Her
oyuna başlarken işte bu oyun harika olacak diye başlarım. Belki de bu
değişen, gelişen dünya içinde oyun sektörünün de gelişmemesi gibi bir
durumun söz konusu olamayacağı gerçeği içindir. Kusursuz bir oyun
yapılabilir mi? Ya da sırf taklit olmayan, yeni fikirler ve gerçekler
ile donatılmış bir oyun? Tüm bunların mümkün olmaması için hiçbir sebep
yok gibi gözükse de yıllardır edindiğim tecrübe ile kusursuz oyun
olmadığı kanısına her yeni çıkan oyun ile birlikte daha da fazla inanır
oldum. Muhteşem olduğu iddia edilen oyunlarda hatta klasiklerde bile
onlarca kusur bulunabilir. Ama bizim işimiz kusurları değil oyun
başındayken bizleri gerçekten eğlendiren ve oyun olduğunu kanıtlayan
oyunları incelemek ve oyunlardan tat almak, küçük kusurları görmezden
gelmek. İşte Just Cause'da tıpkı bunun gibi bir oyun. Ne kusursuz ne de
muhteşem bir yapım. Başında sizleri saatlerce eğlendirebilecek eski
tatları yeniden yaşatabilecek bir yapım. Tabi bunları tatmak ve yaşamak
sadece sizlerin elinde.
Hayır, Che değil, Rico!
Rico, CIA için çalışan özel olması ile birlikte akrobatik ve Antonio
Banderas'ı aratmayacak kalitede yetenekli bir ajanımızdır. Amacı San
Esperito adasındaki mevcut hükümeti devirerek istenilen yeni bir rejimi
hayata geçirmektir. Rico, San Esperito devrim ordusunun yanında yer
alarak hem mevcut hükümeti hem de ilişkide olduğu yasa dışı kartelleri
de bu amaçla bitirecektir. Oyunun kapağından içeriğine kadar birçok
yönden yapımcıların, Küba faslı bir devrimden de etkilendikleri bu
yüzden kendini hemen belli ediyor. Tabi hal böyle olunca Rico'da işe
'Her devrim önce kendi çocuklarını harcar' diyerek başlayacaktır.
Oyun oynanış olarak GTA tarzı bir oynanışa ve görev hiyerarşisine
sahip. Tıpkı GTA oyunlarındaki gibi belli nokta ve üstlerden alacağınız
görevler ile senaryoyu takip ediyorsunuz. Oyun yine bir dönem GTA
taklidi olarak görülen ama beklenenden fazla sevilen Total Overdose ile
de aksiyon öğeleri yönünden benzerlik gösterdiğini de söyleyebilirim.
Yine haritanız aracılığıyla görevleriniz, nereye gideceğiniz açık
olarak gösteriliyor. GTA oyunlarından farklı olarak tüm bilgilere
ulaşabileceğiniz bir PDA'nız var ve buradan görevler hakkında bilgi
alabileceğiniz gibi belli görevleri aktif etmeniz de mümkün. Yine PDA
sayesinde kullanabileceğiniz araçlar, adanın diğer bölümleri gibi
ayrıntılara da erişebiliyorsunuz. Aldığınız görevler genelde türün
oyunlarına benzerlik göstererek belli bir konvoyu takip etmek ya da onu
sağ salim belli bir noktadan noktaya taşımak, uyuşturucu kartellerini
saf dışı bırakmak, gizli paketlere erişmek ve onları teslim etmek gibi
türün bilindik görevlerinden oluşuyor. Bu görevleri yaparken
olabildiğince aksiyon içinde kalmanız ve sıkılmadan oynayabilmeniz ise
garanti altına alınmış durumda.
Oyunun temel amaçlarından bir
tanesi de ada içindeki belli stratejik noktaları özgürleştirmek. Bu
noktalar haritada kırmızı halka içindeki beyaz yıldız ile işaretlenmiş
durumda. Bu noktalara geldiğinizde devrim ordusu komutanlarından bir
tanesi ile karşılaşıyor ve görevi aktif ediyorsunuz. Bu noktadan sonra
haritadaki asıl stratejik nokta aktif oluyor ve o noktayı ele geçirene
kadar önünüze çıkan tüm muhalif güçleri saf dışı bırakıyorsunuz.
