
göstergesi ne mermi sayınız oyunda gözükmeyecek. Eğer bir eşyayı almaya
kalkarsanız, holografik bir görüntü oluşacak ve ardından kaybolacak. Bu
sistem bana oldukça mantıklı geliyor, çünkü karanlık bir odaya
girdiğinizde eşyaları bulmanız çok daha basit ve oyunun hızı da hiç
kesilmiyor. Bir eşyanın yanına geldiğinizde holografik görüntü size
eşya ile ilgili bilgileri sayarken siz tek tuş ile alabilir ve oyuna
hızla devam edebilirsiniz. Oyunda sağlık barınızın azaldığını
omurganızdan, Stasis ya da hava ihtiyacınızı da omuzlarınızdan
anlayabileceksiniz.
Oyunda ölmek pek de zor değil, fakat eğer
basit bir ölüm animasyonu bekliyorsanız yine şaşıracağınızı
söyleyebilirim. Karşınızdaki yaratıkların sizin nerenize saldırdığına
bağlı olarak, bacağınız kopacak, kafanız ortadan ikiye ayrılacak,
beliniz kırılacak. Hatta ve hatta sizi komple tek lokmada yutabilecek
düşmanlara da sahibiz. Tabi bu animasyonlar sadece Isaac için geçerli
değil, düşmanlarımızı da daha önce belirttiğim gibi farklı noktalardan
vurduğunuzda alacakları hasar ve ölüm animasyonları sürekli değişecek.
Yani EA oyunun şiddet ve vahşet içeren sahnelerini oldukça abartmış,
ama umuyoruz ki başları bu konudan dolayı ağrımaz. Kopan kollar
bacaklar görmek belki bizler üzerinde büyük etkiler bırakmıyor olsa da,
yaş olarak ufak insanlar için biraz daha sakıncalı gibi geliyor.
Dead Space,
uzun süren sessizliğin ardından benim üzerimde iyi bir izlenim bıraktı
diyebilirim. Zaten oyun piyasasının bu tür oyunlara ihtiyacı olduğunu
da biliyoruz. Her ne kadar EA yapımcı olduğundan biraz da olsa temkinli
yaklaşıyor olsak da, dar ve karanlık koridorlardan gelen sürünme
sesleri, neredeyse hiç durmayacak gibi görünen hareketliliği ve demoda
gördüğümüz kadarıyla başarılı atmosferi ile doğru yolda olduğunu
söylememiz zor değil. Umuyoruz ki EA bizi şaşırtır ve yıllardır
yapamadığını yaparak bizlere bir klasik sunmayı başarır.
Dead Space
bilindiği üzere EA'in yeni bilim kurgu-korku oyunu. Uzun zamandır
oyundan hiç bir haber alamadığımız gibi, hiç bir yerde yeni ekran
görüntülerine bile ulaşamadığımız yapım hakkında endişelenmeye
başlamıştık. Fakat EA, her dönem yaptığı bahar etkinliklerinde Dead
Space'in bir çok detayını açıklığa kavuşturdu ve bize de bunları size
aktarmak düştü. Bakalım oyun gerçekten bizleri etkileyebilecek mi?
Uzayda Dehşet
Oyunun
pre-alpha demosu yayınlandığında gördüğümüz ilk nokta ana karakterimiz
oldu. İsmi Isaac Clarke ve Ishimura adlı bir uzay gemisinin
koridorlarında terkedilmiş halde. Ishimura nedir diyecek olursanız da,
oyunun genel konusunu oluşturan ve uzaylılar tarafından işgal edilmiş
bir kazı - araştırma uzay gemisi diyebilirim. Isaac ve ekibi bu gemiye
olanları araştırmak üzere gönderilmişler. Fakat dediğim gibi oyuna
başladığımızda yalnız başımıza olacağız. Neler olduğunu bulmak da bize
düşüyor. Tabi kalbiniz buna izin verirse. Ne de olsa oyunumuz bir korku
oyunu ve EA bizleri korkutmak adına birçok şeyi deneyecek gibi
görünüyor. Zaten oyun başladığında ne yazık ki yalnızca 90 saniye
yetecek kadar oksijene sahipsiniz ve acilen yapacak bir şeyler bulmanız
gerekiyor. Yani oyunun demosu da gayet hızlı başlıyor. Aslında
içerisinde bulunduğunuz gemi size oksijen sağlayabiliyor, fakat geminin
kaza geçirdiğini ve ikiye bölündüğünü gördüğünüzde neden havaya
ihtiyacınız olduğunu anlıyorsunuz. Dead Space’in genel işleyişinde de
oksijen ihtiyacınızı karşılamak adına çevreye dağılmış durumda olan
hava kutularını bulmanız gerekecek. Ayrıca kendinizi gemiye bağlı
buluyorsunuz. Isaac neredeyse oyun boyunca hep geminin tabanına bağlı
durumda. Bu bağlılık oyunun birçok bölümünde ihtiyacınız olan eşyaları
almanıza ya da bir platformdan diğer platforma geçmek ve bulmacaları
çözmek gibi işleri de göreceğinden sıkça kullanılacak gibi duruyor.
Yer çekimi
uzay boşluğunda hiç bulunmadığından, tabana bağlı olarak bir çok
yerçekimsiz ortam hareketine başvurabiliyoruz. Büyük boşluklardan
karşıya atlamak gibi eylemler için bolca haşır neşir olacağız yani.
Konunun daha ilginç bir tarafına değinecek olursak eğer, bu tabana
bağlı olma durumu da başlı başına bir bulmaca diyebilirim. Yerçekimini
yeniden kazanabilmek adına etraftan bataryalar toplamak ve bunları eski
yerlerine yerleştirmek zorundayız. Zaten gemiye bağlı olduğunuz süre
boyunca, oradan oraya muhteşem atlayışlar gerçekleştirmemiz de biraz
zor görünüyor. Biraz şans, biraz da iyi hedefleme ile büyük sıçrayışlar
yapmak mümkün olabiliyor. Bunların haricinde Isaac, giydiği elbisenin
kendisine verdiği bir özel yeteneğe de sahip. Bu yeteneğin adı Kinesis
ve tahmin edebildiğiniz gibi uzaktaki objeleri almaya yarıyor. Ayrıca
bu yeteneğin bir de saldırı amaçlı kullanım yönü var ki, aldığınız
eşyaları düşmanlarınızın kafasına kafasına vurabilmenize izin veriyor.
Kulağa eğlenceli geliyor değil mi?
Karanlığın Sessizliği
Dead
Space'in uzayda geçtiğini artık anlamışsınızdır. Uzay gemisini
uzaylıların işgal ettiğini de söylemiştik. Yani basit bir mantıkla
oyunda düşmanlarımızın uzaylılar olduğu fikrine kapılabiliyoruz ve
yanıldığımızı anlıyoruz. Çünkü bir diğer düşmanımız hastalık bulaşmış
insanlar olacak ki, kendileri belki de en rahatsız edici görünüşe sahip
düşmanlarımız olacak diyebilirim. Ayrıca uzaylılara yalnızca uzaylılar
gözüyle bakmak bizi oldukça yanıltacaktır. Yapay zekaları şöyle iyi
böyle iyi demektense, nasıl işlediğini anlatırsam sanırım daha
açıklayıcı olacaktır.
Düşmanlarımız
kesinlikle onlara ne yönden ve nasıl saldırdığınızı anlayabiliyor, ona
göre taktikler geliştiriyorlar. Yani bir yaratığı kafasından
vurduğunuzda bu kez kopan kafasının yerinden dışarıya küçük yaratıklar
salgılayacak ve kafasız şekilde üzerinize gelmeye devam edecek. Bu
sırada da küçük yaratıklar etrafınızı saracaklar ve neyle
uğraşacağınızı şaşıracaksınız. Eğer siz onu ayağından vurmaya
kalkarsanız, bacakları kopan yaratığımız yerde sürünerek üzerinize
gelecek. Eğer oyunda bir süre boyunca aynı yaratıkları aynı şekilde
öldürmeye devam ederseniz, size karşı olan tutumlarını değiştirecekler.