Aslında bu görevleri yaparken de illaki önünüze çıkan herkesi
öldürmenize gerek yok. Hatta direk noktaya ulaşıp bayrağın yanına sağ
salim gelmeniz görevi tamamlamanız için yeterli görülmüş. En azından
burada sayı olarak belli bir muhalif gücü saf dışı etmeniz için sınır
koyulabilirdi.
Yine bu görevler esnasında ada içerisinde sık
sık muhalif çetelere ve kartellere de rastlayacaksınız. Böylelikle
bazen kendinizi bir çete çatışması içerisinde bulmanız da an meselesi
olacak. Ama düşmanlardan korkmaya gerek yok bu kadar aksiyon içerisinde
onlara da mutlaka sıra gelecektir.
Görevler,oyun boyunca karşılaşacağınız tüm çatışma ve ilerleyiş tarzı
sizi fazlası ile yeni nesil bir GTA oynuyormuş havası sunabilir. Başta
da belirttiğim gibi Just Cause fazlası ile türün oyunlarının
harmanlanmış bir hali çünkü. Bu yüzden bu durum türün oyuncuları için
iyi, daha fazla yenilik bekleyen oyuncular için kötü bir gelişme
olabilir. Ama görev çeşitliğinin bir hayli fazla olduğunu da
belirteyim. Oyun boyunca senaryoyu takip edebileceğiniz gibi bulduğunuz
gizli paketler ile bonus görevlere ulaşabilirsiniz. Bazı noktalarda
dilerseniz yan görevleri de yapmanız mümkün. Bu bakımdan oyunun bir
hayli keyifli olduğunu ve kısa hikayesinin açığını da kapattığını
söyleyebilirim.
James Bond'un kulakları çınlasın!
Ajanımız Rico öyle donanımlarla donatılmış ki her an kendinizi
aksiyonun içinde buluveriyorsunuz. Gerçi bu sıcak ada içerisinde
sürekli siyah elbise ile dolaşması havaların soğumaya başladığı şu
günlerde 'Ne yapıyorsun be adam? Girsene denize!' diye söylenmenize de
sebep olmuyor değil. Olsun bu ajan Rico'dur ne yapsa yeridir. Rico'nun
en sevdiğim ve sizlerinde seveceğini düşündüğüm özelliği her an
havalanmaya hazır durumda bir paraşütü olması olacaktır. Böylelikle
gördüğünüz her uçurumdan aşağıya kendinizi benim gibi salıvereceksiniz.
Ya da giden araçların arkasından halat tabancanız ile ateş edip 'Vay be
sana şöyle bir tepeden baktım San Esperito' diyeceksiniz. Bu durumun
araçları takip etmeniz ya da gideceğiniz noktalara çabuk ulaşmanız
açısından bir hayli işinize yarayacağını söyleyebilirim. Hatta öyle ki
yukardan aşağıya ateş etmek bile bir hayli keyifli oluyor.
Rico bu güzel ada içerisinde bir çok aracı kullanma lüksüne sahip.
Motorlar, arabalar, kamyonlar aklınıza gelen dört tekerlekli bütün
araçlar hatta daha da fazlası sürat tekneleri, jumbo jetleri bile
Rico'nun emrine sunulmuş. Oyunda 100 farklı araç kullanılabiliyor. Ama
bu araçların hepsine oyunun başında erişemiyorsunuz. Bunlar genelde
alacağınız görevler ile doğru orantılı olarak açılıyor. Bu yüzden
oyunun başında bulduğunuz bir sürat teknesine ya da uçağa hemen
binemiyorsunuz. Bu da oyuna süreklilik katmak açısından güzel
düşünülmüş bir ayrıntı olsa gerek.
Aksiyon adamıdır Rico dedik
ya hani, işte araçlarla yolculuk esnasında giderken kendinizi E tuşu
ile dışarı atmanız ya da F tuşu ile aracın üzerine çıkıp diğer araçlara
atlamanız mümkün. Hatta abartıp araç ile tam hızınızı almışken
paraşütünüzle havalanmanız bile mümkün. Ayrıca aksiyon sahnelerinde,
örneğin; yüksek bir yerden uçtuğunuzda, kamera replay moduna geçip
aksiyonu sizlere farklı bir açıdan gösterebiliyor. Oyunda yer alan bu
tür küçük detaylar yapımı çok eğlenceli bir hale geliyor.
Deniz, kumsal ve Güneş
San Esperito adası o kadar güzel tasarlanmış ki oyunu bırakıp etrafın güzelliklerine ilk etapta dalmamak içten bile değil. FarCry'dan bu yana böyle güzel bir deniz ve ada tasarımı görmemiştim doğrusu. Ada içerisinde kullanılan efektler, gün içinde hava şartlarının değişmesi, ufkun puslu bir hal alması grafiksel olarak adaya ve oyuna çok fazla önem verildiğini gösteriyor. Gerek araç gerekse çevre tasarımları da aynı şekilde oyuncular için grafiksel olarak üst düzey bir deneyim sunuyor. Öyle ki San Esperito adası içerisindeki ormanlar, yerleşim merkezleri, barınaklar, sahiller toplamda 250.000 dönümlük bir arazinin üzerine kurulmuş durumda. Böyle bir genişlik de oyunculara fazlası ile özgür bir oynanış sunuyor. Bu genişliğin keyfini zaten görevleri yaparken onlarca alternatif yolu kullanarak da sürebileceksiniz. Just Cause'un grafiksel olarak çok hoş bir deneyim yaşatmasının altında yapımcı şirket ile aynı ismi taşıyan 'Avalanche' grafik motorunu kullanması yatıyor. Adanın görsel güzelliğine bir de onu gökyüzünden seyretmeniz eklenince oyun çok hoş bir deneyim vaat ediyor.
Grafiksel güzelliklerin yanında patlama efektlerindeki güzellik ve araçların her bir parçasının ayrı olarak dağılabilmesi de güzel düşünülmüş ayrıntılar arasında yer alıyor. Gece, gündüz arasındaki geçişler de oyuna bir hayli güzel bir hava katmış. Araçlarınızın ışığı gece olunca otomatik olarak yanıyor. Oyunda kullanılan 'Post Processing' efekti de görsel olarak ayrı bir güzellik katıyor adaya. Ada hakkında söyleyebileceğim son şey ise kesinlikle çok güzel tasarlandığı ve gezmesinin oldukça keyifli olduğudur.
Oyunun sesleri ise muhteşem olmasa da türün oyunlarından aşağı kalır kalitede olmadığını söyleyebilirim. Oyunun müzikleri ise gerçekten oyuna uyan ve sizi eğlendiren tarzda, Latin müziklerinden oluşuyor.
Bu da bitti...
Oyun hakkındaki son sözlerime gelecek olursak Just Cause son zamanlardaki GTA açlığınızı fazlası ile giderebilecek kalitede bir oyun. Adanın görsel güzelliği ve genişliği oyundan çabuk sıkılmanız engelliyor. Araç sayısının fazla olması ve adayı gökyüzünden seyretmenizin keyfine birde bol aksiyon eklenince kendinizi kaptırmanızı sağlıyor. 'Peki, hiç mi kötü yanı yok bu oyunun?' dediğinizi duyar gibiyim. Her oyunda olduğu gibi Just Cause da kusursuz bir oyun değil. Zaman zaman karşılaşabileceğiniz ve birden yok olan araçlar ile sizleri şaşırtan küçük programlama hatalarına da sahip. Hikaye modunun kısa sürmesi canınızı sıkabilir ama bonus ve yan görevler işinizi bir süre daha görecektir. Üst düzey oyuncular oyunu fazlası ile kolay bulabilir bu da eksi hanesine yazılabilecek kusurlardan bir tanesi diyebilirim. Just Cause her ne kadar DVD9 formatında bir yükleme DVD'sine sahip olsa da 7.34 GB bir disk alanınızı uçursa da her şeye rağmen son zamanlarda kendini oynatan ve hoş bir deneyim yaşatan oyunlardan bir tanesi. Oyunsuz kalmayın. İyi Eğlenceler.