Fakat her yaratığın bir zayıf noktası olacak ve eğer hayatta kalmak
amacı güdüyorsanız, bunları en kısa zamanda öğrenmeniz şart olacak.
Her
oyunda olduğu gibi Isaac'ın da kendisine oyun boyunca yardımcı olacak
bir kaç temel eşyası bulunuyor. Örneğin bir kazı aletimiz var ve
kendisi yay ve ok mantığı ile çalıştığından en temel silahımız olmaya
aday görünüyor. Bu silahla dikey ya da yatay şekilde saldırabilecek, bu
sayede de her yaratığın başka bir noktasına ateş edebilme yeteneğine
sahip olacaksınız. Ayrıca aynı Kinesis modülü gibi bir modül daha bulma
şansınız var ve bu modülde (Statis modülü) zamanı yavaşlatarak
etrafınızdaki her yaratığın hareketlerini minimum hıza düşürecek. Bu
sayede sıkıştığınız ya da tuzağa düştüğünüz anlarda kaçabilme şansınız
olacak. Oyun zaten sürekli olarak duvarların arkasında neler olduğunu
merak etmeniz, gemiyi araştırmanız ve işlerin kötüden nasıl bir hızla
olabilecek en kötüye dönüştüğünü gözlerinizle görmeniz ile geçecek. Bu
eşyalara bir de bağlı olduğumuz kilidi eklersek temel eşyalar konusunu
da kapatabiliriz.
Ufuk Faciası
Oyun
yapımcıları korku düzeyini artırabilmek adına, gözleri rahatsız
edebilecek her şeyi ekrandan kaldırmışlar. Yani ne bir sağlık
göstergesi ne mermi sayınız oyunda gözükmeyecek. Eğer bir eşyayı almaya
kalkarsanız, holografik bir görüntü oluşacak ve ardından kaybolacak. Bu
sistem bana oldukça mantıklı geliyor, çünkü karanlık bir odaya
girdiğinizde eşyaları bulmanız çok daha basit ve oyunun hızı da hiç
kesilmiyor. Bir eşyanın yanına geldiğinizde holografik görüntü size
eşya ile ilgili bilgileri sayarken siz tek tuş ile alabilir ve oyuna
hızla devam edebilirsiniz. Oyunda sağlık barınızın azaldığını
omurganızdan, Stasis ya da hava ihtiyacınızı da omuzlarınızdan
anlayabileceksiniz.
Oyunda ölmek pek de zor değil, fakat eğer
basit bir ölüm animasyonu bekliyorsanız yine şaşıracağınızı
söyleyebilirim. Karşınızdaki yaratıkların sizin nerenize saldırdığına
bağlı olarak, bacağınız kopacak, kafanız ortadan ikiye ayrılacak,
beliniz kırılacak. Hatta ve hatta sizi komple tek lokmada yutabilecek
düşmanlara da sahibiz. Tabi bu animasyonlar sadece Isaac için geçerli
değil, düşmanlarımızı da daha önce belirttiğim gibi farklı noktalardan
vurduğunuzda alacakları hasar ve ölüm animasyonları sürekli değişecek.
Yani EA oyunun şiddet ve vahşet içeren sahnelerini oldukça abartmış,
ama umuyoruz ki başları bu konudan dolayı ağrımaz. Kopan kollar
bacaklar görmek belki bizler üzerinde büyük etkiler bırakmıyor olsa da,
yaş olarak ufak insanlar için biraz daha sakıncalı gibi geliyor.
Dead Space,
uzun süren sessizliğin ardından benim üzerimde iyi bir izlenim bıraktı
diyebilirim. Zaten oyun piyasasının bu tür oyunlara ihtiyacı olduğunu
da biliyoruz. Her ne kadar EA yapımcı olduğundan biraz da olsa temkinli
yaklaşıyor olsak da, dar ve karanlık koridorlardan gelen sürünme
sesleri, neredeyse hiç durmayacak gibi görünen hareketliliği ve demoda
gördüğümüz kadarıyla başarılı atmosferi ile doğru yolda olduğunu
söylememiz zor değil. Umuyoruz ki EA bizi şaşırtır ve yıllardır
yapamadığını yaparak bizlere bir klasik sunmayı başarır.