oyuna başlarken işte bu oyun harika olacak diye başlarım. Belki de bu
değişen, gelişen dünya içinde oyun sektörünün de gelişmemesi gibi bir
durumun söz konusu olamayacağı gerçeği içindir. Kusursuz bir oyun
yapılabilir mi? Ya da sırf taklit olmayan, yeni fikirler ve gerçekler
ile donatılmış bir oyun? Tüm bunların mümkün olmaması için hiçbir sebep
yok gibi gözükse de yıllardır edindiğim tecrübe ile kusursuz oyun
olmadığı kanısına her yeni çıkan oyun ile birlikte daha da fazla inanır
oldum. Muhteşem olduğu iddia edilen oyunlarda hatta klasiklerde bile
onlarca kusur bulunabilir. Ama bizim işimiz kusurları değil oyun
başındayken bizleri gerçekten eğlendiren ve oyun olduğunu kanıtlayan
oyunları incelemek ve oyunlardan tat almak, küçük kusurları görmezden
gelmek. İşte Just Cause'da tıpkı bunun gibi bir oyun. Ne kusursuz ne de
muhteşem bir yapım. Başında sizleri saatlerce eğlendirebilecek eski
tatları yeniden yaşatabilecek bir yapım. Tabi bunları tatmak ve yaşamak
sadece sizlerin elinde.
Hayır, Che değil, Rico!
Rico, CIA için çalışan özel olması ile birlikte akrobatik ve Antonio
Banderas'ı aratmayacak kalitede yetenekli bir ajanımızdır. Amacı San
Esperito adasındaki mevcut hükümeti devirerek istenilen yeni bir rejimi
hayata geçirmektir. Rico, San Esperito devrim ordusunun yanında yer
alarak hem mevcut hükümeti hem de ilişkide olduğu yasa dışı kartelleri
de bu amaçla bitirecektir. Oyunun kapağından içeriğine kadar birçok
yönden yapımcıların, Küba faslı bir devrimden de etkilendikleri bu
yüzden kendini hemen belli ediyor. Tabi hal böyle olunca Rico'da işe
'Her devrim önce kendi çocuklarını harcar' diyerek başlayacaktır.
Oyun oynanış olarak GTA tarzı bir oynanışa ve görev hiyerarşisine
sahip. Tıpkı GTA oyunlarındaki gibi belli nokta ve üstlerden alacağınız
görevler ile senaryoyu takip ediyorsunuz. Oyun yine bir dönem GTA
taklidi olarak görülen ama beklenenden fazla sevilen Total Overdose ile
de aksiyon öğeleri yönünden benzerlik gösterdiğini de söyleyebilirim.
Yine haritanız aracılığıyla görevleriniz, nereye gideceğiniz açık
olarak gösteriliyor. GTA oyunlarından farklı olarak tüm bilgilere
ulaşabileceğiniz bir PDA'nız var ve buradan görevler hakkında bilgi
alabileceğiniz gibi belli görevleri aktif etmeniz de mümkün. Yine PDA
sayesinde kullanabileceğiniz araçlar, adanın diğer bölümleri gibi
ayrıntılara da erişebiliyorsunuz. Aldığınız görevler genelde türün
oyunlarına benzerlik göstererek belli bir konvoyu takip etmek ya da onu
sağ salim belli bir noktadan noktaya taşımak, uyuşturucu kartellerini
saf dışı bırakmak, gizli paketlere erişmek ve onları teslim etmek gibi
türün bilindik görevlerinden oluşuyor. Bu görevleri yaparken
olabildiğince aksiyon içinde kalmanız ve sıkılmadan oynayabilmeniz ise
garanti altına alınmış durumda.
Oyunun temel amaçlarından bir
tanesi de ada içindeki belli stratejik noktaları özgürleştirmek. Bu
noktalar haritada kırmızı halka içindeki beyaz yıldız ile işaretlenmiş
durumda. Bu noktalara geldiğinizde devrim ordusu komutanlarından bir
tanesi ile karşılaşıyor ve görevi aktif ediyorsunuz. Bu noktadan sonra
haritadaki asıl stratejik nokta aktif oluyor ve o noktayı ele geçirene
kadar önünüze çıkan tüm muhalif güçleri saf dışı bırakıyorsunuz.
Aslında bu görevleri yaparken de illaki önünüze çıkan herkesi
öldürmenize gerek yok. Hatta direk noktaya ulaşıp bayrağın yanına sağ
salim gelmeniz görevi tamamlamanız için yeterli görülmüş. En azından
burada sayı olarak belli bir muhalif gücü saf dışı etmeniz için sınır
koyulabilirdi.
Yine bu görevler esnasında ada içerisinde sık
sık muhalif çetelere ve kartellere de rastlayacaksınız. Böylelikle
bazen kendinizi bir çete çatışması içerisinde bulmanız da an meselesi
olacak. Ama düşmanlardan korkmaya gerek yok bu kadar aksiyon içerisinde
onlara da mutlaka sıra gelecektir.
Görevler,oyun boyunca karşılaşacağınız tüm çatışma ve ilerleyiş tarzı
sizi fazlası ile yeni nesil bir GTA oynuyormuş havası sunabilir. Başta
da belirttiğim gibi Just Cause fazlası ile türün oyunlarının
harmanlanmış bir hali çünkü. Bu yüzden bu durum türün oyuncuları için
iyi, daha fazla yenilik bekleyen oyuncular için kötü bir gelişme
olabilir. Ama görev çeşitliğinin bir hayli fazla olduğunu da
belirteyim. Oyun boyunca senaryoyu takip edebileceğiniz gibi bulduğunuz
gizli paketler ile bonus görevlere ulaşabilirsiniz. Bazı noktalarda
dilerseniz yan görevleri de yapmanız mümkün. Bu bakımdan oyunun bir
hayli keyifli olduğunu ve kısa hikayesinin açığını da kapattığını
söyleyebilirim.
James Bond'un kulakları çınlasın!
Ajanımız Rico öyle donanımlarla donatılmış ki her an kendinizi
aksiyonun içinde buluveriyorsunuz. Gerçi bu sıcak ada içerisinde
sürekli siyah elbise ile dolaşması havaların soğumaya başladığı şu
günlerde 'Ne yapıyorsun be adam? Girsene denize!' diye söylenmenize de
sebep olmuyor değil. Olsun bu ajan Rico'dur ne yapsa yeridir. Rico'nun
en sevdiğim ve sizlerinde seveceğini düşündüğüm özelliği her an
havalanmaya hazır durumda bir paraşütü olması olacaktır. Böylelikle
gördüğünüz her uçurumdan aşağıya kendinizi benim gibi salıvereceksiniz.
Ya da giden araçların arkasından halat tabancanız ile ateş edip 'Vay be
sana şöyle bir tepeden baktım San Esperito' diyeceksiniz. Bu durumun
araçları takip etmeniz ya da gideceğiniz noktalara çabuk ulaşmanız
açısından bir hayli işinize yarayacağını söyleyebilirim. Hatta öyle ki
yukardan aşağıya ateş etmek bile bir hayli keyifli oluyor.
Rico bu güzel ada içerisinde bir çok aracı kullanma lüksüne sahip.
Motorlar, arabalar, kamyonlar aklınıza gelen dört tekerlekli bütün
araçlar hatta daha da fazlası sürat tekneleri, jumbo jetleri bile
Rico'nun emrine sunulmuş. Oyunda 100 farklı araç kullanılabiliyor. Ama
bu araçların hepsine oyunun başında erişemiyorsunuz. Bunlar genelde
alacağınız görevler ile doğru orantılı olarak açılıyor. Bu yüzden
oyunun başında bulduğunuz bir sürat teknesine ya da uçağa hemen
binemiyorsunuz. Bu da oyuna süreklilik katmak açısından güzel
düşünülmüş bir ayrıntı olsa gerek.
Aksiyon adamıdır Rico dedik
ya hani, işte araçlarla yolculuk esnasında giderken kendinizi E tuşu
ile dışarı atmanız ya da F tuşu ile aracın üzerine çıkıp diğer araçlara
atlamanız mümkün. Hatta abartıp araç ile tam hızınızı almışken
paraşütünüzle havalanmanız bile mümkün. Ayrıca aksiyon sahnelerinde,
örneğin; yüksek bir yerden uçtuğunuzda, kamera replay moduna geçip
aksiyonu sizlere farklı bir açıdan gösterebiliyor. Oyunda yer alan bu
tür küçük detaylar yapımı çok eğlenceli bir hale geliyor.
Deniz, kumsal ve Güneş
San Esperito adası o kadar güzel tasarlanmış ki oyunu bırakıp etrafın güzelliklerine ilk etapta dalmamak içten bile değil. FarCry'dan bu yana böyle güzel bir deniz ve ada tasarımı görmemiştim doğrusu. Ada içerisinde kullanılan efektler, gün içinde hava şartlarının değişmesi, ufkun puslu bir hal alması grafiksel olarak adaya ve oyuna çok fazla önem verildiğini gösteriyor. Gerek araç gerekse çevre tasarımları da aynı şekilde oyuncular için grafiksel olarak üst düzey bir deneyim sunuyor. Öyle ki San Esperito adası içerisindeki ormanlar, yerleşim merkezleri, barınaklar, sahiller toplamda 250.000 dönümlük bir arazinin üzerine kurulmuş durumda. Böyle bir genişlik de oyunculara fazlası ile özgür bir oynanış sunuyor. Bu genişliğin keyfini zaten görevleri yaparken onlarca alternatif yolu kullanarak da sürebileceksiniz. Just Cause'un grafiksel olarak çok hoş bir deneyim yaşatmasının altında yapımcı şirket ile aynı ismi taşıyan 'Avalanche' grafik motorunu kullanması yatıyor. Adanın görsel güzelliğine bir de onu gökyüzünden seyretmeniz eklenince oyun çok hoş bir deneyim vaat ediyor.
Grafiksel güzelliklerin yanında patlama efektlerindeki güzellik ve araçların her bir parçasının ayrı olarak dağılabilmesi de güzel düşünülmüş ayrıntılar arasında yer alıyor. Gece, gündüz arasındaki geçişler de oyuna bir hayli güzel bir hava katmış. Araçlarınızın ışığı gece olunca otomatik olarak yanıyor. Oyunda kullanılan 'Post Processing' efekti de görsel olarak ayrı bir güzellik katıyor adaya. Ada hakkında söyleyebileceğim son şey ise kesinlikle çok güzel tasarlandığı ve gezmesinin oldukça keyifli olduğudur.
Oyunun sesleri ise muhteşem olmasa da türün oyunlarından aşağı kalır kalitede olmadığını söyleyebilirim. Oyunun müzikleri ise gerçekten oyuna uyan ve sizi eğlendiren tarzda, Latin müziklerinden oluşuyor.
Bu da bitti...
Oyun hakkındaki son sözlerime gelecek olursak Just Cause son zamanlardaki GTA açlığınızı fazlası ile giderebilecek kalitede bir oyun. Adanın görsel güzelliği ve genişliği oyundan çabuk sıkılmanız engelliyor. Araç sayısının fazla olması ve adayı gökyüzünden seyretmenizin keyfine birde bol aksiyon eklenince kendinizi kaptırmanızı sağlıyor. 'Peki, hiç mi kötü yanı yok bu oyunun?' dediğinizi duyar gibiyim. Her oyunda olduğu gibi Just Cause da kusursuz bir oyun değil. Zaman zaman karşılaşabileceğiniz ve birden yok olan araçlar ile sizleri şaşırtan küçük programlama hatalarına da sahip. Hikaye modunun kısa sürmesi canınızı sıkabilir ama bonus ve yan görevler işinizi bir süre daha görecektir. Üst düzey oyuncular oyunu fazlası ile kolay bulabilir bu da eksi hanesine yazılabilecek kusurlardan bir tanesi diyebilirim. Just Cause her ne kadar DVD9 formatında bir yükleme DVD'sine sahip olsa da 7.34 GB bir disk alanınızı uçursa da her şeye rağmen son zamanlarda kendini oynatan ve hoş bir deneyim yaşatan oyunlardan bir tanesi. Oyunsuz kalmayın. İyi Eğlenceler.